İstanbul
22 Ekim, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2412.9
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66248.09$

ŞİMDİ DE ÖLÜLERİMİZİ BÖLÜYORLAR!

20 Haziran 2024, Perşembe 00:54

Sevgili okur,

Avrupa’dan Alevi Bektaşiler içerisinde yayılan asimilasyon mikrobu, her gün yeni bir uygulama ile bizleri şaşırtmaya devam ediyor.

Dirilerimizi yıllardır bölüp parçalamak için her türlü fitneyi deneyen Ali’siz inkârcılar, şimdi de ölülerimizi bölücülük emellerine istismar etmek için harekete geçmişler!

PKK, Dev-Sol gibi bazı terör örgütlerinin örgüt mezarlıkları yaptığı daha önce basına yansımıştı.

Aynı şekilde, Türkiye Cumhuriyetini tağut devlet, yani yıkılması gereken kâfir devlet olarak tanımlayan şeriatçı örgütler de, ölülerini ayrı mezarlıklara gömüyorlar.

Ayrı mezarlık yapan kesimlerin hepsinin ortak özelliği bölücülük ve Türkiye düşmanlığı!

MEZARLARIMIZI AYIRIYORLAR!

Bölücülük, ayrımcılık bu “nefret objeleri”nin içerisine öylesine işlemiş ki, bulundukları her yerde karışıklık çıkarmak, toplumu birbirine düşürmek, bölüp-parçalamak için akla hayale gelmeyecek işler çıkarıyorlar

Son duyduğum eylemleri ise, Alevilerin mezarlarını ayırmak ve ayrı mezarlıklar oluşturmak!

Avrupa’da “Alevi mezarlığı” yapmak için çeşitli şehirlerde girişimler başlamış.

Berlin’de bir mezarlık girişiminden daha önce haberim olmuştu. Oradaki Alevi Bektaşi toplumunun önde gelenlerini uyarmıştım.

Ama, Berlin cemevini ele geçiren güruh, Hacı Bektaş Veli’yi Alevi Bektaşiliğin kurucu inanç önderi olarak kabul etmeyen, Hz. Muhammed’i ve Hz. Ali’yi yok sayan, tehvidi inkâr eden bir zihniyeti temsil ediyor.

Önceki yazımda yayınlamıştım; bu cemevinin YK üyeliğini yapmış bir hanımefendi bana “Aleviliği Hacı Bektaş Veli mi kurdu, geri zekalı” diye yorum yazabilmişti!

Berlin cemevini yöneten zihniyet işte budur!

Toplumda bölücülük ve fitne yaratmak dışında bir programı olmayan bu ekibin yaptığı tek şey, Alevi Bektaşilerin birliğini ve beraberliğini engellemek ve toplumun güçlü bir üyesi olarak hak ettiği konumda yer almasını önlemektir!

İSVİÇRE’NİN BERN KENTİNDE AYNI KIŞKIRTMA!

Son olarak, yine aynı ekibin, bu kez İsviçre’nin Bern kentinde Alevi Bektaşilerin mezarlarını ayırmak için girişimde bulunduğunu öğrendim.

İsviçre’de yayın yapan “Post” haber sitesinde yer alan habere göre, “Bern’de, Alevi topluluğuna ait ilk mezarlık alanı resmi olarak açıldı”!

Haberde devamla şu bilgiler verilmiş: “Alevi Dernekleri Federasyonu, bu mezarlık alanının açılışının İsviçre’deki Alevi topluluğu için büyük bir kazanım olduğunu belirtti. Aleviler, uzun süredir kendi dini ve kültürel ritüellerine uygun mezarlık alanları talep ediyordu. Bu yeni alan, bu talepleri karşılamada önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Ölülerimizi ayırıp bölücülük yapmayı “büyük bir kazanım” olarak lanse eden bu sahte Alevi Federasyonu’na ne demeli?

İkincisi ise, başlı başına bir yalan: “Aleviler, uzun süredir kendi dini ve kültürel ritüellerine uygun mezarlık alanları talep ediyordu.

Hangi Alevi Bektaşi bana, mezarlıkta yatan Alevi Bektaşilerin, defnedilirken Ehl-i Beyt’e okunan salavat dışında, Sünni Müslümanlardan farklı bir yerde gömülmeyi gerektirecek hangi ritüeli olduğunu söyleyebilir?

AYRI MEZARLIK BÖLÜCÜ ÖRGÜTLERİN UYGULAMASI

Kürtlerle Türkleri aynı mezarlıkta istemeyen bölücü terör örgütü, kendi militanları ve taraftarları için ayrı mezarlıklar oluşturduğu ortaya çıkmış, güvenlik kuvvetlerinin bu mezarlıkları kaldırdığı basına yansımıştı.

Dev-Sol örgütünün de aynı şekilde bazı illerde ayrı mezarlıklar oluşturduğu basına yansımıştı.

Şeriatçı terör örgütleri de, mezarlarını ayırıyorlar.

Emperyalist güçlerin karışıklık çıkarmak ve toplumu birbirine düşürmek için kullandığı din maskeli terör örgütleri de Türkiye Cumhuriyetini tağut devlet” olarak tanımlıyor. “Tağut” ölçüyü/sınırı aşmış, Hakk yoldansapmış, “aşırı derecede azgın ve mütecaviz” anlamına geliyor. Tağut” bâtıl inançları, putları ve şer odaklarını ifade etmektedir. Dolayısıyla, din maskeli terör örgütleri kâfir devlet olarak tanımladıkları Türkiye Cumhuriyetinin hiç bir kurumunu kabul etmemekte, tersine yıkmayı hedeflemektedir.

Halk içinde bölücü, fitneci eylemleri ile bilinen etnik, siyasi ve şeriatçı terör örgütlerinin yanına şimdi de, Avrupa’da faaliyet gösteren Alevi maskeli örgütler ekleniyor. 

ALEVİLERDE DEFİN İŞLEMİ AYRI MIDIR?

İstedikleri kadar yalan söylesinler veya Avrupa’da yaşayan ve bu konuda bilgisiz ama samimi insanlarımızı kandırmaya çalışsınlar, şurası bir gerçektir ki, Alevi Bektaşilerin yüzlerce yıldır cenazeleri defin yöntemi, dualarımızda Ehl-i Beyt’e salavat dışında Sünni kardeşlerimizle aynıdır!

Cenaze mezara indirilirken “Bism-i Şah ve alâ Resulullah”, mezara toprak atılırken “Allah, Muhammed, Ali” denir.

Alevi Bektaşilerde de, cenaze mezara indirilirken Yasin okunur.

Alevi Bektaşilerde de, cenaze defin işlemlerinde kadın ve erkeğe göre kefenleme değişiktir.

Alevi Bektaşilerde de, mezar doğu/batı ekseninde kazılır.

Alevi Bektaşilerde de, cenaze sağ kol üstüne ve yüzü kıbleye dönük olarak defnedilir.

Alevi Bektaşilerde de, kefenle defnedilen merhuma değmeyecek şekilde üstü önce ağaçla güney/kuzey yönünde kapatılır, sonra üzerine toprak atılır.

Bilmediğimizi sanmasınlar; Tunceli’nin bazı yörelerinde tabutla da defnediliyor. Bunu da buraya ekleyelim ki, küçük bir fırsattan fitne yaratmaya kalkışmasınlar.

Genel olarak, defin işlemleri çeşitli küçük farklılıklar olmakla birlikte, esasta Sünni-Hanefi itikadı ile benzerlikler içerir.

Ama, cenaze defnedildikten sonra, bu dünya ile de, öbür dünya ile de cesedin bir ilişkisi kalmaz. Geriye kalan sadece hatıralardır.

 

Cenazelerimizi kendi itikadımıza göre “sırlamak” başkadır, ama mezarlarımızı ayırmak bambaşkadır.

Elbette, cenazelerimizi kendi inancımıza göre sırlayacağız.

Ama, mezarlarımızı ayırmak gibi bir bölücü fitneye teslim olmayacağız.

ÖLMÜŞÜN ALEVİSİ SÜNNİSİ Mİ OLUR?

Ölüm, Alevi Bektaşiler için yeni bir başlangıçtır.

O’ndan geldik, yine O’na döneceğiz.

İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râci’ûn.” (Bakara Suresi, 159)

Yunus Emre bu yüzden şöyle diyor:

Sala verin kasdımıza
Gider olduk dostumuza
Namaz için üstümüze
Duranlara selam olsun

Bu dünyayı terk eden için Alevilik-Sünnilik, Yahudilik-Hristiyanlık, Türklük-Kürtlük, sağcılık-solculuk biter.

Mezarları ayırmak, bu dünyanın kavgasını öteki dünyaya taşımak hırsından, nefretinden başka bir anlam taşımaz.

Bakın, Diyanet İşleri Başkanlığı, Din İşleri Yüksek Kurulu bu yöndeki bir soruya 2017 yılında şöyle cevap vermiş:

Müslümanlar arasında yaşayan bir gayrimüslimin ölümü hâlinde kendi din mensuplarının gömüldüğü bir mezarlık yoksa ve başka yere nakli de mümkün değilse, cenazesi Müslüman mezarlığının uygun bir yerine defnedilebilir. Tıpkı bunun gibi bir Müslüman da gayrimüslim bir toplum içinde ölür ve defnedilecek bir Müslüman mezarlığı bulunamazsa, cenazesi gayrimüslim mezarlığının diğer mezarlardan ayrı uygun bir yerine defnedilebilir.

Diyanet İşleri Başkanlığı bile, gayrimüslim mezarlığına bir Müslüman da gömülebilir, derken, kendilerine bol keseden ilerici, demokrat vs sıfatlar bahşeden bu özünde gerici ve bölücü güruh ise, mezarlarımızı Alevi-Sünni diye ayırmaya kalkıyor!

Halbuki, insanın bu dünyada yaptığı iyiliklerdir, yarenliğidir, kardeşliğidir geride kalacak olan.

Ceset ise, çürüyecek, toprak olacaktır.

Ne Alevi Bektaşilikte ve ne de Kur’an’da cesedin hiçbir hükmü yoktur!

Çünkü, ölür ise ten ölür, canlar ölmez!

Yazımı yine büyük Alevi Bektaşi Hakk âşığı Yunus ile sonlandırırken, Avrupa’da yaşayan tüm Alevi Bektaşi dostlarıma bu bölücü fitne girişimine karşı durmaya ve bu türden toplumu birbirine düşürmeye yönelik kışkırtmaları reddetmeye çağırıyorum.

Mânâ eri bu yolda melül olası değil,
Mânâ duyan gönüller hergiz ölesi değil.

Ten fanidir can ölmez, gidenler geri gelmez,
Ölür ise ten ölür, canlar ölesi değil.

Gevhersiz gönüllere yüz bin söz söyler isen,
Hakk’tan nasip olmasa nasip alası değil.

Yarin gönlü sırçadır, sakın ha kırmayasın,
Sırça sındıktan sonra bütün olası değil.

Çeşmelerden bardağın doldurmadan kor isen,
Bin yıl orda durursa kendi dolası değil.

Şu Hızır ile İlyas ab-ı hayat içtiler,
Bu birkaç gün içinde bunlar ölesi değil.

Yarattı Hakk dünyayı Peygamber dostluğuna,
Dünyaya gelen gider, baki kalası değil.

Yunus gözün görürken, sen bugünden hazırlan,
Gelmedi Hakk’a varan, geri gelesi değil.

Yorumlar

  • yorum avatar
    Devriş Doğan
    20-06-2024 17:44

    Merhaba Ali Rıza bey kalemine yüreyine gönlüne sağlık .Makaleni okudum son derece yerinde ve çok dikkat çekici konulara deyinmissin .Sonuna Kadar sana katılıyorumAnadolu Aleviliyin daha fazla zarar görmemesi adına ne gerekiyorsa yapalim bir an önce çok geç olmadan Ben şahsen çok endişeliyimGidişat hiç hoş deyil Neden diye sorarsan Avrupada Alevi harekatı özelliklede AABF kontrlündeki cem evlerimizde , derneklerimizde çok yanlış ve yolu harciyacak niyetler konuşuluyor. Inanç deyerimiz sıfırlaniyor Hizmetler artık istenmeden yapmacik yapılıyor yani yolun bir ağırlığı kalmamış .Tek dileyim ve çözüm olarak varanımızın bu işe El atmasidirBelki bir birliktelik buluruz yoksa bu toplum tamamen hem vatana düşman , hem Islama düşman , Hem Aliye düşman, hem Türkçeye düşman bir kitle oluşturulmaya fırsat veriyoruzki bu hem dinimiz için ,hem vatanımız için ve örf ,adet , gelenek ,görenek ikrar , pir talip ilişkisi için tam bir yıkım olurki bu hiç kimsenin yararina olmaz .Buna müdahale etmek gerek .Çünkü iş gittikçe Genç kuşaklara devrediliyor ve bu kuşak inançtan çok mahrum bırakılmiş Dolaysiyle neye inandiğini kendiside bilmiyor Ondandır tehlike büyük hem dini, hem Milli olarak işi ele almak gerek çok geç olmadan Saygılar iyi çalışmalar.

  • yorum avatar
    Ali Duman
    20-06-2024 13:34

    Maalesef Bölücülüğü görev bilenler her yerde ,her zaman bölücülük yapıyorlar .

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum