DİNİ KENDİLERİNE KALKAN YAPANLAR
12 Ocak 2025, Pazar 14:41Son günlerde Beşar Esad’ın ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun inancı üzerinden Alevileri düşmanlaştırmaya yönelik kampanyanın hız kazandığını gözlemlemekteyiz. Bunların bir kısmına daha önceki makalelerimizde cevap vermiştik. Bu kampanyaya en son Ak Parti genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı görülmektedir. Erdoğan’ın daha önce Alevilere yönelik sözleri de bulunmaktadır. Sadece Kılıçdaroğlu’nu değil, HDP eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ı da “ateist” ve “Zerdüşt” olmakla suçlamıştı. Başkasının inancını küçümsemek ve kendi inancının üstün olduğu konusunda sayın Erdoğan’ın bilinç altında bir anlayışın hakim olduğu anlaşılmaktadır. Bu anlayış nereden kaynaklanıyor? Bugünkü makalemizde buna cevap vereceğiz.
Bu anlayışın kökleri maalesef çok eskilere dayanmaktadır. Dinler ve inançlar tarih boyunca iktidarlar, politikacılar tarafından sürekli istismar edilmiştir. Zira iktidarlar yönettikleri ülkelerin sorunlarını çözmek yerine, toplumu kutuplaştırarak, ayrıştırarak saltanatlarının devamını sağlamışlardır. Roma İmparatorları, Pers Kralları, Emevi ve Abbasi Sultanları bunu hep yapmışlardır.
Ancak, Erdoğan ve konuşmalarının sözlerini yazanların Abbasi Halifesinin bin yıl önce “dört mezhep haktır, diğerleri din dışıdır” kararını kendilerine referans aldıkları anlaşılmaktadır. Ve bu kararın bilinç altlarına kutsal bir metin olarak yerleştiği görülmektedir.
Sayın yazarlar, “dört mezhep haktır, diğerleri din dışıdır” şeklinde Kur’an’da bir ayet var mı? Yoksa, siz kendinizi Abbasi Halifesi Kadir Billah olarak mı görüyorsunuz? Abbasi halifesi siyasi iktidarının devamını sağlamak için bu kararı almıştı. Siz, Abbasi halifesini mi örnek alıyorsunuz? Ancak burası Abbasi Halifesinin ülkesi değil, burası Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kurulan laik Türkiye Cumhuriyetidir. Bin yıl sonra Abbasi Halifesinin kararlarının geçerli olduğunu savunmak ve buna sığınmak, toplumu bin yıl geriye götürmekle eşdeğerdir. Yaşam düzeyiniz yirmi birinci yüzyıl olacak, ama din anlayışınız on birinci yüzyıl olacak? Böyle bir şey eşyanın tabiatına aykırıdır. Bu söylemlerinizden vaz geçin. Siz asli görevinizi yapın. Enflasyonu düşürün, işsizliğe çözüm arayın. Ülke yönetimine hak ve adaleti getirin. Vatandaşın inancından size ne? Yüce yaradan isteseydi bütün insanları sizin inancınızda yaratamaz mıydı?
Erdoğan’ın danışmanlarının Abbasilerden bir önceki hanedanlık olan Emeviler’in tarihini de iyi çalıştıkları görülmektedir. Zira, Muaviye’de Bizanslı danışmanları aracılığı ile iktidarını korumak için her yolu mübah gören bir anlayışı hakim kılmıştı. Örneğin; mescitlerde Hz. Ali’nin inancının İslam dışı olduğunu ve Hz. Osman’ın katledilmesine destek verdiğini iddia ederek, hutbelerde hakaretlere varan vaazlar verdiriyordu. Hz. Ali ve taraftarlarını toplumun nezdinde düşmanlaştırmak için her türlü yalana ve hileye baş vuruyordu. Muaviye bu politikalarının sayesinde yirmi yıla yakın iktidarda kaldı. Arkasından gelen oğulları ve halefleri aynı politikaları devam ettirdiler.
Sayın Erdoğan’a ve konuşma metinlerini yazanlara ayrıca şu soruyu sormamız da gerekiyor: İslam dininde insanların inancına müdahale, hakaret, küçük görme, düşmanlaştırma var mı? Yoksa siz de aynen Emevi ve Abbasi Sultanları gibi kendinizi Allah’ın yeryüzündeki temsilcileri olarak mı görüyorsunuz? Bu anlayış da İslam’a aykırıdır ve Allah’a şirk koşmaktır. Sizin bu anlayışınıza Kur’an’daki ayetlerle cevap verelim. Zira sizin bu ayetlerin anlamını da kavramaktan uzak olduğunuz görülmektedir.
GAŞİYE SURESİ: 21. ve 22. Ayetler: “Ey Muhammed! Artık sen onlara öğüt ver. Şüphe yok ki, sen ancak bir öğüt vericisin. Sen onların üzerinde bir bekçi veya gözetleyici değilsin.”
İSRA SURESİ: 54. Ayet: “ …Ey Muhammed! Biz seni onların üstüne vekil göndermedik.”
Ayetlerden de görüleceği gibi yüce yaradan vekillik görevini Hz. Peygambere bile vermemiştir. O halde insanların dinini, inancını, mezhebini dışlayan, küçümseyenler bu yetkiyi nereden almaktadırlar? Siz haşa Allah’ın vekili misiniz ki insanların inancına müdahale edip, aleyhinde konuşuyorsunuz. Bu, Şirk değil mi? Sonra siz ne hakla, Sayın Kılıçdaroğlu’nun inancını sorguluyorsunuz. Kemal Beyin soyu İslam’ı tebliğ eden Hz. Muhammed’in torunlarına dayanmaktadır. Kendisi alçak gönüllü olduğu için bunu pek gündeme getirmek istememiştir. Dedesi, Akşehir’de türbesi bulunan Ehli-Beyt mensubu Seyyid Mahmut Hayrani hazretlerinin torunlarındandır. İnsanlara dini tebliğ eden bu aile mensuplarına İslam’ı siz mi öğreteceksiniz?
Başkasının inancına müdahale eden, kişisel menfaatleri için insanların inancını istismar edenler İslam’ı özümseyemeyenlerdir. Zira, İslam inancında en büyük günah kul hakkı yemektir. İslam’ın bu temel ilkesini bilmeyenler, ancak cahil bırakılan saf insanlarımızı aldatabilirler. Haşa Allah’ı da aldatabilecekler mi?
Ortadoğu coğrafyasının ateşten bir çembere döndüğü bu dönemde insanlarımızı inanç ve etnik kimlik temelinde ayrıştırmak ve bölmek kime hizmet edecektir? Bu politikaların emperyalistlerin ve Siyonistlerin bir paradigması olduğunu hala anlamadınız mı? Eğer anladıysanız bu ayrıştırma ve kışkırtmalara neden devam ediyorsunuz? Anlamadıysanız sizi bir kez daha uyarmış olalım. Ülkemizin menfaatleri birlik ve dirliği gerektiriyor. Bu ülke bize binlerce şehit ve gazinin bir emanetidir. Lütfen hep birlikte bu emanete sahip çıkalım.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum