İstanbul
22 Ekim, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2412.9
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66248.09$

GELENEKSEL ALEVİLİĞİ YAŞAMAK

25 Mart 2024, Pazartesi 20:46

CEMEVİ; topluca ibadetin yapıldığı, cenazenin kaldırılıp kırkının okutulduğu, kurban kesildiği, ikrar verildiği, müsahip olunduğu, yol ulularının anıldığı, lokmaların  yenildiği, görülüp sorgulandığı,semahın, on iki hizmetin, barış ve özgürlüğün filizlendiği, Dar-ı Mansur`un yapıldığı yerdir.

CEMEVİ; Aleviler için bir okul, dayanışma, birliktelik, ibadethane, kısacası Aleviliğin her kurumuyla yaşandığı yerdir.

Cem evine herkes girebiliyormu? Cemevinegirmekiçinkimden/kimlerden  izinalınmalı?

Tanımda şöyle diyoruz Aleviler için okul’’ ne kadar güzel değil mi .

Hz. Ali söyle buyurmuş “bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum’’ Hünkar Bektaşi Veli’de “Kadınlarınızı okutun’’ demiş.

Yarım yüzyıl olmuş kurumlaşalı peki okumaya önem verilmiş mi?

Kaç Akademisyen, kaç akademisyen DEDE yetiştirmişiz.

Cem evinde kin güdülmez bunun en iyi örneğini Yunus Emre şöyle anlatır,

Adımız miskindir bizim

Düşmanımız kindir bizim

Biz kimseye kin tutmayız

Kamu alem birdir bize

 

Biz bu dünyadan gider olduk

Kalanlara selam olsun

Bilmeyen ne bilsin bizi

Bilenlere selam olsun

Evet Yunus’un dediği gibi alevi kinci değildir kimseye kin tutmaz, bizi bilenlere selam olsun.

Madem cem evi tanımı bu ise bakalım bu tanıma günlük yaşamda uyuluyor mu.

Bu konuda gerekenleri anlatmaya çalıştım cem evi tanımına göre cem evinde aşağıdaki sıralamış olduğumuz geleneksel inanç, inancın özü  hayat buluyor mu?

Ne kadarı anlatılıyor ve anlatılamıyor? Anlatacak yeterli bilgiye sahip yüksek okul bitirmiş Akademisyen dedemiz var mı? Öyle ya YARIM ASIRLIK kuruluş tarihimiz varmış!..

Bunların takibini cem evi üyeleri ve cemlere katılan insanlar bilir. Yazının son kısmın da yorum ve e-mail adresi yazılı oraya yorum ve düşüncelerinizle bizi aydınlatın ve yol gösterin, fikirlerinizi eleştirilerinizi yazarak sizin de katkınız olsun.

Kırklar Cemi ilham alınarak yapılanan cemin, yöresel farklılıklara rağmen, ana yapısı genelde birdir.

Bu erkanın “on iki hizmet” ile çerçevelenmiş, Tevhid ve Miraç anlatımı ve manası üzerine kurulmuştur.

Alevi temel ibadeti olan Cem ibadetleri esas olarak iki türlü yapılır.

Birincisi yediden yetmişe herkesin katıldığı cemlerdir. Bu cemlerin sınırı oldukça geniştir. Adına “Birlik ve Öğreti Cemi’’ de denir.

Bu cemler daha çok yetişkinler ile birlikte ceme ilk defa katılan  gençlere öğretmek amacıyla yapılır.

Abdal Musa, Nevruz,Muharrem ve Hızır cemleri de sınırı geniş tutulan cemlerdir.

İkinci tür Cemler ise daha dar bir kesimin katıldığı cemlerdir.

Bu cemlere sadece ikrar vermiş, evli ve müsahibi olan çiftler katılır. Bu cemlere “Kırklar Cemi”, “Görgü Cemi” gibi adlar verilir.

Bu Cemlerdeki katılımcılar bir anlamda müsahip olmuş yola girmiş olanlardır. Burada her şey daha kuralcı ve disiplinlidir.

Anadolu’da köy yerleşik düzeninde cem ise topluluğunun uygun bulduğu “Büyük Dam” denilen evlerden birinde yapılıyordu.

Cemin yapılacağı yerin kutsallığı (yer mekan olarak değil yanlış anlaşılması) “Hakk-Muhammet-Şahı Merdan Ali” meydanı olarak kabul edildiğinden dolayı kutsaldır, bu yerin cem evi olması şartı aranmaz.

Ölmeden önce ölünen yer olan cem evine lokmalarla gelinir, girişte avluda ara bölümde ayakkabılar çıkarılır ve kapı eşiğe basılmadan, yan çerçeveleri öpülüp “niyaz” edilerek yerin kutsallığı tanınır ve içeri girilir Pir Postunun serili olan meydana niyaz edilir, yani Pire niyaz anlamındadır

Alevi inancında Kapının ve eşiğin anlamı farklıdır kısaca söyledir.

Aleviler dergah,ziyaret ve cem meydan evine girerken kapının eşiğine basmazlar ve kapının sağ, sol ve üst çerçevesine el ile niyaz ederler.

Hz. Muhammed şöyle buyurmuştur “ben ilmin şehri Ali ise kapısı’’ kapıda kilitte kapı kolu da Ali’dir.

Ali’nin kapısını bilmeyen o kapıdan içeri girmeyen ne bilsin ilmin şehrini.

O kapıdan içeri girmesini bilen orda var olan her şeyin kendisinin olduğunu kendisine ait olduğunu da bilemez çünkü anlamını bilmediği için almasını da bilemez “​​​​​​​Filler gibi kırıp döker’’

Kapı yolun bir simgesi olarak kabul edilen  meydanın giriş kapısının iç kısmıdır. Bu nedenle eşik kutsaldır, insanı Hakk’a götüren kapıdır.

Asla eşiğe basılmaz ve niyaz olunur (iki elinin avuçlarının içi öpülür).

Bu davranış yol, ışık ve bilgisine ulaşmış olmanın anısına bir alçak gönüllülük ve teslimiyet ifadesi olarak eşiğin önünde sol diz üzerine çökerek elleri eşiğe koyup üç kez öpmek biçiminde de uygulanır.

Eşiğine koymuşum ben can ile serimi.

Hem eşiğinden benim niyazım budur (der aşık)

diyerek, kapının dört tarafına niyaz edilir.

Kapının üst eşiği Hz. Muhammed’i,

kapının alt eşiği Fatma Ana’yı,

sağ ve sol yanları da İmam Hasan’ı ve İmam Hüseyin’i

kapının kilidi Şahı Merdan Ali’yi temsil eder

Eşiğe niyaz ettikten sora kalkıp eşiğin üzerine basmadan içeri girerken kapının sağından, solundan ve üst eşikten elle niyaz alınır...

Bir “Yol eri” Hakk yolunda olgunluğa ulaşınca onun için bütün gizlilikler açılır, gerçekleri örten perdeler kalkar, gerçeklerin gerçeği yüce varlıkla, Hakk ile karşı karşıya gelme olanağına kavuşur.

Hakk’ın kendisine dost kıldığı ve verdiği ilhamla yaratıcı varlığına kattığı velilik ve ermişlik aşaması olan velâyet makamıdır. O kapıdan içeri girince o meydanda artık sen ben, kadın erkek, zengin yoksul yok biz varız.

Bakınız aşağıda Bakara suresi 257, ne diyor:

Allah, iman edenlerin velisidir. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır.  Bakara suresi 257

Kişinin varacağı son aşama veliliktir. Velayet bir erdem noktasıdır.

Karşılıksız verdikleri hizmetlerle aleme düzen verirler. Bu inancın ifadesi de: “La İlahe İllallah, Muhammedi Resulullah,  Aliyün Veliyullah”dir.

Velayetin inkarı Aleviliği inkarı etmektir.

Alevilikte kişinin varacağı son aşama velayettir.

Velilik makamı, Hakikat Kapısı’dır; Hakk’ın derin ilmi, manevi sırr ve hikmetleridir.

Hakikat kapısının sahibi ise, Şahı Merdan Ali’dir. İşte ilmin kapısı da Hakikat kapısı da Ali’dir.

Alevilerde kapının anlamı çok farklıdır, kapıyı çalanın/kapıya gelenin Hakk misafiri olduğuna inanılır geri geri çevrilmez mutlaka bir lokma verilir.

Allah’ın derin ilmine, manevi sırr ve hikmetlerine ulaşmış yegane Kamil-i İnsan, Şahı Merdan Ali’dir.

Cem evine ceme gelinirken bazı kurallara ve nereye gidildiğine dikkar edilmeli.

Bir can ceme gelirken lokma getiriyorsa poşetin içersin de kolunu sallayarak asla tutulmamalı lokma Hakk lokmasıdır onun için göbek seviyesinde muntazam bir şekilde sarılmış olarak cemde rehber duası alındıktan sonra lokmacıya teslim edilir.

Ceme ilk önce rehber gelip kendine ayrılan postta oturmadan önce meydana niyaz eder yerini oturur.

Meydan gözcüsü ile göz göze gelerek eksikleri tespit ederler ve ceme gelen mihman canların lokması varsa lokmasına dua aldırır ardından yer gösterir.

Post dedesi ceme başlamak üzere geleceği zaman kapıcı meydan gözcüsüne haber eder cem cemaate edep erkan mümine nişan Post dedemiz geliyor der ve dede meydan postu önüne niyaz ederek duasını rehberden alır ve ardından postuna oturarak günün anlamı üzerine kısa bilgiler vererek cem ibadetine başlar.

POSTA: Pir / Rehber ve Zakir oturur Pirin sağında Rehber solunda Zakir oturur bu tersi de olabilir duruma göre rehber ayarlar. Cemde olan diğer evladı resuller isteğe bağlı olarak mihman canlar ile birlikte oturabilir 

Görgü / ikrar cemini Mürşit yürütür. Cemde Mürşit var ise Mürşidin oturma düzenini Pir ayarlar.

Cemde evladı resul soyunda olanların oturma düzeni  doğrusu postun sağında veya solunda yarım ay şeklinde halkada oturmalılar!.

Günümüzde bu böyle mi?

Cem evi yönetimi yıllık çalışma takvimi hazırlar ve hazırlıyor üyelerine de bildiriyor ama gel gör ki bu takvime uyan kaçımız var.

Herkes bu takvime göre kendini ayarlar hangi günü hangi programa katılacağını kendisi ayarlar. Her önemli günde yönetim üyelerine tekrar hatırlatması hoş olmuyor.

Yarım asırlık kurumlar olmamıza rağmen halen önemli günleri öğrenemediysek davet mektupları ile Facebook’lar da paylaşımlar yaparak PEYİK davetiyle gelin cemimiz var demek bu çağda bana ters geliyor mihman canlar bur da bir eksiklik terslik yok mu? buna ne demeli  yarım asırlık kurum mu demeli yoksa ne denmeli onu da SİZ DEĞİN

İnanç takvimini dedeler hazırlamalı ve takibini de inanç kurulu takip etmeli.

Yukarda olması ve bilinmesi gereken her konuyu bilgim dahilinde anlatmaya çalıştım.

Peki anlatılan inancın neresindeyiz?

Ne kadar uyuyoruz veya biliyoruz?

Hangi kapıdayız?

Geleneksel inancı ne kadar biliyoruz?

Dedeler geleneksel inancın neresinde? Merkezinde mi? Kimin tarafında; inancın / yolun mu yoksa  Cemevi dedeliği tarafında mı?

Benim bilmediğim sizin bildiğiniz ve yaşadığınız kadarını yoruma yazar mısınız.

Kibrinden yanına varılmıyorki

Her zaman o haklı sorulmuyorki

Ben erdim deyince erilmiyorki

Ceddinin şanını kullanma dede

 

Ceddin ne bedeller verdi getirdi

Nice koç yiğitler başın yitirdi

Ehlibeyt'in yolu bu güne geldi

Ulu olan yoldur yücelme dede

 

Yanlışa düşüpte satma kendini 

Başın yücelmesin aşma haddini 

Bırak talib övsün senin bilgini

Ne söylersen söyle hepsi boş dede

 

Her gün üç beş talib aklını çelme

Sende bulunmayan keramet verme

Allah'ın işine ortaklık etme

Gösteriş benlikten uzak dur dede

 

Şahı Merdan gibi adaletli ol

Hacı Bektaş gibi metanetli ol

Pir sultanlar gibi cesaretli ol

Talibin ardına sığınma dede

Geleneksel inançtan bahsettim, bu günden bahsettim inancın kılcal damarlarına kadar inemedim ama atar damarlarda dolaşmaya çalıştım. Gün gelir kılcal damarlara kadar inmeye çalışırız.

Yararlandığım kaynaklar:

Seyyid Hakkı

Ersan Arsever

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum