İstanbul
08 Eylül, 2024, Pazar
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2412.9
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66248.09$

HACI BEKTAŞ VELİ’YE GÖRE İNSAN GRUPLARI

27 Temmuz 2024, Cumartesi 23:24

Hacı Bektaş Veli’ye ait olduğu belirtilen beş eser bulunmaktadır. Bunlar, Velayetname, Makalat, Fevait, Besmele Tefsiri ve Fatiha Suresi tefsiridir. Bugünkü makalemizde MAKALAT adlı eserde yer alan insan gruplarını ele alacağız. Önce, Makalat’daki dili olan eski Türkçe (Osmanlıca) ile vereceğiz. Sonra da konu hakkında araştırmacı-yazar Mustafa Şişman’ın açıklama ve yorumlarını sunacağız.

Bu eserde insanlar dört grup olarak gösterilmiş, bunların her birinin özellikleri anlatılmış ve yapmaları gereken işler sıralanmıştır. Bu dört grup ABİDLER, ZAHİDLER, ARİFLER VE MUHİPLER’dir. Bu dört grup, aslında Alevilikteki dört kapı, kırk makamı anlatmaktadır. Bu  gruplar Şöyle açıklanmaktadır.

ABİDLER: “Evvel güruh (topluluk-zümre) Abidlerdir. Bunlar şeriat kavimleridir. Asılları yeldendir (rüzgardandır).  Pes (sonra) yıl hem safidir, (arı-temiz) hem kavidir. Zira ki yil (Rüzgar) esmeyince daneler samanından ayrılmaz. Ve eğer yil (yel) esmeseydi mecmu-l alem (bütün dünya) yiyiden (iyice) helak olaydı (olurdu). İmdi (şimdi) halal (helal) ve haram mısmıl (temiz) ve murdar (Pis-kirli) kamusı (sözlükte) şeriat birle ma’lum olur. Zira kim (ki) şeriat kapusu ulu kapudur.”

“Amma Abidlerin taatları (itaat etmek-boyun eğmek) namazdur, oruçdur ve zekadtdur. Nefiriam (seferberlik) alıcak kaçmayup varmakdur ve hem cenabetden gusl eylemekdür ve arzuların isteyüp dünyayı terk idüp ahiret sevmekdür ve halleri birbirin incitmemekdür. Pes (sonra) kibir, hased, buğz (kin), buğl (cimri), adaved (düşmanlık), bunlarda hemandur (vardır).

Araştırmacı-yazar Mustafa Şişman Hacı Bektaş Veli adlı eserinde Makalat’da yer alan Abidleri gümümüz Türkçesine şöyle çevirmektedir:

“Bu çeşit insanlar, daima haset, dedikodu, cimrilik, düşmanlık görülebilen tip de insanlardır. Bunlar daha ziyade halk insanıdır. Bunlar oruç, namaz, zekat, hac gibi hususları yerine getirirler.”

ZAHİDLER: “Bunların aslı oddandur (ateştendir.) Bunlar tarikat kavmleridür. Pes (sonra) od (ateş) gibi yansalar gerekdür pes her kim bu dünyada kendü özin göyündürse (görünürse) yarın ahiretde dürlü dürlü azablardan kurtuldı (kurtulur). Pes (sonra) şöyle bilün bir kez yanan artuk yanmaz.”

“Pes zahidlerin ta’atı (ibadeti-inancı) dün (tüm) gün Tangrı’yı zikir itmekdür ve hem Bismillah yad kılmakdur ve hem havfu (korku) recadur (rica eder) ve dünya arzuların terk itmekdür. Ahret içün ve halleri kendi bilülerine hoşnud olmuşlardır. Bilmezler kim (hangi) kandan geldiler kancaru (nereye) giderler. Zira kim bunlara hidayet kapusu açılmadı, Tangrı’yı yad kılmakları kendi cehdleriyledür (çabalaryladır).”

Yazar Mustafa Şişman Makalat’da adı geçen Zahidleri şöyle tanımlamaktadır:

“Bunların aslı ateştir. Tarikata tabi olanlardır. Tarikat, ateş ile sembolize edilir. Dünyada yanmak; olgunlaşmak, nefsinden kurtulmak, hırsını yok etmektir, ahirette yanmamayı sağlar. Gece-gündüz Tanrıyı anarlar. O’nun (Tanrının) yapılmamasını istediklerini yapmazlar. Ümitlerini kaybetmeyerek yararlı işler yaparlar. Bunları hep kendi gayretleri ile yaparlar.”

ARİFLER: “Üçüncü güruh Ariflerdir. Bunların aslu sudandır. Ve bunlar marifet kavmidir. Pes (sonra) su arıdır ve hem arıdıcıdır. İmdi Arif gerekdür kim arı ola ve arıdıcı ola. Eğer sual itseler, “Arısı nedür ve arıtduğu nedür?” Cevab vir kim: Arifler katında her sözün üç yüzi vardır ve bir ardı vardır. Pes ayruklar bilmezlüklerinden kelimenün ardın söylerler udlu olurlar.”

“Lakin Arifler kelimenün yüzin söylerler, udlu olmazlar. Pes su arılığı tahirdir (temizdir). Kangı taba girerse ol kab gerek kim suya döne pak ola ve hem kendüden ayruk nesne ana benzemez. Ve levni (renk-tür) malum olur ve hem murdarı (pis-kirli) taşra bırağurlar. Pes imdi Arifler arılığı tahirdür, girü (geri) aslına varur, biriktür. Ve hem Arifler katında şirk murdardur. İçlerine komazlar, dışarı bırağurlar, kendilerin arıdurlar.”

Pes şöyle bilmek gerekdür kim kendüyü arıtmayan ayrukları dahi arıtmaya. Amma şeriat kavlinde dona ve tene murdar değse suyıla yuyıcak hem donı ve hem tenü arıdur. Ve hem cenabeti giderür ve andan abdesti reva olur. İlla kim Arifler katında ne doni ve ne teni arıdur ve ne cenabetini giderür ve ne abdesti reva olur. Zira kim yuyıcı arı olmaynca yudığı nice arı ola.”

“Pes imdi Adem (insan) gerek suya yaraya ve su gerek abdeste yaraya ve abdest gerek namaza yaraya ne namaz gerek Çalab (Tanrı-Allah) tealaya yaraya.”

“pes imdi aziz-i men arif aslı sudandır. Arifün içinde murdar nesne eğlenmez ve hem suyun aslı yaşıl gevherdendür (elmastandır-özdendir) ve gevher aslı Çalap Tangru’nun kudretindendir. Pes anun içün kim arifleri Tangrı tebareke ve teala sever. Zira kim aslıdur. Pes asıl aslın sevmek aceb değildür. Ve dahi bilmek gerek kim ariflerin taatı tefekkürdür ve hem dünyayı terk ve ahireti terk itmekdür ve hem nazarla velayet beklemekdür. Ve hem Ariflerün halleri cümle varlığa değişürülmekdür ve hem yavuz endişe kılmazlar.”

Yazar Mustafa Şişman Makalat’daki Arifleri şu şekilde yorumlamaktadır:

“Arifler, marifet sahibi kişilerdir. Marifetin sembolü sudur. Suyun kendisi temizdir, durudur, arıdır. Her girdiği kabın şeklini alır. Ayrıca da o kabı temizler. Kabın şeklini alması, sohbet ettiği ya da birlikte olduğu insanlarla dost olur, onların gönlüne girer, ama girdikten sonra da onun kalbindeki yanlışları, kötülükleri temizler anlamındadır. Arifler böylece hem kendini arıtır hem de yakınlarını arıtır. İşte esas marifet de bu olsa gerek. Burada bir kötülük bir yanlış çoğalarak daha başka yanlışları da doğurur. Bu nedenle yanlışlardan kaçabilmekte marifet ister. Marifetli olanlar yanlışlardan kaçarlar ve su gibi aziz olurlar. Ariflerin aslı Tanrı’dadır. Aslının aslını sevmesi şaşılacak bir şey değildir.”

MUHİBLER: “Dördüncü güruh Muhiplerdir. Bunların aslı tapraktandur. Ve arzularına irmekdür. Ve Çalab Tangrı’yı bulmakdur. Ve kendilerün yavi kılmakdur. Ve halleri biriküp bir olmakdur.”

Yazar Mustafa Şişman, Muhipleri de şöyle açıklamaktadır:

“Bunlar hakikat topluluğudur. Çünkü bunlar toprak gibi alçak gönüllü tevazu sahibi insanlardır. Bunlar olgun insanlardır. Ve teslimiyetlerini gönülleriyle dolu olarak yaparlar. “Ben önce neysem, şimdi yine O’yum” diyerek Hakka varılır. “Benim üç dostum vardır. Ben ne zaman ölsem; biri evde, biri yolda, biri de benimle gelir. Evde kalan malımdır. Yolda kalan ailem ve yakınlarımdır. Benimle gelen ise, yaptığım iyiliklerimdir. Tanrı’ya vardığımız zaman da ancak bunlar gideceklerdir. Her kim kendini bilirse Tanrı’yı bilir. Hakikat insanın kendi içindedir.” derler.””

Hacı Bektaş Veli’nin anlattığı insan profilinin en üst tabakasını olgun insanlar-kamil insanlar oluşturmaktadır. Bunlarda kin, nefret, düşmanlık, hırs, kıskançlık yoktur. Hacı Bektaş-ı Veli, bütün toplumu Kamil insan yapmak için mücadele etmiştir. Onun için çok büyük saygı ve hürmet görmüştür. Anadolu’yu İslamlaştıran da Hacı Bektaş-ı Veli’nin bu felsefesi ve inancıdır. O, önce halkın gönlünü kazanmıştır. Savunduğu değerlerin bugüne kadar yaşamasının nedeni de budur.

Bu güzel Anadolu’yu bize yurt yapan başta Hacı Bektaş Veli olmak üzere, Anadolu ve Rum Erenlerini saygıyla, rahmetle anıyor, mekanları ebedi cennet, ruhları şad olsun. Onların hümanist düşüncesi bizim ışığımız olmaya devam edecektir.

Kaynaklar:

--Hacı Bektaş Veli, Makalat, Diyanet Vakfı Yayınları.

--Mustafa Şişman, Hacı Bektaş Veli, Sepya yayınları.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum