GUDEA SİLİNDİRİ VE ALEVİLER
26 Aralık 2023, Salı 01:061877 ile 1900 yılları arasında Tello’da 11 kazı çalışması yürüten Ernest de Sarzec, Gudea Silindirleri de dahil olmak üzere, binlerce tablet çıkardı.
Gutilerin hakimiyetinin sonlarına doğru Sümer başkenti konumundaki Ur’un hükümdarı Ur-Baba’nın koruyucu tanrıça yaptığı kızlarından birisini hediye ettiği, bir çeşit dinsel işleri yöneten “ensi”lerden, yani ekonomiyi ve siyaseti ele geçiren “rahip-tanrı” sınıfından olan damat Gudea’ya kendi tanrıçası Nidaba, rüyasında görünerek E-ninnu tapınağını inşa ettirmesi gerektiğini telkin eder.
İşte bu tapınağın yapılış hikâyesi Gudea Silindirlerinde anlatılmaktadır.
Gudea Silindirleri 1878’de Paris, Fransa'ya nakledildi ve bugün Louvre, Yakın Doğu antikaları bölümü, Richelieu, zemin kat, oda 2, erişim numaraları MNB 1511 ve MNB 1512'de sergilen “İki Gudea silindiri üzerine yazılmış, metni 54 sütun ve 1400 “satır aralığı” içeren, “ilahi niteliğindeki uzun ve dikkat çekici şiirsel bir anlatı” (Samuel Noah Kramer) olan ve yaklaşık M.Ö. 2125 yılına tarihlenen söz konusu metinde yer alan bazı ifadeler, yazar olduğu iddia edilen bir sahtekâr tarafından, “Aleviliğin 5 bin yıllık kanıtı” olarak öne sürülmektedir.
Bu yazıyı yazmak zorunda kalışımızın gerekçesi budur.
İŞTE, SAHTEKÂR YAZARIN YALANLARI
İsmini bilerek yazmadığım sahtekâr yazar, burada ismini belirtmeyeceğim kitabında şöyle yazıyor:
“…Gudea bir dizi ilahın yardımıyla tapınağı (cem evi) temizledi...törende (Ayin-i Cem) kullanılacak bütün yiyecekler (lokma) adak içkilerini (dem) ve tütsüleri (çerağ) hazırladı... Bunun ardından tapınağın (cem evi) gereksinimlerini karşılayacak bir gurup hizmetliyi (on iki hizmetli) atama işine geçti.” (parantez içlerini ben yazdım) Sümer tabletinde bu girişten sonra törende görevlendirilen on iki hizmetlinin adları sayılıyor. 1. Kapıcı (gate keeper) 2. Kahya / Değnekçi (butler) 3. Nezaretçi /Gözcü (bailiff) 4. Silahtar (armaurer) 5. Müzisyen /zakir (musician) 6. Kuşbaz (game keeper) 7. Keçi Çobanı/Kurbancı (goatherd) 8. Dalyan Denetçisi (fisheries inspector) 9. Ulak /Peyik (messenger) 10. Tahıl Denetçisi (grain inspector) 11. Mabeyinci (chamberlain) 12. Arabacı (coachman) Alevi Ayin-i Cem’inde yer alan On iki Hizmetli'nin adları şunlar 1. Pir Mürşit 2. Rehber 3. Gözcü (Yoklamacı) 4. Çerağcı (Delilci) 5. Zakir 6. Süpürgeci 7. Kurbancı (kimi bölgelerde Sofracı) 8. Saka 9. Peyik 10. Pervane (Semahcı) 11. Sucu-Kuyuccu 12. Kapıcı Eski Çağda Sümer'de yapılan ayin ile bugün Anadolu'da halen yürütülen Alevi Ayin-i Cemleri arasındaki tek fark on iki hizmetlinin kimilerinde görülen farklı isimlendirmeler.”
Parantez içerisinde yer alan ifadeler sahtekâr yazarın ifadeleridir. Orjinal metinde bu ifadeler yoktur.
Ancak, sahtekâr yazarın alıntı yaptığını iddia ettiği, Samuel Noah Kramer’in Sümerler kitabındaki ilgili bölüm gerçekte şöyledir:
“Daha sonra Gudea bir dizi ilahın yardımıyla tapınağı temizledi ve tanrıların evlerine girişini kutlayan törende kullanılacak bütün yiyecekleri, adak içkilerini ve tütsüleri hazırladı. Bir kere daha kenti etik ve ahlaksal açıdan arındırdı. Bunun ardından, tapınağın gereksinimlerini karşılayacak bir grup tanrıyı atama işine geçti: Bir kapı bekçisi, bir kahya, iki silahtar, bir ulak, bir mabeyinci, bir arabacı, bir keçi çobanı, iki müzisyen, bir tahıl denetçisi, bir dalyan denetçisi, bir kuşbaz ve bir mübaşir.”
“Ataması yapılan bir grup tanrı”nın sadece sayı olarak 12 değil 14 olması bir yana, hiçbirisinin tapınaktaki görevi, cem ayinindeki 12 hizmetli ile kıyaslanabilecek durumda değildir.
Kaldı ki, cemevi de “tapınak” değildir! Bu da, sahtekâr yazarın cehaletini ortaya koyan başka bir somut örnek.
SÜMER AYİNLERİNİN AMACI NEDİR?
Peki, Sümerler ayinlerini ne için yaparlardı?
İşte, bu sorunun cevabı da Kramer tarafında veriliyor. Okuyalım:
“Yeni Yılın en önemli ayini, hieros-gamos, yani Sümer ülkesinin ve halkının gönencini ve bolluğunu etkili bir şekilde güvence altına almak amacıyla tanrı Dumuzi'yi temsil eden kralla tanrıça lnanna'yı temsil eden rahibelerden biri arasında gerçekleştirilen kutsal evlilik ayiniydi.”
“Sümer kralı, ... ülkesinin ve halkının gönencini ve bolluğunu etkili bir şekilde güvence altına” almak amacıyla düzenlenen ritüel, “kral ile lnannia'nın Erek'teki tapınağından özel olarak seçilmiş bir cariye arasında büyük olasılıkla her Yeni Yılda tekrarlanan evlilik töreninin cinsel birleşmeyle tamamlanması biçiminde yapılıyordu.”
İşte, Sümer tapınağındaki “ayin”in içeriği de buydu!
Sahtekâr yazarın, sadece Sümerler alanındaki dünyanın en önemli yazarının ifadelerini çarpıtmakla kalmadığını, ortaya koyduğu önermeyle, bütün Alevileri ve ibadetlerini de sapıklıkla eş gösterdiği ortaya çıkıyor!
Yukarıda anlatılan ve Sümerler için “dinî ritüel” olan tapınakta cinsel birleşmeyi Aleviliğin 5 bin yıllık tarihi diye, kitaplar yazanlara, bunlara inananıp bu yalanların tellallığına soyunanlara lânet olsun!
Ve, bu noktada şu soruyu sormak gerekmez mi?
Bu sahtekâr yazar neden tabelasında Alevî yazan bazı örgütler tarafından el üstünde tutuluyor, neden dernek dernek dolaştırılıp konferanslar verdiriliyor, ey okur?
GUDEA SİLİNDİRLERİNDE GERÇEKTE NE VAR?
Yazımın başında da belirttiğim gibi, Gudea silindirleri rahip-kral Gudea’nın kendi tanrısı Ningirsu’ya adadığı E-ninnu tapınağını inşa ettirmesi süreci hakkında bilgiler veriyor.
Bu silindirlerin asıl özelliği Sümer edebiyatı ve dili hakkında en zengin kaynaklardan birisi olmasıdır.
Birinci silindirde tapınağın inşa fikrinin nasıl geliştiği ve hayata geçirildiği anlatılırken, ikinci silindirde ise, inşa sürecinin tamamlanması ve kullanıma açılması ritüelleri ve şölenleri hakkında bilgi verilir.
Burada paylaştığım linkten, tam metni herhangi bir çevrimiçi tercüme uygulaması yardımıyla Türkçe olarak da okuyabilirsiniz. (https://etcsl.orinst.ox.ac.uk/cgi-bin/etcsl.cgi?text=t.2.1.7&display=Crit&charenc=gcirc&lineid=t217.p93#t217.p93)
Gudea, E-ninnu tapınağını yaptıktan sonra gelen tanrısı Ningirsu’ya “meyve veren yeşil bir bahçe olan kutsal An'ın kızı”nı sunar. (910-924. satırlar)
944 ile 1106’ncı satırlar arasında yukarıda 12 hizmetli olarak sahtekâr yazarın açıkça yalan söylediği görevlilerin hizmet açıklamaları veriliyor.
Burada hepsini teker teker yazmayacağım. Meraklısı, verdiğim linkten, İngilizce bilmese de, çevrimiçi tercüme uygulamaları yardımıyla metinleri okuyabilir.
RIZA ŞEHRİ SÜMERLERDEN Mİ KALDI?
Bir diğer yalan ise, Sümerlerin barış ve eşitlik toplumu olduğu yönündedir.
Kimileri o kadar ileri gidiyor ki, iddialarına göre, “rıza şehri” Sümerlerden kalmıştı!
Sadece cahil değil, aynı zamanda cehaletin mikrop yayan çeşidi olan bu iddia sahiplerinin hayâl dünyalarından uydurdukları fantezilere değil, gerçeklere bakalım.
Kramer, Sümerler adlı eserinde bu konuda şöyle diyor:
“... nefret Sümerlerin davranışlarında oldukça baskın bir rol oynamıştır. ... büyük ölçüde nefret, horgörü ve tiksintiye yol açmış olması gereken saldırgan rekabet ile saygınlık ve seçkinlik dürtüsü Sümer siyasal, ekonomik ve eğitsel kurumlarının iliklerine işlemişti.” (Sayfa: 345)
İşte, Aleviliğin içerisine çatışmayı, dedikoduyu, iftirayı, yalanı, riyayı sokanların çok sevdikleri Sümerler!
Sözde “rıza şehri” Sümerlerin halkı için ekonomik durumun nasıl olduğunu ise, yine Kramer’in kitabında yer verdiği bir şiirden öğrenelim:
“Karım dışarıdaki kutsal mekanda,
anam ırmak kenarında,
ben de burada açlıktan ölüyorum.”
Kramer, Sümerlerde aile birliğine yaklaşımı da bir “atasözü” ile aktarıyor:
“Bir karıya ya da çocuğa bakmayan, boynunda tasma kayışı taşımamıştır!”
Aile, Sümerlerde erkeğin boynunda taşıdığı tasma kayışıdır!
EY ALEVİLER, İMANSIZ SAHTEKÂRLARI CEMEVLERİNE SOKMAYIN!
Sevgili okur, bir makale sınırları içerisinde, Sümerlerde hayat ve toplumsal değerler hakkında en özet haliyle bilgiler vermeye çalıştım.
Elbette, meraklısı Sümerler hakkıda yazılmış bolca kaynaktan daha geniş bilgi edinebilir.
Gudea Silindirleri metinlerini de İngilizce çevirilerinden öğrenebilmeniz için linklerini koydum.
Oxford Üniversitesi’nin bir projesi olan Elektronik Metin Sümer Edebiyatı Derlemesi (ETCSL), antik Mezopotamya’dan (modern Irak) gelen ve MÖ üçüncü bin yılın sonları ile ikinci bin yılın başlarına tarihlenen kaynaklara kaydedilen yaklaşık 400 edebi kompozisyondan oluşan bir seçkiden oluşuyor.
Metinlerin güvenirliği, Oxford Üniversitesi’nin akademik seviyesi ile ölçülür.
Peki, Alisiz Alevicilik kışkırtmasının tellallığını yapanlar, bu sahtekar yazarın yalanlarını Aleviler arasında yaymak için şehvetle çalışırken hangi güvenirlik seviyesine sahipler?
Kutsal kitabımız Kur’an, Hz. Muhammed’in hayatı, Hz. Ali’nin eylemleri ve sözleri, Ahmet Yesevî’nin tavsiyeleri, Hacı Bektaş Velî’nin bildirileri, Şah İsmail Hatâî’nin şiirleri ve erkânı, yüzlerce Horasan erenlerinin bıraktığı inanç ve kültür mirasımız dururken, bu sahtekârların kandırabildiği bir insan, zaten Alevî Bektaşî yolu ile bağlarını koparmış, “sirat’el müstakim” diye kaygısı kalmamış insan demektir.
Bu yalancı ve sahtekarların Alevî Bektaşî olmadıkları ve amaçlarının Alevîlik Bektaşîlik yoluna hizmet değil, yolu saptırmak olduğu açıktır.
Alevî Bektaşî inancını bozmak, yok etmek için görevlendirilmiş bu sahtekârların ve bunlarla birlik olanların cemevlerimize sokulmaması gerekiyor.
SON SÖZ:
Lekum dînukum veliye dîn!
(Sizin) dininiz size, (bizim) dinimiz bizedir!
(Kâfirun Suresi, 6. Ayet)
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum