İstanbul
22 Ekim, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2412.9
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66248.09$

İNKARCILARIN 12 YALANI

25 Ağustos 2024, Pazar 09:27

Okurlarım bilir, yalan ve yalancılar üzerine defalarca makale yazdım.

Alevi Bektaşiler için yalan söylemenin en büyük kötülük olduğunu hem geleneksel yaşam tarzımızdaki kurallardan ve hem de erenlerin sözlerinden aktardım.

Ne var ki, son Hacı Bektaş Veli anma etkinliklerinde Alevi-Bektaşiler üzerinde sulta kuran bir oligarşik yapı için yalan söylemenin “ekmek-su” kadar ihtiyaç olduğuna bir kez daha tanık olduk.

O nedenle ilk yazımda, bu sözde “Alevi oligarkların” halka söyledikleri bazı yalanları ele alacağım.

BİRİNCİ YALAN: Devlet, Hacı Bektaş Veli anma etkinliklerine müdahale ediyor.

GERÇEK: 10 Mayıs 2024 tarihinde Hacıbektaş ilçesinde belediye başkan yardımcısının da katıldığı toplantıda, Hacıbektaş Belediyesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Alevi-Bektaşi kuruluşların içinde olduğu geniş çaplı bir komite kurulması önerildi. Belediye ve bazı kuruluşlar bu öneriyi benimsemediler. Hatta bu öneri tutanak altına alındı.

29 Mayıs 2024 tarihinde Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı toplantı salonunda 8 federasyon, 6 vakıf, 2 Hacı Bektaş Veli evladı temsilcisi ve 1 Nazenin Bektaşi temsilcinin de aralarında olduğu 19 kuruluş ortak bir açıklama yaparak, anma etkinliklerinin Alevi Bektaşiler tarafından birlik ve beraberlik içinde düzenlenmesi gerektiğini belirttiler.

Ancak, Hacıbektaş belediyesi ve 5 kuruluş etkinlikleri kendi tekellerine almak için türlü yalanlarla birlik ve beraberliğin oluşmasını sabote ettiler.

Medyaya anlatılan yalanın aksine, Alevi-Bektaşilerin ortak bir çatı altında ve birlik içerisinde anma etkinlikleri düzenlemesini sabote edenler belediye ile bu 5 kuruluş olmuştur.

Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı da tüm bu süreç içerisinde olumlu, birleştirici ve yapıcı bir tutum sergilemiştir. Toplantılara katılan tüm Alevi-Bektaşi STK temsilcileri bu durumu teyit edecektir.

İKİNCİ YALAN: Hacı Bektaş Veli Dergâhı Alevi Bektaşilere kapatıldı.

GERÇEK: Dergâh hiçbir zaman ve kimseye kapatılmadı! Bundan yaklaşık iki ay önce Kültür ve Turizm Bakanlığı, kendi resmi sosyal medya hesaplarından Bakanlığa ait etkinlik alanlarını kullanmak isteyenlerin Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na başvurmaları gerektiğini açıkladı. Başkanlık da gelen başvuruları buna göre planladı.

İnkar cephesinin elemanları daha önceden gerekli resmi izinleri aldıkları için, 17 Ağustos Cumartesi akşamı Dergâh’ın avlusunda cem erkanı yürüttü.

Hatta bunu kendileri de paylaştılar. Hem de, daha bir gün önce Dergâh’ın Alevilere kapatıldığı yalanını söyledikleri için utanmadan!

Bunun dışında her gün akşam 19.00’a kadar açık olan Dergâh, anmalar süresince 22.00’ye kadar açık tutuldu. Bu durum anmalardan önce Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın resmi hesaplarından duyurulmuştu.

ÜÇÜNCÜ YALAN: Hacı Bektaş Veli Dergâhı’na Alevi Bektaşiler bilet alarak giriyor.

GERÇEK: Dergâh’a girişte tek bir kişi bile ödeme yapmadı. Dergâh ziyaretleri tamamen ücretsizdir.

DÖRDÜNCÜ YALAN: Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı dergâha ziyaretini gerçekleştiremedi.

GERÇEK: 15 Ağustos 2024 günü Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanı Alirıza Özdemir ve beraberindeki heyet Dergâh’a geldi, Hünkâr’a niyaz edip, ardından çeşitli mekanları ziyaret ettiler.

Aslında, hem Dergâh’ın Alevi Bektaşilere kapatılmış olduğunu iddia edip, sonradan Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın Dergâh’ı ziyaret edemediğini iddia etmek, nasıl bir şuursuzluk örneğidir, değerlendirmesini okura bırakıyorum.

Sürekli yalan söylemeye programlanınca herhalde, hatları karıştırdılar!

BEŞİNCİ YALAN: Dergâh’ta cem yapmamıza izin vermediler.

GERÇEK: Dergâh’ta bu iddianın sahipleri cem yaptılar. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na izin için başvurdular ve kendilerine izin verildi.

Ancak, Alevi Vakıflar Federasyonu tarafından düzenlenen ve inkârcıların sabote etmeyi başaramadığı cem erkânındaki katılımın aksine, inkârcıların cemi sönük geçmişti.

İnkar cephesi de, gerekli resmi izinleri alarak ve inanmış bir kısım Alevi canımızı manipüle ederek 17 Ağustos Cumartesi akşamı Dergah’ın avlusunda cem erkanı yürüttü. Hatta bunu kendileri de paylaştılar.

ALTINCI YALAN: Kültür Merkezi’ni işgal ettiler.

GERÇEK: Kültür Merkezi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlıdır. Bu alanda etkinlik düzenlemek için bir dilekçe ile başvuru yapılması gerekmektedir.

Nitekim, Alevi Vakıflar Federasyonu, Tahtacılar Federasyonu, Çepni Dernekler Federasyonu, Cem Vakfı ve Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu başvurularını yaptılar ve Kültür Merkezi düzenleyecekleri etkinlikler için kendilerine tahsis edildi.

Başvuru yapmadıkları halde, Kültür Merkezi’nin kendilerine verilmediği iddia etmek, yalan söylemektir.

YEDİNCİ YALAN: Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı boş sandalyelere konser verdi.

GERÇEK: Cumhuriyet Meydanına ne kadar insan sığabiliyorsa, Fatih Demirhan ve Oğuz Aksaç konserinde de en az o kadar insan vardı.

Doğrudur, medya insanları bir süre yalanla kandırabilir, manipüle edebilir. Ama, ey yalancılar, gerçekleri öğrenen insanların yüzünüze tükürdüğünde de ne yapacağınızı önceden hesaplamak zorundasınız.

Benden hatırlatması!

SEKİZİNCİ YALAN: Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı planladığı etkinlikleri yapamadı. 2 konferans 1 açılış toplantısı yaptılar.

GERÇEK: İlan edilen programda Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı tarafından açılış etkinliği ve Başkan Özdemir’in katılacağı konferans planlanmıştı.

Diğer etkinliklerin tamamı Alevi Bektaşi kuruluşları tarafından düzenlenmiştir.

İlan edilmiş programda ertelenen veya iptal edilen tek bir etkinlik yoktur.

DOKUZUNCU YALAN: Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın etkinliklerine katılım azdı.

GERÇEK: Açılış töreni ile birlikte Dergâh içerisinde ve Kültür Merkezinde düzenlenen etkinliklerin tamamına izleyicilerin ilgisi yoğundu.

Ancak, Dergâh’ta Birlik Cemi ve Başkan Özdemir’in konferansında açıkça izdiham oluştu.

Bu etkinlikleri izleyen binlerce insan buna tanıktır.

ONUNCU YALAN: Katılım sağlamak için insanlara 900 TL para dağıttılar.

GERÇEK: Kimseye tek bir kuruş dağıtılmadı. Davetliler yemeklerini dahi kendi ceplerinden ödediler.

Böylesi alçakça bir yalanı Hünkâr’ın huzurunda uyduran, yayan ve inananların Alevilikle uzaktan yakından ilişkisi olamaz.

ONBİRİNCİ YALAN: Birlik ceminde polis müdahale etti.

GERÇEK: Ajan provokatör sitenin cemi bozmak amacıyla oraya gelenlerle birlikte kurgulandığı kendi videolarından bile açık olarak anlaşılan bu kışkırtmayı planlayan, uygulayan ve yayanlar insan olamaz.

O alanda tek bir polis dahi yokken, videoyu çeken kişi, sanki kendisine polis müdahale ediyormuş izlenimi vermek için yalan cümleler kuruyor. Halbuki, tam karşısında o anları çeken başka bir kamera var ve oradaki insanların da, “provokasyon yapma, hani polis nerede” dedikleri açıkça duyuluyor.

Bu tür FETÖ’vari, alçakça kurgular yapmanın amacını sorgulamayı okura bırakıyorum.

Yapılan provokasyon kayda alınmış ve amatör çekimle sosyal medyada paylaşılmıştır. Görüntülerde açıkça polis müdahalesi olmadığı ve meydandaki canların edep içinde provokatörleri dışarı çıkardığı görülmektedir.

ONİKİNCİ YALAN: Rızasız cem yaptılar.

GERÇEK: Tamamen kurgu olarak cemi sabote etmek amacıyla, ikisinin dedelikleri şüpheli, birisinin de düşkünlüğü tüm Almanya’da bilinen 4 kişi Alevi Vakıflar Federasyonu tarafından Dergâh’ta düzenlenen cemi bastı.

Bu kişiler cemin yapılma usulüyle ilgili herhangi bir itirazda bulunmadılar. Rızalık vermenin ne olduğunu dahi bilmeden, kendilerini dedelerin önüne attılar.

Gerçekten dede olsalar, dedelerin dedelerle rızalığının böyle bir ortama taşınmayacağını, kendi usül ve erkânı olduğunu bilirlerdi ve ona göre davranırlardı.

Alevilikte birlik yerine ikilik çıkaran, fitne yaratan, yalan söyleyen eğer dede ise, onun dedeliği düşer.

Cemi bölmeye çalışan bu 4 kişi aslında dedelikleri dara çekilmesi gereken kişilerdir.

Bunların posta oturduğu cem yürütülemez.

***

Yalanı artık doğal bir davranış biçimi haline getirmiş bu kesimin buraya almadığım, ama medya üzerinden yaydıkları başka yalanlar, iftiraları da var.

Onlar yalan söylemekten vaz geçmeyecekler, biliyorum.

Yüzbinlerce TL saçıp haftalardır medya propaganda çalışmaları yapsalar da, bizim elimizde kendimizi ifade edecek bu küçücük siteden başka bir şey olmasa da, biliyor ve inanıyoruz ki, hakikat galip gelecektir.

Hünkâr'ın dediği gibi; Dik duracağız, eğri belasını bulacak!

Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız.

Yalanları ve yalancıları sizlere anlatmaktan vaz geçmeyeceğiz.

Alevi Bektaşi toplumu üzerinden maddi ve siyasi rant elde etmek dışında hiçbir meslekleri olmayan, hayatlarında alınlarının teriyle beş kuruş kazanmamış, hep Alevi Bektaşiler üzerinden geçinmiş din tüccarlarına bu meydanı bırakmayacağız.

Ta ki, sadece Alevi Bektaşiler değil, tüm Türk milleti bunların yalancı olduğunu öğreninceye kadar...

Nâzım’ın dizelerindeki inancımızla:

Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim,

akar suyun,

meyve çağında ağacın,

serpilip gelişen hayatın düşmanı.

Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına:

- çürüyen diş, dökülen et -,

bir daha geri dönmemek üzre yıkılıp gidecekler…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum