DİNLER TARİHİ: KOLLEKTİVİZM VE HÜMANİZM
30 Mayıs 2024, Perşembe 10:43Dinler tarihi bizlere neyi göstermektedir? Sadece Tanrıya-Allah'a ibadet etmeyi mi, yoksa bütün insanlara ortak yaşamayı, paylaşmayı, dayanışmayı, adaletli olmayı ve iyi bir insan olmayı mı öğütlemektedir? Bu yazımızda kısaca bunu inceleyeceğiz.
Dinler her zaman üzerinde en çok konuşulan ve en çok istismar edilen bir alan olmuştur.
Yüz yıllardır “Din“ adına savaşlar, katliamlar ve işkenceler yapılmadı mı?
Peki dinlerin amacı bu muydu?
Tabii ki cevabımız hayırdır.
İbrahim-i dinlerin ilk yazılı kaynağı olan ve Hz. Musa'ya inen TEVRAT’da bulunan on emir içinde yer alan dört ilke şudur: “ADAM ÖLDÜRME, HIRSIZLIK YAPMA, YALAN SÖYLEME, ZİNA YAPMA“!
Bu ilkeler aradan üç bin yıl geçmiş olmasına rağmen, bugün de geçerliliğini korumaktadır. Aynı ilkeler İslam dininin kutsal kitabı olan Kur’an’ı Kerim’de de yer almaktadır.
O halde ne yapılmalıdır?
İlk işimiz, dini bezirganlardan ve istismarcılardan kurtarmak olmalıdır. Bunun içinde, dini ve dinler tarihini onlardan daha iyi bilmemiz gerekiyor. Bunun yolu da bilimdir. Bilim adamlarımız, ilahiyatçılarımız bu alana yönelmelidir. Dini ve dinler tarihini bilimsel yollarla topluma anlatmalıdırlar. Burada “ideolojik” ve “politik” söylemlerden uzak durulmalıdır. Bunu yapmadığımız taktirde, olumlu bir sonuç alamayız. Dini, yine egemenlere, bezirganlara terk etmiş oluruz.
Dinler bir inanç sistemi olmakla birlikte, aynı zamanda sosyal devrimlerdir. Tıkanmış, çürümüş sistemleri yıkarak, yerine kolektivizm ve hümanizmi esas alan bir düzen getirmişlerdir.
Sosyalist aydın ve bilim adamı Dr. Hikmet Kıvılcımlı, “ALLAH-PEYGAMBER-KİTAP” isimli eserinde şöyle demektedir:
“Kur'an, açıkça tarihsel devrim pratiğine girmiştir. O sıcak savaş pratiğinden çıkan sentezler ayetleşir. Allah sistemi bu işe yarar. Bu yüzden, Hz. Muhammed'in ve İslam’ın en kalıcı mirası, kolektivizm, adalet, hoşgörü, merhamet, yani hümanizm olmuştur.“ (S.37)
Sayın Kıvılcımlı aynı eserinde, hümanizme dayanak olarak, Allah'ın sıfatlarından örnekler vererek, anlamlarını şöyle açıklamaktadır:
ER RAHMAN: Yardımı-koruyuculuğu her şeyin üstündedir.
ER RAHİM: Merhameti her şeyin üstündedir.
EL MÜMİN: Güven verendir.
EL GAFFAR: Büyük affedicidir.
EL ADİL: Çok adaletlidir.
EL AZİYİM: Azmi sonsuzdur.
EL HALİM: Sonsuz hoş görülüdür.
EL GAFFUR: Affı pek çoktur.
EL KERİM: Cömertliği sonsuzdur.
EL VELİY: Dosttur. Koruyucudur.
EL TEVVAB: Tövbeleri kabul eder.
EL FETTAH: Zorlukları aşıp, kolaylaştırıcıdır.
EL AFÜV: Günahları siler.
ER RAUF: Acıması ve esirgemesi boldur.
(Sayfa 39-57)
Din bilgini-ilahiyatçı yazar Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk de Kuran-ı Kerim’in meali eserinde Allah'ın sıfatlarından olan ZAHİR'i şöyle izah etmektedir:
“Her şeyde tecelli eden, tüm yarattıklarında, kendisinden görünebilir izler, işaretler bulunan“ olarak açıklamaktadır.
Sayın Kıvılcımlı ve Sayın Yaşar Nuri Öztürk hocamızın anlatımlarından şu özeti çıkarabiliriz:
--Allah'ın sıfatlarının anlamları, bugün modern dünyanın savuna geldiği kolektivizm ve hümanizm düşüncesi ile aynı paralelliktedir.
--Allah'ın yarattıklarından akıl sahibi olan insanoğlunun, Allah'ın bu sıfatlarından örnek ve ibret alması gerekmiyor mu? Yani, insanların hoş görülü olması, adaletli olması, merhametli olması ve dayanışma ve yardımlaşma içerisinde olması gerekmez mi? İşte halkımıza, özellikle de dindar, mütedeyyin ve muhafazakar insanlarımıza öncelikle bunları anlatmamız gerekir. Bunu gerçekleştirdiğimizde barış içinde yaşamayı da sağlamış oluruz.
Sonuç olarak, din egemenlere ve bezirganlara bırakılacak bir alan değildir. Bilim adamlarına, özellikle de aydın din adamlarına çok büyük görevler düşmektedir. Halkımızı karanlığa boğan ve bundan çıkar sağlayanların ellerindeki din silahını mutlaka almalıyız.
Dinin insan olmayı gerektiren ilkeleri, toplumun tümünün hizmetinde olmasını sağlamalıyız. Yani, kutsal değerler olan adalet, hoş görü, merhamet ve hümanist ilkelerden herkes eşit olarak yararlanmalıdır. Bu ilkeleri gerçek amacına ulaştırmamız için hep birlikte çaba harcamalıyız. Bunun mücadelesini vermeden başarı elde edemeyiz. Zira, bezirganlar ve istismarcılar kolay kolay çıkarlarından vaz geçmeyeceklerdir.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum