HÜSEYİN MAT NEREYE KOŞUYOR?
10 Kasım 2024, Pazar 22:48Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu 16. Olağan Genel Kurulu salonunda ve sonrasında yaşananlar kamuoyunun gözünün önünde oldu.
Dışarıdan değil, AABF’ye emekleri tartışma konusu yapılamayacak Avukat Seydi Koparan, Özlem Mirwald, Zafer Öğütçü, Funda Öztürk ve Erkan Erçin tarafından genel kurula sunulan 2021-2023 çalışma dönemini kapsayan rapor sümenaltı edilmek istendi.
Bu genel kurula katılan herkesin gözünün önünde oldu!
Hüseyin Mat’ın talimatıyla, görevliler masalarda bulunan denetim kurulu raporu nüshalarını topladılar.
Tüm delegeler buna tanıktır.
Genel kurula katılan delegelerin yasal hakkı olmasına rağmen, genel kurul belgelerini edinmelerini engellediler.
Genel kurula katılan delegelerin sağlıklı bilgi edinme ve seçim yapma hakkını engellediler.
Aslında, suç işlediler!
***
Denetim Kurulu raporunda Madımak belgeselinin “sorumlusu” olarak anılan Ali Çağan harcanan tam 496 (büyük ihtimalle daha fazla, onun da kokusu yakında çıkacak) yazıyla da yazalım, dörtyüzdoksanaltı bin Avro harcadığını iddia ediyor!
Şu anki kurla 496 bin Avro 18.257.760 TL ediyor!
Bu parayla belgesel değil, sinema filmi çekilir!
Mesela, geçen yılın en ilgi çeken filmlerinden olan ve bu yıl da ikincisi çekilen “İllegal Hayatlar”ın bütçesi 19 milyon TL!
2023 yılında yaklaşık 1 milyon seyirciyi sinemaya çeken “3391 KM” filminin maliyeti 20 milyon TL civarında!
Benim elimde bu kadar para olsa, derhal Aziz Nesin’in “Zübük” romanını sinemaya uyarlarım!
Senaryosu hazır, yönetmeni hazır, yapımcısı hazır, hatta oyuncularının da büyük bölümü hazır.
Tek eksiğimiz para!
***
Denetim Kurulu incelemelerinde belgesel film için “iki farklı hesap açıldığını görmüş ve gerekçesini sormuştur”.
Cevap aldılar mı, dersiniz? Bildiniz, hayır!
İnsanlar bunları sorgulamayacak mı sanıyorsunuz?
Siz alemi kör, kendinizi kurnaz mı sanıyorsunuz?
Ali Çağan genel kurulda delege olmamasına rağmen söz alıyor ve Denetim Kurulu raporunu eleştiriyor!
Denetim Kurulu raporu “kabul edilemez”miş!
Sana ne?! Sen genel kurulun paydaşı mısın? Delege misin? Yönetici misin?
Hesap vermesi gereken kişi, Denetim Kurulu üyelerini hedef gösteriyor, hesap sormaya kalkışıyor!
Ve, kimse müdahale etmiyor!
500 bin Avro’yu ne yaptın, Ali Çağan? Bunun hesabını vereceksin!
***
“Çok Kötü Bir Şey Oldu” başlıklı Madımak belgeselinin maliyet harcamalarıyla ilgili Denetleme Kurulu’nun tespit ettiği enteresan bir durum daha var:
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) yayın organı olan Alevilerin Sesi dergisini çıkaran Alevitisches Bildungs- u. Medienwerk gGmbH şirketine, yine aynı AABK tarafından “proje masraflarını karşılamak” için 263.063,37 Avro borç verildiği ve bu borcun ilk taksitinin 31.12.2024 tarihinde ödenmek üzere yine aynı AABK tarafından talep edildiği de Denetim Kurulı raporunda belirtiliyor!
AABK’nın yayın organını çıkaran şirketin AABK’dan aldığı borcu neden AABF’den talep ediyor, anlatabilecek birisi var mı?
Durun bitmedi!
Aynı Alevitisches Bildungs- u. Medienwerk gGmbH şirketine, bu kez AABF de 15.05.2024 tarihinde 53.000 Avro ve 03.06.2024 tarihinde de 42.000 Avro almış!
Denetleme Kurulu’nun raporunda bu para trafiğini sorgulamaması büyük bir eksiklik.
***
Denetleme Kurulu raporunun eleştirilmesi gereken bir yönü de, AABF gelirlerini sorgulamayışı.
Örneğin, tartışma konusu olan Madımak belgeselinin finansmanı nereden sağlandı, bunu rapordan anlayamıyoruz.
Deprem bağışları belgesel film için mi harcandı?
Veya, AABF’nin kendi öz kaynakları mı belgesel için kullanıldı?
Yoksa, belgesel yabancı bir kaynaktan mı finanse edildi, öyle ise yabancı kaynaktan alınan toplam rakam nedir?
Bu soruların cevaplarını Denetleme Kurulu raporundan öğrenemiyoruz.
***
Hüseyin Mat, 10 Kasım 2024 günü Mustafa Kemal Atatürk’ü anmadı, ama kamuoyu ile AABF 16. Olağan Genel Kurul sonrasında yükselen tartışmalara cevap olamayacak bir açıklama yayınladı.
İddialar hakkında tek bir ikna edici cümle kurmayan veya herhangi bir belge paylaşmayan Hüseyin Mat en kolay yolu seçmiş ve çeşitli konularda daha ikna edici cevaplar arayanlara, tek sayfalık bildiride bolca hakaret etmiş ve “Perinçekçi, resmi ideolojinin değirmenine su taşıyanlar, kirli oyuna dahil olanlar, değişim getirme bahanesiyle zarar vermek isteyenler, kontrolsüz ve kurum değerlerimize aykırı eylemler, tetikçilere malzeme sağlayanlar, psikolojik saldırı, ihanet edenler, teslim olanlar, tetikçi zihniyet” gibi itibarsızlaştırıcı negatif kavramları kullanarak saldırma yolunu tercih etmiş.
Herkes biliyor ki, AABF 16. Olağan Genel Kurulu’nda Hüseyin Mat’ın talimatıyla masalardan toplatılan Denetleme Kurulu raporunu, kısa sürede telefonuyla fotoğraflayarak bana ulaştıran bir delege dostum sayesinde ilk ben haberleştirdim.
Ayrıca, Denetleme Kurulu raporunu mümkün olduğu kadar çok sayıda dostuma gönderdim ki, herkes okusun ve kendi fikrini oluştursun.
Haberi benden alıp yayınlayan Aydınlık gibi az sayıda gazetenin neredeyse hiçbir değişiklik yapmadan haberimi kullanmış olmaları, onları haberin sahibi yapmadığı gibi, Hüseyin Mat’a da o yayın organları üzerinden konuyu çarpıtmak hakkı vermez.
Hüseyin Mat kendisini değirmenlere karşı savaşan Don Kişot zannebilir ama, kimsenin kendisiyle kişisel bir hesabının olmadığını anlamak zorundadır.
Bizler, şeffaflık ve ikna edici belgeler talep ederek AABF’nin iyiliği için, en azından kendisinden daha fazla kaygılanıyoruz.
Dürüstçe hesap vermek yerine, gayrı-meşru solcuların kronik hastalıklı bir tavrı olan, birbirlerini itibarsızlaştırmak için, yine birbirlerine karşı “Perinçekçi” ithamını kullanmalarını bu durumda da kendi lehine bir silaha çevirme çabası, boş bir çabadır.
“Ezan, bayrak” diyerek kamuoyunu yanıltma kampanyaları düzenleyenler nasıl hüsrana uğradıysa, Mat’ın bu “geçerli silah sandığı” enstrümanı da kimseye etki etmeyecektir.
***
Biz senden mantıklı, ikna edici ve belgelere dayalı cevaplar istiyoruz.
Senden önce o koltukta oturan Turgut Öker örneğin senin, sekreterin ve saymanın “süper maaş” aldığınızı iddia ediyor.
Maaş bordronu yayınlayarak bu iddiayı cevaplayabilirsin. Ama, “tetikçi”, “psikolojik saldırı” ve sair hakaretlerle hiçbir sorunu halının altına süpüremezsin.
Gerçekten Alevi olsaydın ve gerçekten aklanmak, Alevi canların gönlünde şüphe kalmaması diye bir kaygın olsaydı, 30 Kasım 2024’te toplantıya çağırdığın Başkanlar Divanı yerine “dar divanı” çağrısı yapardın.
Hepimiz ellerimizde belgelerimizle bir araya gelirdik ve gerçek “dar meydanı”nda ortaya çıkardı.
Ama yine de şunu unutma; bizlere göstermediğin hangi belgeleri o toplantıda sunacağını ve varsa, o belgeleri neden kamauoyu ile değil de, dar bir toplantıda paylaştığını sana soracaklar.
Bakalım, onlara ne cevap vereceksin?
Biz Hüseyin Mat’ın nereye koştuğunu merakla izliyor olacağız.
Hüseyin Mat’a Özel Not: Yargıya başvuracağını yazarak, kaldıysa, çevrende sana hâlâ inanan bir kaç zavallı insanı kandırabilirsin, ama, sen mahkemeye “şüpheli” sıfatıyla çağrıldığında, onlara bu kez ne diyeceğini de düşünmüş olman gerekir. Unutma; Berlin’de yargıçlar var!
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Hasan Topkaya
12-11-2024 22:51Bana Hüseyin Mat’ın çevresindeki şüpheli ve bir Alev-i kurum başkanına yakışmayan yakın arkadaşların varlığı hakkında bilgi geldiğinde, kendisini uyarıp, bilgi vermek için yanına gidip, bilgilendirmek istediğimde, daha ilk cümlemi bitiremeden, meseleyi anlamış olmalıki, bana; “seni dinlemeyeceğim ve sana cevap vermeyeceğim, ne yazmak istiyorsan yaz” diye tepki verip, yanımdan uzaklaşması, suçüstü yakalanmanın tipik göstergesiydi. Okuduğum bu yazıdan sonra AABF ve AABK en kısa zamanda sanık durumundaki bu yönetimden kurtulmalıdır, düşüncesi bende pekişti. Sevgi ve sevgilerimi sunarım.