İstanbul
21 Kasım, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2412.9
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66248.09$

İSTANBUL CANLAR BULUŞMASI HAKKINDA

25 Şubat 2024, Pazar 14:17

9 Kasım 2022 tarihli Cumhurbaşkanı kararnamesi ile kurulan Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na 3 Şubat 2023 tarihinde Ali Arif Özzeybek atandı.

2011-2018 yılları arasında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “tarikatlarla bağlantısını sağlayan danışmanı” olarak görev yaptığı söylenen Ali Arif Özzeybek Ziya Baba Bektaşi Vakfı’nın da eski başkanı idi.

Özzeybek’in Alevî Bektaşî inanç toplumu ile başkanlığa atanmasından önceki dönemde de yakın temasları vardı, ancak sahaya bakınca kurumsal yapının oluşturulma gerekçesinin tam olarak anlatılabildiğini söylemenin bugün halen mümkün olmadığını görüyoruz.

22 Şubat 2024’te, İstanbul, Atatürk Kültür Merkezi’nde Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katıldığı “Canlarla Buluşma” etkinliğinde, bu durumu yeniden tespit etmek durumunda kaldım.

Cem Vakfı, AVF, Şahkulu ve diğer cemevleri yöneticilerimizin konuşmalarına, önerilerine ve tepkilerine bakınca, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın ve görev kapsamının toplumda yeterince anlaşılmadığı ortaya çıkıyor.

Yanlış anlamaya meydan vermemek için, şunu da belirteyim ki, Ali Arif Özzeybek’i bu noktada eleştirmek haksızlık olur.

Aynı şekilde, 7 Ekim 2023 tarihinde Özzeybek’ten koltuğu devralan, henüz 5 aydır görevde olan Alirıza Özdemir’i de sorumlu tutmak doğru olmaz.

Özzeybek’in görev süresi içerisinde, neredeyse Anadolu’da girmediği cemevi kalmamıştı.

Aynı şekilde, Özdemir de Alevî Bektaşîlerin yoğun yaşadığı kentlerde aydınlatıcı, talep ve önerileri kayda geçiren düzenli toplantılar, etkinlikler düzenliyor.

Ancak, İstanbul toplantısında da gördük ki, pek çok dedemiz ve yönetici arkadaşımız Başkanlığın “sadece” talep üzerine ve kararnamede belirtilen çerçevede hizmet vermek üzere kurulmuş olduğunun farkında değil!

Kimi dedeler ve yöneticiler, Başkanlık’tan düzenleyici müdahaleler beklentisi içerisinde iken, kimi dedeler ve yöneticiler ise, kurumun Alevî Bektaşîleri “asimile edeceği” endişesini dile getiriyor!

Hâlbuki, her ikisi de Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın ve görev kapsamının dışında kalan konular.

Gelin, kuruluş kararnamesine bir kez daha bakalım:

9 Kasım 2022 tarihinde Resmi Gazete’de 112 numara ile yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi toplam 7 maddeden oluşuyor.

4 maddesi yürürlüğe giriş şekli hakkında olan kararnamenin diğer 3 maddesi ise, Başkanlığın görev alanını belirliyor.

Kararname, öncelikle Cumhurbaşkanlığı teşkilat şemasında değişiklik yapıyor.

277. Madde’ye “g” fıkrası eklenerek, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın “Alevi-Bektaşi kültürünün araştırılması ve cemevleriyle ilgili iş ve işlemleri yürütmek” amacıyla kurulduğu belirleniyor.

Kararnamenin 2. Maddesi ise, başkanlığın isminin “Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı” olduğu hakkında.

Kararnamenin 3. Maddesinde Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın görev ve yetki alanları belirleniyor.

Buna göre, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın görev ve yetki alanları şunlardır:

  1. Cemevlerinin ve ihtiyaçlarının belirlenmesine yönelik çalışmalar yapmak, cemevlerindeki hizmetlerin etkin ve verimli yürütülmesini koordine etmek,

  2. Cemevlerinin başkanlıkça belirlenen hizmetlerinin gördürülmesi için yerel yönetimlere veya yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarına ödenek aktarımına ilişkin iş ve işlemleri yürütmek,

  3. Alevi- Bektaşilik hakkında tüm yönleriyle, sosyal ve beşerî bilimler bütünlüğü içinde bilimsel araştırmalar yapmak, yaptırmak ve bu konularda seminer, sempozyum, konferans ve benzeri ulusal ve uluslararası etkinlikler düzenlemek, özgün bilgi üretimi için uygun ortamlar hazırlamak, yayınlar yapmak ve bu alandaki çalışmaları desteklemek.

  4. Alevi- Bektaşilikle ilgili akademik faaliyetleri desteklemek amacıyla üniversiteler ve ilgili kurum ve kuruluşlarla iş birliği yapmak,

  5. Alevi- Bektaşiliği yurt içinde ve yurt dışında bilimsel yönüyle araştırmak, derlemek ve bu amaçla yapılan çalışmaları desteklemek, görev alanı kapsamında ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşların bilimsel çalışmalarını ve bu alandaki yayınlarını takip etmek, gerekli görülenleri tercüme ettirerek basılmasını ve yayımlanmasını sağlamak,

  6. Alevi- Bektaşilikle ilgili eğitim ve kültür faaliyetlerini yürütmek ve desteklemek,

  7. Bakan tarafından verilen diğer görevleri yapmak.

Kuruluş kararnamesinin 3. Maddesine baktığımızda, ne Alevî-Bektaşî toplumunu “düzenleyici”, ne de “asimilasyon” amacına hizmet edecek herhangi bir hüküm veya görev tanımı göremiyoruz.

A” bendi, cemevlerinin ihtiyaçlarının belirlenmesi ve hizmetlerin etkin ve verimli yürütülmesini koordine etmek ile görevlendirirken, “B” bendi, bu hizmetlerin yerel yönetimler tarafından yerine getirilmesini sağlamak ve diğer bendlerde ise kültürel ve eğitici faaliyetleri yerine getirmek ulusal ve uluslararası bilimsel etkinlikler düzenlemeyi görev olarak tanımlamış.

Yani, ne birilerinin iddia ettiği gibi, bir “Alevi Diyaneti” var karşımızda, ne de Alevî-Bektaşî yoluna veya örgütlenmesine herhangi bir noktada müdahale yetkilendirmesi!

Dedelerin Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na bağlanacağı iddiası da kocaman bir yalan!

Peki, gerçekler nedir?

Birinci ve en önemli gerçek: Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın sadece, ama sadece” talepte bulunan cemevlerine hizmet vereceğidir!

Başkan Özdemir, defalarca kurumdaki tüm iş ve işlemleri “rızalık temelinde” yürüteceklerinin altını çizmişti.

Bu açıklamanın kendisinin “iyi niyetli” bir açıklaması olmaktan öte, kurumsal yapının da bu şekilde oluşturulduğunu belirteyim.

İkinci gerçek: Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı çatısı altında işleri yürütürken görüşleri alınacak Danışma Kurulu sadece Alevi yol önderlerinden, yani dedelerden ve babalardan oluşacaktır.

Başkan Özdemir’in İstanbul’da açıkladığı bu husus, benim de kuruluş kararnamesinin açıklanmasından itibaren önemle dikkati çektiğim bir noktaydı.

Akademisyenlerin ve dedelik yapmayan “ocakzade” kimlikli şahısların Alevî Bektaşî toplumunun sahadaki gerçek sorunlarını ve çözüm önerilerini Başkanlığa taşıyabileceği kanaatinde değilim.

Üçüncü gerçek: Dedelerin Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na bağlanması söz konusu değil!

Başkan Özdemir, İstanbul buluşmasında da açık olarak ifade etti ki, dedelerimizin rızalığı olmayan hiçbir işlem yapılmayacak.

Dedelerin devlet memuru statüleri kazanmasının Alevî Bektaşî inancının bazı uygulamaları ile çeliştiğini ve bu noktada, “benden sonra bu makama kim gelirse gelsin, sorunsuz işleyecek bir yol bulalım” diyerek, herkesi birlikte, ortak bir çözüm bulmaya davet etmesi, Başkan Özdemir’in samimiyeti konusunda güven telkin eden bir tavır olduğunun da altını çizmeliyim.

Sonuç olarak; Turizm ve Kültür Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un da katılımıyla İstanbul’da düzenlenen “Canlar Buluşuyor” etkinliği, dedelerimizi ve cemevleri yöneticilerimizi meşgul eden pek çok sorunun cevap bulduğu bir platform oldu.

Etkinlik sonrasında yaptığım pek çok sohbetten edindiğim fikir, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın kuruluşu, görev ve yetkileri konusunda kafa karışıklığının bir nebze olsa da giderildiği yönünde.

Ancak, kişisel tavsiyem, Alevî Bektaşî inanç toplumunun Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın görev ve yetkileri konusunda ciddi bir aydınlatma çalışmasının yapılması.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum