HACIBEKTAŞ’TAN DOĞAN GÜNEŞ
07 Eylül 2023, Perşembe 00:40“Eğer Hakk'a talipsen, her ân ona doğru ak.
Kâinat kitabına irfan gözü ile bak.
Yolumuzun esası çalışmaya bağlıdır,
Ayağa kalkacaksan, her dem hizmet için kalk.”
Yüz yıllardan bu yana, Alevîler, Hünkâr Hacı Bektaş Velî’nin bu öğüdüne uygun yaşadılar.
Anadolu’da kadim Alevî köylerine gidiniz, yemyeşil meyve bahçeleri, alnının terinin her damlasını hak eden erler ve bacılar göreceksiniz.
Çünkü;
“Çalışmadan geçinenler, bizden değildir.”
* * *
Hikâyedir; Hünkâr Suluca Karahöyük’e yerleştiğinde tarım ve bahçecilik zayıfmış.
Hünkâr’ın Horasan’dan getirdiği tarım bilgileri ile bölge kısa sürede verimli, varlıklı bir yerleşim yerine dönüşmüş.
O kadar ki, Hünkâr Hakk’a yürüdüğünde, 40 gün boyunca her gün taziyeye gelen binlerce kişiye dergâhın imkânlarıyla yemek çıkarılmış.
* * *
Yine, Yunus Emre ile ilgili anlatılan menkıbeyi biliriz.
Çevrede kıtlık çıkınca, Yunus Hünkâr’ın dergâhına gelir. Çünkü, bilir ki; orada her zaman gıda vardır ve ihtiyacı olan herkesle paylaşılır.
* * *
Çalışkan, üretken ve dürüst insanların yol göstericisi olan Hacı Bektaş Velî, topluma örnek ve geçerli bir yaşam modeli sunabildiği için, yüzlerce yıldır unutulmadı.
Tersine, Alevî olmayan geniş kitlelerce de sevildi, benimsendi ve sahiplenildi.
* * *
Hacı Bektaş Velî, “erkânımızın ahlâkı Hz. Muhammed’den, edebi de Hz. Ali’den” diyerek, üretimi, emeği ve paylaşmayı öğütlerken dayanağı şuydu: “İslâm’ın temeli ahlâk, ahlâkın özü bilgi, bilginin özü akıldır.”
Çünkü, akla dayanmayan bilgi, bilgi üzerine inşa edilmeyen ahlâk ve ahlâkı olmayan bir inanç dünyayı vahşi bir yere dönüştürür.
Yüzlerce yıl önceden bize ulaşan bu mesajın doğruluğunu özellikle de son yüz yılda insanlık çok acı tecrübelerle teyit etmek zorunda kaldı.
* * *
Hünkâr’ın “güvercin donunda” Anadolu’ya girişi esnasında Halife Toğrul’un da bir doğana dönüşmesinin ardından bütün tekkelerin birliğinin sağlanması sembolik bir anlatım olarak, tek başına Hacı Bektaş Velî’nin bir “kerameti” olarak anlaşılmamalıdır.
Bu sembolik anlatım, özünde Anadolu’yu ve Balkanları yurt yapan Türkmenlerin barış içerisinde bir arada yaşama özleminin ifadesidir.
Türkmenler Anadolu’ya ceviz, kayısı, dut, erik, badem, çeşitli üzüm çeşitleri, buğday, darı, kuzu, at, köpek ve daha pek çok yerleşik hayatın temel unsurları olarak sayılabilecek kullanım eşyaları, hayvan ve bitki getirdiler.
Türkmenleri eli silahlı, savaşçı, fetihçi topluluklar olarak resmetmek her şeyden önce Türk medeniyetine hakarettir.
Üretim, emek ve dürüstlüğe dayalı bir hayat modelini getiren Türkmenler, Suluca Karahöyük’ten doğan bir güneşle Anadolu ve Balkanları aydınlattılar.
Türkmenleri Anadolu ve Balkanlarda tutan, bu coğrafya ile bütünleştiren işte bu medeniyettir.
* * *
Horasan’ın kültür ve ilim merkezi Nişabur’un Fuşencan köyünden kalkıp gelen, Anadolu’da Horasan erenlerinin ve Rum abdallarının pîri olarak kabul edilen, 7. İmam Musa Kâzım evlâtlarından İbrahim Sanî’nin oğlu Bektaş’ın 1250’lerde yurt yaptığı Suluca Karahöyük’te 2 Eylül 2023’te yine bir tarihi olaya tanık olduk.
Bu kez, Hacı Bektaş Velî’nin öğretilerini benimseyen, 21. Yüzyılda Türk milletinin en büyük ihtiyacının yine, yeniden üretim, paylaşım ve ahlâk olduğunda birleşmiş canlar bu güzide beldede bir anıt-yapının temelini attılar.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, “sakın ha, amacımız sadece hizmet, siyasi bir beklentimiz yoktur” vurgusu ile Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu’na bağışladığı yaklaşık 6 dönüm arazi üzerinde ibadethane, gasilhane, yemekhane, misafirhane, dershane, kütüphane, çok amaçlı toplantı salonları, idari alanlar barındıran bir kompleks inşa edilecek.
* * *
Temel atma töreninde yaptığı konuşmada, Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu olarak Atatürk’ün izinde, Alisiz Alevilik denilen emperyalist fitne ile mücadele etmeye kararlı olduklarını vurgulayan Genel Başkan Mehmet Şahin, konuşmasının devamında da şöyle dedi:
“Horasan Erenleri Hacıbektaş Cemevi Projesi’ni madde karanlığını akıl nuru ile, cehalet karanlığını ilim nuru ile, nefis karanlığını marifet nuru ile ve gönül karanlığını da aşk nuru ile yok etmek üzere bir araya gelenlerin Horasan’dan Balkanlara ulaştırdığı medeniyetin elçileri olmaya aday canların hizmetine sunacağız.
Pek çok hizmet alanının bir araya getirilmesi ile ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in ibadet ettiği mescid-i nebevi anlayışına ve Pir Ahmet Yesevî’den miras kalan dört kapı kırk makam usulüne uygun olarak inşa edilecek bu yapı, sadece Alevi inançlı vatandaşlarımıza hizmet vermekle kalmayacak, tüm insanları kucaklayarak Horasan’dan getirdiğimiz irşad ruhunun sönmeyen meşalesi olarak Türk milletine, İslâm âlemine ve tüm insanlığa ışık saçacaktır.
Horasan Erenleri Hacıbektaş Cemevi ve Dergahı, Pirimizin himmetleri ile gariplerin sığınağı, ilim ve irfan arayanların, kendini bulmak isteyenlerin uğrak kapısı olacak. Hacıbektaş’ta mevcut olan ruhun paylaşılmasına katkı verecek ve Türkiye Yüzyılı’na bu yolla hizmetini sunacaktır.”
* * *
Hacı Bektaş Velî’nin “Bir olalım, iri olalım, diri olalım” cümlesinde ifade edilen birleştirici öğretisinin sadece Türkiye’ye değil, Türk dünyası ve İslâm âlemine de yol gösterici olmasını diliyorum.
Beklentimiz ve dualarımız, Hacıbektaş’ta temele atılan harçın, Türk milletinin doğacak yeni güneşine vesile olması içindir.
Artık şu kesindir diyebiliriz: Alevî inanç toplumunda fitneyi durduracak, inancına sarılacak, devleti ve milleti ile barışık, emperyalizme karşı uyanık, Atatürk’ün izinde ve cumhuriyet değerlerine sıkı sıkıya bağlı bir merkez var: Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu.
21. Yüzyıl, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün şu özleminin gerçeğe dönüştüğü ânı bekliyor gibi:
“Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medenî vasfı ve büyük medenî kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile, âtinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.”
Mustafa Kemal Atatürk
29 Ekim 1933
Ankara Hipodromu
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum