İstanbul
22 Ekim, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2412.9
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66248.09$

ŞEYHÜLİSLAM EBUSSUUD YUNUS EMRE İÇİN DE İDAM HÜKMÜ VERMİŞ

15 Şubat 2024, Perşembe 11:41

Osmanlı döneminin en tanınmış Şeyhülislam’larından olan Ebussuud, sadece Kızılbaş (Alevi) Türkmenlerin katli için fetva vermemiş. Yunus Emre onun döneminde yaşasaymış, söylediği ilahiler nedeniyle, onun da öldürülmesinin şeriata “uygun” olacağını söylemiş. Şeyhülislam’ın Yunus Emre hakkındaki bu fetvasını okuyunca, “İyi ki, Yunus Emre onun döneminde yaşamamış. Yoksa, onun da kellesi gidecekmiş” dedim.

Katliam fermanlarıyla meşhur bu şeyhülislam Ebussuud kimdir?

İslam inancı nedir?

Verdiği fetvalarla hangi sonuçlara neden olmuştur?

Bu yazımızda bu konuyu işleyeceğiz.

Ailesi, Çorum sancağına bağlı İskilip kazasında olan Ebussuud, 1490-1573 yılları arasında yaşamıştır.

Kanuni Sultan Süleyman döneminde 21 yıl, İkinci Selim zamanında yedi yıl Şeyhülislamlık yapmıştır.

Şeyhülislamlığı boyunca, kendisiyle aynı düşüncede olmayan ve İslam dinini farklı yorumlayanlara karşı çok sert ve acımasız fetvalar vererek katledilmelerine neden olmuştur.

Onunla soru-cevap olarak hazırlanan bazı fetvalarından örnekler verdikten sonra, biz de kendisi hakkında yorumlarda bulunacağız.

Soru ve cevaplar çok uzun olduğundan, özünü bozmadan kısaltarak vereceğiz.

Böylece, Ebussuud’un din anlayışını ortaya koymuş olacağız.

* * *

SORU: Birisi, “Hallacı Mansur Şeriata göre kafir olduysa, gerçeğe göre de en yüce mümindir. Gerçekten de Hallaç’ın davası doğrudur” dese ve inancı da bu yönde olsa bu kişiye ne yapılır?

CEVAP: Hallacı Mansur’a yapılan yapılır. (Yani katledilir)

SORU: Bir Müslüman diğer bir Müslümana cima kastıyla dinine, imanına, ağzına sövse ne olur?

CEVAP: Kafirdir, Katli helaldir.

SORU: Bir kişi diğerini şeriat yoluna çağırsa, diğeri de “sana da şeriata da lanet” dese, ne yapmak gerekir?

CEVAP: Bunu söyleyen kafirdir, dolayısıyla öldürülmesi şarttır.

SORU: Tarikat kesiminin önderlerinden bir vaiz (Melami Şeyhi İsmail Maşuki kastediliyor) camilerde ve kürsülerde açık açık ibadet niyetine raks ve devran etmek helaldir. Bunun helal olduğu ayetle ve hadisle kanıtlanmıştır. ..... Raks da namaz gibidir. Allah’ı ayakta iken, otururken, yatarken de anabilirsiniz. ...Peygamber de raks etmiştir dese ne olur?

CEVAP: Büyük peygambere raks etti demek küfürdür. Çünkü raks aşağılık insanların işidir. ...Bunlar kafir olmuşlardır. Şiddetle cezalandırılmalıdırlar. .... Bu suçlarında direnirlerse (ısrar ederlerse) dinsizdirler. Mutlaka öldürülmeleri gerekir. (Melami şeyhi bu nedenle, Ebussuud’un da içinde bulunduğu Şeriat mahkemesince yargılanmış ve asılarak idam edilmiştir)

YUNUS EMRE VE KIZILBAŞLAR HAKKINDA İDAM FETVASI

SORU: Bir Tekkenin mescidinde, tevhid ederken, (tanrısal şiirler okurken) “Cennet, cennet dedikleri bir ev ile birkaç huri, İsteyene ver sen onu, bana seni gerek seni” (Söyleyen Yunus Emre) biçiminde beyitler okusa, ne yapmak gerekir?

CEVAP: Bunların halleri ve sözleri tam anlamıyla fuhuş olduğu gibi, cennet hakkında dedikleri kötü sözler de açık bir küfürdür. Bu kişilerin öldürülmeleri yasalara uygundur.

SORU: Kızılbaş topluluğunun (Alevi-Türkmen) dine göre topluca öldürülmesi helal midir? Bunları öldürenler gazi, bu öldürme sırasında ölenler şehit olur mu?

CEVAP: Kızılbaşların topluca öldürülmeleri elbette dinimize göre helaldir. (Nereden uyduruyorsun bunları Bre cahil. Böyle bir ayet mi var?) Bu, en büyük, en kutsal savaştır. Bu yolda ölmek de şehitliğin en ulusudur.

SORU: Kızılbaşlar, Şii olduklarını (Ehli Beyt taraftarı demek istiyor) söylüyorlar. “La ilahe illallah” diyorlar. Kendilerine karşı uygulanan bu ölçüde şiddetin nedeni nedir?

CEVAP: Onlar Şii değildir. Zaten “Yetmiş üç yoldan ehli sünnet dışındakiler yanacaktır.”  diyen peygamberimiz durumu aydınlatmıştır. (Nerede yazıyor yine uydurmuş. Ehli-Sünnet dediği Abbasi halifesinin kararı) Kızılbaşlar yetmiş üç yolun tam olarak hiçbirinden değildirler.

...... O zalimler (Kızılbaşlar-Alevi Türkmenler), ulu Kur’an’ı, kutsal şeriatı ve İslam dinini hafife almakta, dinsel kitaplara söverek, ateşe atmaktadırlar. (Yalan ve iftiraya bak- pes doğrusu)

......Kızılbaşların, büyüğü küçüğü ile kentleri ve eserleriyle yok edilmeleri şarttır. Bunların kafir olduğundan kuşku duyanlar da kafir olur.

....... Kızılbaşların öldürülmeleri diğer kafirlerin yok edilmelerinden daha önemlidir.”

* * *

Şeyhülislam Ebussuud Efendi’nin verdiği fetvalardan bazılarının içeriğini bozmadan kısaltarak bilginize sunduk.

Şimdi bu sözde din adamına, hele de bir devletin Şeyhülislam’lık makamını yirmi sekiz yıl işgal eden birine ne demeliyiz?

Cahil mi, yalancı mı, sahtekar mı, kan emici mi, ne demeliyiz?

Bana göre hepsini hak ediyor.

Kızılbaşların Kutsal kitaba sövdüğünü ve ateşe attığını iddia ediyor.

Tamamen yalan ve iftiraya dayanan bu karalama propagandasına ne demeli?

Def eşliğinde ilahiler söyleyen Melami şeyhi İsmail Maşuki hakkında idam kararı vermesi, onun din konusunda ne kadar cahil ve bilgisiz olduğunu göstermiyor mu?

Yine, Yunus Emre’nin ilahileri nedeniyle idam edilmesi gerektiğini söylüyor. Bu kadar cahil birisi nasıl Şeyhülislamlık yapmış, insan hayret ediyor.

16. Yüzyılda Osmanlı’ya Şeyhülislamlık yapan biri meğerse, bugünkü deyimle tam bir İŞİD militanıymış. İŞİD militanı, halkın üzerinde tam bir terör estirmiş. Bu düşünceye sahip bir Şeyhülislam’ın fetva verdiği bir ülkede, kültür, edebiyat, sanat gelişebilir mi? Böyle bir ülke yenilikleri yakalayabilir mi? Yeni icatlar ve keşifler yapabilir mi?

KILAVUZU EBUSSUUD OLANLAR

Şeyhülislam’ın yaşadığı yüzyılda Avrupalılar Rönesans hareketini başlatmış, yeni ülkeler ve kıtaları keşfetmek için büyük gemiler inşa ediyorlardı.

Bizim Şeyhülislam’da, önüne gelene “kafir”, “dinsiz” diyerek, ölüm fetvaları vermektedir.

Osmanlı’yı perişan edenler de bu düşüncede olanlardı. Bütün yeniliklere “gavur icadı” diyenler de bunlardı.

Ebussuud’u övüp göklere çıkaranlara tarihi olayları bir kez daha incelemelerini ve bilimsel metotlarla analiz yapmalarını öneriyorum.

Bunu yaptıklarında çıplak gerçeği daha iyi göreceklerdir.

Aksi taktirde, Ebussuud’un din anlayışını savunmaya devam ederlerse, ya emperyalizmin yedek gücü ya da piyonu olurlar.

Buradan uyarmış olalım.

Kaynak: Alevilik ile ilgili Osmanlı Belgeleri, Derleyen: Baki Öz, Can yayınları.

Şeyhülislam: Bugünkü Diyanet İşleri Başkanlığının Osmanlı’daki karşılığı.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum