İstanbul
22 Ekim, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2412.9
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66248.09$

DİB ANKETİNİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

10 Şubat 2024, Cumartesi 12:01

Diyanet-Sen Eğitim ve Sosyal işlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Kerim Alptekin’in sendika sitesinde yazdığına göre, Diyanet İşleri Başkanlığı personeli arasında bir anket yapılmış.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, “geçmişle kıyasladığında kuruluş misyonunun çok ötesinde görev ve yetkilere sahip” olduğunun altını çizen Alptekin, “geriye doğru gittiğimizde yetki alanı sadece camiyle sınırlıydı. Şimdi ise girilmesi hayal bile edilemeyen kurumlarda sorumluluk almak nasip oldu. Olmayan imkânlarla buluşuldu. Artık her yerde başkanlığın çalışanları var. Hastaneler, cezaevleri, sevgi evleri, KYK yurtları, 4-6 kursları vs. Ancak buralarda sadece bulunmayı yeterli görmemek gerekiyor.” diye yazmış, anketin sonuçlarını değerlendirdiği yazısında.

Diyanet-Sen Eğitim ve Sosyal işlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Kerim Alptekin yazısında, anket düzenleme kararı alışlarını da şu ifadelerle açıklıyor:

07-23 Temmuz 2023 tarihleri arasında Diyanet İşleri Başkanlığında tüm unvanlarda çalışan personelinin kurum hakkındaki beklentileri, görüşleri, talepleri, din diyanet algılarının bilinmesi ve aidiyet seviyelerinin tespiti için online teknik yöntemi ile 65 soruluk anket çalışması yaptık. Araştırmanın bulgularını ve değerlendirmesini şu başlıklar altında gerçekleştirdik. Çalışma hayatı, Diyanete bakış, din- diyanet algısı, Aleviliğe bakış, sendikalara bakış, kamu hizmetlerinden memnuniyet ve geleceğe yönelik beklentiler. Amaç, elde edinilen verileri kurumun geleceği açısından değerlendirmek, ortaya çıkan olumsuz sonuçlar varsa nedenleri üzerine düşünmek ve çözümleri için gereken iradeyi ortaya koymaktır.

Yedi bölümden oluşan ankete toplam 6406 katılımcının verdiği cevapları ise, Prof. Dr. Recep Kaymakcan rapora dönüştürmüş ve rapor ayrıca kitapçık olarak da basılmış.

DİB PERSONELİ İLAHİYATÇI HOCALARI İSTEMİYOR!

Sonuçları incelediğimde, genel olarak DİB personelinin “iş ilişkisi” anlamında büyük bir memnuniyetsizlik içerisinde olmak yanında, DİB’in konumu ve işlevi konusunda da dikkate alınması gereken kanaatleri olduğunu görüyorum.

DİB’in özerk bir yapıya kavuşturulması konusunda % 48.2 oranında görüş bildirilmesi, kanaatimce “üzerinden atlanılacak” bir bulgu değildir.

İlahiyat hocalarının Diyanet yönetiminde yer almasını faydalı buluyorum” cümlesine katılanların oranının % 44, kararsızım diyenlerin oranı % 19.4 olurken, % 36.5 oranında katılmıyorum görüşü çıkması, DİB personeli içerisinde “İlahiyat hocalarına” yönelik ciddi bir tepkiyi ortaya çıkarması açısından oldukça enteresan!

Diyanet’in sunduğu din hizmetlerini” kendi personeli % 52.6 oranında yetersiz buluyor, “Başkanlığa kurumsal yetkinlik ve toplumsal meselelere yaklaşım” noktasında 10 puan veren personel sadece % 3.8!

İSLÂM TANIMI KONUSUNDA KAFALAR KARIŞIK!

Bence, anketin en ilginç sorusu ve sonuç ise, Diyanet’in İslâm tanımıyla ilgili:

Diyanet’in topluma sunduğu İslam anlayışını nasıl tanımlarsınız?” sorusuna yanıtlar şöyle. % 30.3 Kuran merkezli İslam anlayışı, % 29.2 ılımlı İslam anlayışı, % 11.3 ahlak merkezli İslam anlayışı, % 1.3 mistik (sufi) İslam anlayışı, % 23 ise ilmihal merkezli İslam anlayışı.

Görüyoruz ki, Diyanet’in İslâm anlayışının ne olduğu konusunda DİB personelinin de kafası karışık!

Taşrada çalışma konusunda yüksek memnuniyetsizlik oranı (%61.3) yanında, “Sevgi evlerinde, KYK’larda ve gençlik merkezlerinde görevlendirilen personelin” yeterliliğe sahip olduğu konusunda oranın sadece % 30 olması, “Diyanet’in maaş, promosyon anlaşmasını zorunlu olarak katılım bankalarıyla yapmasını” personelin % 64.7 oranında onaylamaması, “Cami dernekleri camilerin ihtiyaçlarını karşılamakta duyarsızdır” görüşünün % 59.4 oranında onaylanması ve “Personel süreli yayınlara abone olmaya zorlanmamalıdır” görüşüne % 84.5 oranında katılım olması ile birlikte “Diyanet’te torpil, iltimas ve kayırmacılık yoktur” ifadesine personelin % 79.1 oranında katılmayışı DİB’de ciddiye alınması gereken yönetişim sorunlarının varlığını gösteriyor.

Bitirmeden ekleyelim: “Türk halkı yıllar geçtikçe dini duyarlılıklarını kaybetmektedirler” görüşüne katılan personel oranı da % 84.5!

ALEVİLİK BEKTAŞİLİKLE İLGİLİ BULGULAR

Öte yandan DİB personelinden Alevilik konusunda da görüş alınmış.

Oldukça dikkat çekici olan sonuçlar şöyle:

Aleviliği nasıl tanımlarsınız?” sorusuna “din olarak” diyenler % 1.4, “mezhep” diyenler % 7.2, “tarikat” diyenler % 2.9, “yaşam biçimi” diyenler % 24.6, “Şia’nın bir kolu” diyenler % 26.6, “siyasi oluşum” diyenler % 12.1, “inanç ve erkan yolu” diyenler % 3.9, “İslam’ın farklı kültürel yorumu” diyenler % 8.7 ve “fikrim yok” diyenler ise % 12.6.

Cem evlerinin ibadethane olarak kabul edilmesini uygun bulmuyorum” görüşüne ise % 60.1 katılırken, sadece % 23 uygun bulduğunu ifade ediyor.

Burada parantez açarak; olumsuz olarak kurulan bir cümle ile görüş alma yöntemine bu noktada “teknik olarak” şerhimi koyduğumu, cemevlerinin ibadethane olması konusunda alınan sonucun objektif durumu yansıtmadığı kanaatimi de belirtmek isterim. 

Aynı şekilde, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak kurulan “Alevi-Bektaşi Kültürü Başkanlığını destekliyorum” ifadesine de sadece % 43 katılırken, % 26.9 katılmıyor ve % 30.1 karasızım diyor.

Açık söyleyeyim, anket sonuçlarının Alevi Bektaşilerle ilgili bulgularına üzülmedim.

Tersine, gerçekleri yüzümüze çarptığı için, bu anketi düzenlemeye karar verenleri öncelikle kutlamak istiyorum.

Çünkü, elde edilen sonuçlar oldukça çarpıcıdır ve “toplumsal fay hatları” konusunda ciddiye alınması gereken bulguları ortaya koymuştur.

Elbette, DİB bu anketin sonuçlarını kendi iç hizmetleri alanında değerlendirecektir.

Ancak, Alevi Bektaşi inanç toplumu dairesinden baktığımızda, toplumsal barışı sağlamak ve tahkim etmek adına yürümemiz gereken oldukça uzun bir yol olduğunun ortaya çıktığını kabul etmemiz gerekiyor.

DİB yönetimine öncelikli önerimiz, Alevi Bektaşi ocakları ve kuruluşları ile işbirliği yaparak “Alevilik Bektaşilik nedir?” teması çerçevesinde personel eğitimini önemsemesidir.

DİB personelinin Alevilik Bektaşilik alanında eğitimi ve bilgilendirilmesi topluma da olumlu olarak yansıyacak ve “inanç ayrımcılığı” üzerinden yaratılmak istenen gerilimler ve kışkırtmalar önlenebilecektir.

21. yüzyılı “Türkiye Yüzyılı” yapacak isek, bilmeliyiz ki, bu ancak Hünkârımız Hacı Bektaş Velî Hazretlerinin “bir olalım, iri olalım, diri olalım” şiarını hayata geçirmek konusunda gösterilecek kararlılıkla mümkün olacaktır.

Bu da ancak, Alevi Bektaşi Dedeleri ve Babaları ile DİB personelinin diyalog kurması ve karşılıklı olarak birbirlerini tanıması ve hoşgörü ile kabullenmesi ile hayata geçirilebilir.

Ayrıca, şunu da unutmayalım ki, Alevi Bektaşi olsun, Sünni olsun Türk milletinin inançsal birliğinin temeli Ehl-i Beyt sevgisinde yatmaktadır.

Varoluşlarının temeli Ehl-i Beyt’e bağlılık olan Alevi Bektaşiler ile bu noktada bir yakınlaşma, her iki tarafın karşılıklı ön yargılarını ortadan kaldırırken, barış içerisinde bir arada yaşamanın da zeminini yaratacaktır, kanaatindeyim.

DİB yönetiminin toplumsal barış adına yaptığımız bu önerileri dikkate almasını temenni ediyorum.

Yorumlar

  • yorum avatar
    Hayrettin Altuncevahir
    10-02-2024 13:05

    DIB kurulusu tarih ile bu gun arasinda fark var Amcindisinde faliyet calismalari yapan diyanet isleri baskanligi var.Alevilik islamiyetin ozudur Bu gunki diyanet yaptigi anketlerla karar veremez

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum