GÖZLERİNDEN ÖPÜLECEK KAYMAKAM!

Cevat Fehmi Başkut'un 1965 yılında yazdığı "Buzlar Çözülmeden" oyununu bilir misiniz?

Karın yolları kestiği "zemheri ayında" ilçeye bir kaymakam gelir.

Cumhuriyet ilkeleri ve Atatürk devrimleri doğrultusunda ilçede yönetim başlar.

Dini istismar edenler, faizciler, kaba kuvvetle insanları zapturapt altına almak isteyen ağalar kenara çekilir; halkın yönetimi başlamıştır...

Tabii ki, karlar eriyecek, yollar açılacak ve ilçe halkı "hayatın gerçekleri" ile yeniden yaşamaya alışmak zorunda kalacaktır.

Cumhuriyet devrimlerini hayata geçirmeye kalkışan halkçı kaymakam hastane kaçkını bir deli çıkmıştır!

* * *

Ne yazık ki, 21. Yüzyılda, Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde tanık olduğumuz olaylar, Cumhuriyet'in kaymakamlarının hâlâ yalnız kaldığını ve hâlâ deli muamelesi gördüğüne işaret ediyor.

Bakın, ne oldu:

Cuma namazından sonra okunacak, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hazırladığı hutbede birlik ve beraberliğin önemi ayetlerle vurgulanarak, hepimize düşen "Şehitlerimizin uğruna canlarını feda ettikleri ulvî değerleri yaşamak ve yaşatmaktır" denmiş, geçen hafta terör saldırısında şehadet makamına ulaşan askerlerimize rahmet, yaralılarımıza acil şifalar, ailelerine sabr-ı cemil dilenerek, "Cenâb-ı Hak, kahraman ordumuzu ve güvenlik güçlerimizi, huzur ve emniyetimizi sağlamak için verdikleri mücadelede muvaffak eylesin. Birliğimizi, kardeşliğimizi ve muhabbetimizi daim kılsın." vurgusu yapılmış- tı!

* * *

Ancak, Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde kendini ve haddini bilmez bir imam, bu hutbenin şehitlerimizle ilgili bölümünü okumamış!

DİB personeli olması nedeniyle, hem üstlerinin talimatlarına karşı gelmiş, hem de Türkiye Cumhuriyeti'nin terörle savaşta şehit düşen askerlerine karşı hasmane bir tutumu olduğunu aşikar etmiş!

Şimdi, ne kadar Türkiye düşmanı sözde "islamcı", sözde "kürtçü"varsa ittifak halinde imamı destekliyor!

DEM, FETÖ ve sair zevat hep birlikte Kürt imam/Türk kaymakam karşıtlığını vurgulayarak kara propaganda yapıyor!

* * *

Peki, laiklik hassasiyeti olan, Cumhuriyet ilkelerini sahiplenen ilerici olduğunu iddia eden, şeriatçılara geçit vermeyeceklerini sloganlarla çığıran kesim ne yapıyor?

Susuyor!

Kafasını kuma gömüyor!

Havaya ıslık çalıyor!

Kulp kaymakamının bıyıklarıyla oynuyor!

* * *

Türkiye'de "din elden gidiyor" korkusu ile "şeriat gelecek" korkusunu yayanların aynı merkezden idare edildiğini söylerken haklı olduğum bir kez daha ortaya çıkıyor!

Bu iki "korku", emperyalistlerin Türkiye'de manipülasyon araçlarıdır.

Halkı istedikleri yönde avutmak, havuzlamak için kimilerine "din elden gidiyor" diye bağırtırlar, diğerlerine de "şeriat geliyor" diye çığırtırlar!

Daha bir ay önce kimi şaşkın Alevi örgütlerini Kadıköy'de toplayıp, onları "Türkiye'nin din devleti olmasına izin vermeyeceğiz" diye bağırtan DEM, şimdi FETÖ'nün desteklediği ve içine sızdığı kimi tarikatlarla birlik olup,  çalıştığı kurum olan DİB'in hutbesinden şehitlerimizle ilgili bölümü çıkaran imamı destekliyor!

Kime karşı?

Cumhuriyetçi kaymakama karşı!

Cumhuriyet'in kaymakamına karşı!

* * *

Genç Cumhuriyet'in halkçı-milliyetçi aydınları "orda bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür" diyerek bozkır Anadolu'yu sahiplendiler.

Yüzlerce yıl ihmal edilmiş bu toprakları medeniyetle, refahla ve özgürlükle buluşturmak onların en büyük hayaliydi.

Ülkesine sahip çıkan, şehitlerine saygıyı makamının üzerinde tutan, Türkiye Cumhuriyeti'ne sadakatla bağlı olduğunu kanıtlayan Kulp kaymakamı hepimize örnek olsun.

Bu ülke üzerinde istedikleri gibi at koşturacaklarını sananlara da uyarı olsun!

Sevgili kaykamam kardeşim, iyi ki, varsın.

Biliyoruz ki, bil ki, yalnız değilsin.

Hepimiz birer Burak Akeller'iz!

Seni o kararlı gözlerinden öpüyoruz.