İstanbul
21 Kasım, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2412.9
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66248.09$

URFA SIRRIN KÖYÜ’NDE ALEVİ-BEKTAŞİ YERLEŞİMİ

08 Nisan 2024, Pazartesi 19:33

Tarihi kaynaklarda Sırrın köyü Urfa şehir merkezine en yakın bir köy olup, günümüzde şehrin bir mahallesi durumunda bir yerleşim birimidir.

Berriyeciik, Viranşehir’in doğusundaki yörenin adıdır. Resulayn, Berriyecik’in güneyinde, Ceylanpınar yöresidir. Bozova ise günümüzde Şanlıurfa’nın bir ilçesidir. Bu yöreler, Alevi erenlerin ilk yurdu ve ilk merkezidir.”1

İşte bu yörede Sırrın’ın bir yerleşim birimi olarak adından ilk olarak Akkoyunlu Uzun Hasan zamanında cereyan eden olaylarda (her ne kadar yeri tesbit edilmediği belirtilmekte ise de) Sirin adlı bir yerleşim biriminden bahsedilmektedir ki, buranın Sırrın (Sınırkendi) köyü olduğu bilinmektedir.

Zira; “Sahib Kıran, Kasım Mirza’nın arkasından hücuma (ilgar) geçip Kasım Mirza, hanesini Sirin de bırakıp Bayburt’u yağmalamağa gidince onun hanesinin, malının ve adamlarının tamamını ele geçirdi.”2

Bu isimdeki köy, Segal’in tarihinde “Serin” olarak geçmektedir ki, bu adın Sırrın’ın topoğrafik ve coğrafik yapısına uygun olduğu görülür, ancak sakinlerinin Alevi-Bektaşi inancında olmaları, köyün adının “Ali Sırrı” ile ilgisini de çağrıştırmaktadır.

Sırrın’ın yıllar itibarı ile nüfus ve ocak kültü ile ilgisi itikadi yönden Alevi-Bektaşi bir yerleşim yeri olduğuna işaret etmektedir. Ancak burada sosyolojik olarak boy, oba ve oymak organizasyonundan ziyade, Ocak kültü yapılanması öne çıkmaktadır.

Prof. Dr. Fahrettin Kırzıoğlu’nun Osmanlı Arşiv belgelerinden çıkardığı 1565 Tarihli Defter kayıtlarına göre (Varak:39b-40a) Sırrınlılar’ın Dede-Karğın boyuna aidiyetleri vurgulanır.

Mürşit Ocağı olan Dede Garkın grubundaki bazı pîr ocaklarının, mürşit ocağı veya dipdedesi olarak Dede Garkın Ocağı görülmektedir.

Bu Ocaklar:

  1. Şah İbrahim Ocağı

  2. Ali Seydi Ocağı

  3. Arzuman Ocağı

  4. Kazımoğulları/Musa Kazım Ocağı

  5. Köse Süleyman Ocağı

  6. Pir Sultan Ocağı

  7. Ali Baba Ocağı

  8. Kul Himmet Ocağı

  9. Çalapverdi Ocağı.

Dede Garkın, Rum’a gelmiş ve Mardin yakınlarını yurt edinmiştir. Buraya iki günlük uzaklıktaki Abdülaziz dağında geyik otlatmıştır.

Dede Garkın’ın yaşamını konu alan tek yapıt Ednai’nin şiirindeki bir bölümü şöyledir:

Rum’a varub karar eyliyen

Sır iken nice kerametlerin var eyliyen

Tanrı’dan nida geüben Hak kelamın eyliyen

Numan’um gelsün geruya deyü nutkun söyliyen

On yedi derviş ile Furad yana azm eyliyen

On yedi derviş ile Murad’a ubur eyliyiyen”3

Prof. Dr. Alemdar Yalçın ise “Kargın Ocaklı Boyu ile İlgili Yeni Belgeler” den, Kargın boyunun Türkiye ve yurt dışındaki dağılımını gösteren Harita ve Alfabetik sıralamada, Şanlıurfa da “Merkez; Karkın, Sırın, Kısas.”4 köyleri yer almaktadır.

“Dedegarkın topluluğunun Güneydoğu Anadolu’daki varlığı günümüze dek ulaşmıştır. Diyarbakır-Kadıköy’de ocağın üyeleri ve talipleri vardır. On altıncı yüzyıl kayıtlarına göre bu köydeki topluluk, İshak Danişmendlü obasındandır. * İshak Danişmendlü obası ile Dede Garkın ocağı öğelerinin aynı köyde ve aynı toplulukta yer alması, Baba İshak ile Dede Garkın ilişkisinin önemli bir kanıtıdır. Kadıköy’ün bulunduğu yörede Garkın boyunun ad verdiği Kargındere adlı bir akarsu vardı. * Bu akarsu Akkoyunlu kaynaklarında da geçmektedir. Uzun Hasan’ın babası Ali Beğ, Tebriz’den babasının yurdu olan Diyarbekir’e kaçarken Kargundere’de önünü kesen Kürtlerle çarpışmış ve Diyarbekir’e ulaşmıştı. *

On altıncı yüzyıl kayıtlarına göre, İshak Danişmendlü obasının barındığı köylerden bir başkası Urfa’daki Sınırkendi’dir. Sırın adıyla günümüze ulaşan bu köyün halkının 1950’li yıllarda bile Dedekarkınlı olduğunu biliyoruz.” Baba İshak, İshak adlı Türkmen topluluğundandır. Onun adı, ‘İshak topluluğundan olan baba’ anlamındadır.

“İshaklu’nun bir başka kolu, Yeni-İl Türkmenleri arasındaki Çimelü oymağının içindeydi. İshaklı Mahallesi olarak kaydedilen bu oba, Alevi obalarının ünlü yaylası olan Sivas Kangal’daki Mancılık yöresindeydi ve 1597 yılında 41 neferanlıydı. *

İshak obasının yurtlarından birisi, Baba Resul olayına katılan erenlerin yurdunda, Viranşehir nahiyesindeydi. İshak adlı bu yerleşim, Viranşehir’de olması dolayısıyla Dede Gerkın’ın Büyük Circip çayı yanındaki zaviyesine yakın bir yerdeydi. İshaklı topluluğunun bir bölümü, on altıncı yüzyılda Maraş livasının Göynik nahiyesindeydi.

İshak topluluğu, Akkoyunluların dayandığı önemli göçebe birimlerinden biridir. * Osmanlı tahrir defterlerinde bu topluluğun adına İshak Danişmendli olarak da rastlıyoruz ki bu; İshak’ın, Danişmendli adlı bir kolunun olduğu anlamına gelir.

İshak Danişmendlü topluluğunun kışlak yurtları, Urfa’daki Kadıkendi, Sınırkendi ve Kırkpınar; Şarki Amid’deki (Bismil’deki) Diziyumru, Yaylacık ve İshak danişmendlü köyleriydi. İshak topluluğunun bu yöredeki yurdu, Bismil yakınındaki İshak köyüydü.”5

İshak Danişmendli obası üyelerinin ad listesi Alevi ad vurma geleneğine uygundur. 1564 yılında düzenlenen listedeki adlar şunlardır:

Hüseyin, Yusuf, İsmail, Pir Ali, Ali Bey, Karaca, Emniyet, Mehmet, Yadiğar, Ayvaz Şah Ali, Şah Ali, Budak, İshak, Kaya, Musa, Ulaş, Halil, İbrahim, Allahkulu, Ali, Cafer Ali, Çırak, Türemiş, Gökçe, Hızır, İlyas, Ali Seydi Baba, Hasan, Ahmet, Üveys, Piri, Abdi Durmuş, Murat, Ali Durak, Haydar, Satılmış, Rüstem, Maksut, Seydi, Ahmet, Halil, Pir Mehmet Kasım, Veli Piri, Murat Baba, Hüseyin Şah Kulu, Yusuf Ali Kaya, Şah Kulu, İbrahim Hasan, Ali Hasan, Şeyhi, Abdal, Bektaş Pir Mehmed, Kasım.”6

“2.134. Şirin, Serin:

Bu köy 1523 tarihli tahrirde sadece “Şirin, Serin” şeklinde yazılmıştır. 1540 tarihli tahrirde “mezrea” konumunda olup, “mezrea-i şirin (Serin) ve Canik” şeklinde kaydedilmiştir.

1523’te 22 hane ve 3 mücerred’i, 1558’de 3.5’i çift, 9’u bennak, 1’i mücerred olmak üzere toplam 14 neferi, 1575’te 8’i çift, 1’i bennnak ve 8’i mücerred olmak üzere toplam 19 nefer vergi mükellefi nüfusu mevcuttur. (Bkz. Ek-I). 1540 tarihli tahrirde “mezrea” statüsünde olduğu için meskûn nüfusu mevcut değildir.”8

Bu yerleşim birimine ilişkin bazı bilgileri de Büyük Selçuklu Komutanı’nın Suriye’deki Süleyman Şah Türbesi’nin yeni yerine ilişkin Suruç İlçe yıllığında verilen bilgilerde görmekteyiz:

Urfa’nın Sırrın köyünde yaşayan insanlar ocak olarak Dede-Karğın ocağından oldukları gibi, tarihsel olarak, birçok Türkmen boyundan olanların da buraya yerleştikleri arşiv belgelerinden anlaşılmaktadır.

Türkmenlerin anavatanı Horasan’dır. 84 bin haneden ibaret olan aşiret 12 beylik halinde idare ediliyordu. Her boy ve oymağın başına bir bey tayin edilmişti. Urfa’nın Akziyaret nahiyesinden doğup, Urfa’nın güneyinden geçerek, Suriye tarafında Fırat nehrine dökülen Culap Deresinin katettiği mıntıkaya Culap mıntıkası denilmektedir. Culap, Beydili Türkmen ve Barakların Dede yurdudur.

Bunlar bu 12 beylikte bir reise bağlı bulunuyordu. Bütün Türkmenlerin reisi, maruf ve bilgin bir zat olan Firuz Bey’dir. Begdili Türkmen Boyunun yöredeki 20 Türkmen Oymak ve Obaları içerisinde… 13. Sırada Şarkevli Oymağı:

1. Bedirli

2. Budaklı

3. Hacı Hıdırlı

4. Ali Beyli kollarına…..ayrılmıştır.”9.

Culap Deresi’ni 12 oymağa “bend” yapıp, yerleşen Beğdili Türkmen Firuz Beğ, yörede cereyan eden Türkmen, Arap ve Kürt aşiret anlaşmazlıkları karşısında Osmanlı’nın Halep paşası Abbas Paşa tarafından dağıtılır, olaylar bundan sonra başlar. Rakka bölgesine yerleşen Beğ-Dili Boyu oba ve oymaklarının başına Firûz Beğ geçer.

Toplandık aşiret geldik Colab’a

Baş bend Firûz Beğ’in değil mi?

Emretti Beğler kurduk yan yana

Hacı Ali’nin yurdu Seylân değil mi?

 

Ondan aşağı Budak düzüldü

Bend sahibi ismi ismine yazıldı

Orda Berk Ağa’nın keyfi bozuldu

Torunların yurdu Şirvan değil mi?

 

Yurd verildi Ulaşlı’nın beğine

O da kondu Berk ağa’nın sağına

Fırkat geldi Ağca-Kale dağına

Bayındır’ın yurdu Goncan değil mi?

 

Dedem-Oğlu, haymaların kurulsun

Çekilsin bayraklar mehter vurulsun

Döğülsün kahven harbin çağrılsın

Abdallar’ın yurdu ören değil mi?

Hatıralara göre Beğ-Dili boyunun beği iskân başı Firûz Beğ (hatıralarda Feriz): bu fena yerlerde yaşanmaz diyerek bir kısım obalar ile beraber İran’a gitmiştir. Oymakların başında bulunan beğlerin, Osmanlı devletinin kendilerine itibar göstermemesi, mevki vermemesi ve bilhassa devlet memurlarının haksız muameleleri karşısında İran’a gittikleri bir vâkıadır.”10.

Ancak Beğdili Boyu Budak obası ailelerinden ve diğer obalardan muhtelif aileler de Sırrın köyüne gelerek yerleşmişlerdir. Bunu günümüzde Bozova ilçesi Yaslıca, Kanlı Avşar vd. köy halkı da kendi köylerinden birçok ailenin Sırrın ve Kısas köyüne gittiklerini belirtmektedirler. Hatta Sırrın’dan İbrahim Paşa devrinde Suriye mıntıkasında giderek yerleşmiş Sırrınlılar da vardır. Sırrın Cemevi Babası Halil Üçbudak bu konuda şöyle der: “Evet, şimdi Suriye hudutları içerisinde bir Sırrın köyü daha var. Bizim köyden giderek Suriye Sırın köyünde yaşayanlar bizim amca çocuklarımızdır. Biz onlarla tanışır, ancak çok seyrek olarak görüşürüz, onlar oranın yaşam şartlarına göre giyinip yaşıyorlar. Bunu kendileri de biliyor” der.

*****

* Yukarıda Sivas Kangal yöresindeki Alevi göçerleri yaylağı, Merhum Ali Kızıltuğ’un bir türküsünde vurguladığı “Yama Dağları”dır.

* Çimelü oymağı ile ilgili Kısas köyünde “Haydi git, Çimelü gibi işiy rastgelsin” diye bir deyim vardır.

* Dede Garkın ocağı taliplerinden Sırrın köyünde “Arzumanlar” talip topluluğu vardır.

* Padişah Hassı olarak da günümüzde Urfa’nın “Paşabağı” deilen semt Sırrın karyesi sınırları içerisindedir.

* Sahib Kıran Akkoyunlu Uzun Hasan’ın unvanı; “Kıran, uğurlu yıldızlar olarak bilinen Müşteri ve Zühre’nin aynı burçta, aynı derecede ve noktada birleşmesidir. Böyle bir anda doğan veya doğduğuna inanılan kimselere sahib-kıran denir. Bu sıfat özellikle devlet büyükleri için kullanılır. Bu kişilerin her konuda talihlerinin açık olduğuna inanılır.”

 

1- Hamza Aksüt, “Anadolu Aleviliğinin Sostyal ve Cografi Kökenleri”, ART Basın-Yayın, Ankara, 2002, s.37

2- Ebu Bekr -i Tihrani, “Kitab -ı Diyarbekriyye” ,Çvr. Prof. Dr. Mürsel Öztürk, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları: 2631, Ankara, 2001, s.137 (Sahib Kıran Akkoyunlu Uzun Hasan’ın ünvanıdır.)

3- Hüseyin Dedegarkınoğlu, “Dede Garkın Süreğinde Cem”, Yurt Kitap-Yayın, Ankara, 2010, s.50-56-61; Hamza Aksüt, “Anadolu Aleviliğinin Sostyal ve Cografi Kökenleri”, ART Basın-Yayın, Ankara, 2002, s.37

4- Prof. Dr. Alemdar Yalçın - Uzman Hacı Yılmaz, “Kargın Ocaklı Boyu İle İlgili Yeni Belgeler” , 09.06.2004, file:/A:/ Yönetmelik ve Diğerleri / Kargın Ocaklı Boyu İle İlgili Yeni.htm.p.18

5- Hazma Aksüt, “Mezopotamya’dan Anadolu’ya Alevi Erenlerinin İlk Savaşı (1240) Dede Gerkın - Baba İshak -Baba İlyas” , Yurt-Kitap Yayın, Ankara, 2006, s.35-66-67; Tufan Gündüz, aynı yapıt, s.156; Rahime Kışlalı- Ali Yeşilyurt, aynı yapıt, s.185; Tüfan Gündüz, aynı yapıt, s.156,157,161; Mehdi İlhan, Some Notes On The Settlements And population of The Sancak Of Amid According To The 1518 Ottoman Cadastral Survey, s.427, Tarih Araştırmaları Dergisi, Cilt. XIV, sayı:25, 198-82.

6- Muzaffer Arıkan - “Diyarbekir Vilayeti Mufassal Tahrir Defteri”, Cilt: ı, s.192-193); İbrahim Yılmazçelik, XIX. Yüzyılda Diyarbakır, s.66.

7- Ahmet Nezihi Turan, “XVI: Yüzyılda Ruha ( Urfa ) Sancağı” ,Şurkav Yayınları .27, Şanlıurfa, 2005, s.131; Haz: Arsız, “Evliya Çelebi seyahatnamesi“ , Cilt:2, MEB.; İstanbul, 1972, s.213

8-Yrd. Doç. Dr. Ahmet Gündüz, “Osmanlı İdaresinde Musul 1523-1639”, T.C. Fırat Üniversitesi Orta-doğu Araştırmaları Merkezi Yayınları No:4, Tarih Şubesi yayınları No:4, Elazığ, 2003, s.201; TD.,998, s.80; TD.,195, s.98; TD.,308, s.116; TD.,660, s.146-147; TD.,308, s.117; TD.,660, s.178; TD.,195, s.98; TD.,308, s.118; TD., 660, s.144

9- Ali Şahin, “Güney Anadolu’da Beydili Türkmenleri ve Baraklar”, Doğuş Ltd. Şti., Ankara,.1962, s.22-18

10- Prof. Dr. Faruk Sümer, “Oğuzlar Tarihleri Boy Teşkilatı Destanları”, Türk Dünyası Araştırma Vakfı, İstanbul, 1992, s.229

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum