İstanbul
22 Ekim, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2412.9
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66248.09$

CEM İBADETİNİN TÜRKÇE İLE YAPILMASI KUR’AN’A UYGUN MU?

25 Ocak 2024, Perşembe 10:27

Alevi İslam inancında Cemler en önemli ibadettir.

Kadın-erkek ayırımı olmadan ibadet edilir.

Dualar ve sureler Türkçe olarak okunur.

Cem evleri sadece ibadet yeri olarak değil, konferansların yapıldığı ve mesleki kursların da verildiği yerlerdir. Yani, sosyal ve kültürel faaliyetlerin de icra edildikleri mekanlardır. (Bu özelliği ile Medine’deki ilk mescitlere benzerler)

Burada şu soruyu sorabiliriz: Cem ibadeti ve Cem'lerde duaların-surelerin Türkçe okunması Kur’an’a uygun mu?

Bizim görüş ve yorumumuza göre uygundur. Konu hakkında, Kur’an’da yer alan ayetlere dayanarak bunu açıklayacağız. Önce Cem ibadetinden başlayalım.

Cem ibadeti, Hz. Muhammed’in İslamiyet’i tebliğ ettiği ilk yıllardaki ibadetlerle benzerlikler taşımaktadır. İnananların evinde toplanan Müslümanlar burada kadın-erkek ayırımı yapılmadan ibadet ediyorlardı. (Bu ibadet şekli doksanlı yıllarda Cem evleri yapılana kadar aynıydı) Bu, Kur’an’daki ayetlerde yer almaktadır. Örneğin, MÜZEMMİL suresi, 20. Ayette şöyle denilmektedir:

Ey Muhammed! Rabbin senin gecenin üçte ikisi kadarını, bazen da gecenin yarısını, bazan da gecenin üçte birini SENİNLE BERABER BULUNAN TOPLULUK ile birlikte ibadetle geçirdiğinizi bilir.” (Kur’an’ı Kerim, Arapçası, Türkçe okunuşu ve anlamı, Milliyet yayınları, 1982)

Müzemmil suresi Hz. Muhammed’e Mekke’de inen surelerin üçüncüsüdür. Yani, Hz. Muhammed’in Mekke’de İslamiyet’i tebliğ etmeye başladığı yıllardır. Dolayısıyla, Müslümanlar müşriklerden çekindikleri için, ibadetlerini evlerde yapmaktadır. Bu evlerden biri olan Erkam bin Ebul Erkam’ın evi hadislerde yer almaktadır.

Hadis yazarı Sahih-i Buhari de “Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercümesi” adlı eserinde, Müzemmil suresinde belirtilen ibadetin Müslümanların Medine’ye göç edene kadar on yıl devam ettiğini ifade etmektedir. (Cilt 4, sayfa 105-106, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 8. Baskı)

Ayrıca NUR suresinin 35 ve 36. ayetlerinde “İzin verilen evlerde kandil (Çerağ) yakılır” denilerek ibadet evlerinde Allah “tesbih” (anmak-zikretmek) edilir denilmektedir.

İlgili ayetler şöyledir:

35. Ayet: “Allah göklerin ve yerin Nur’udur. O’nun Nur’​​​​​​​u içinde ışık bulunan bir kandile benzer. O ışık bir cam içindedir. Cam da sanki inci gibi parlayan bir yıldızdır. Bu, yalnız ne doğuda ne de batıda bulunan bereketli zeytin ağacından yakılır. Onun yağı kendisine bir ateş dokunmasa bile, hemen ışık verir. Bu ışık Nur üstüne Nur’​​​​​​​dur. Allah dilediğini Nur’​​​​​​​una kavuşturur.

36. Ayet: “Bu ışık Allah’​​​​​​​ın yüksek tutulmasına ve içlerinde adının anılmasına izin verildiği evlerde yakılır. Onlar burada sabah, akşam O’​​​​​​​nu teşbih (anmak-yüceltmek) ederler.

Alevilik’deki Cem’ler de gecenin başlangıcından, gecenin yarısına kadar devam eder. Bugünkü zaman dilimi ile söyleyecek olursak, beş - altı saat sürer.

Nur suresindeki evler de Cem evlerine denk gelmektedir. Cem ibadetinin başında Çerağlar (kandil) dua ile yakılır, Cem sonunda dua ile sırlanır.(söndürülür).

Bu ayetler ve hadisler de Cem ibadetinin Kur’an’a uygun olduğunu teyit etmektedir.

Cemlerdeki duaların Türkçe okunması da Kur’an’a uygundur. Çünkü, Kur’an, okunup, dersler çıkarılmasını öğütler. İlgili ayetler şunlardır:

NAHL SURESİ: 12. Ayet: “...Şüphe yok ki, bunlarda akıl eden kimseler için dersler vardır.

YUSUF SURESİ: 104. AYET: “... Kur’an alemlere öğütten başka bir şey değildir.

YUSUF SURESİ: 111. Ayet: “...Peygamberlerin kıssalarında akıl sahiplerine ibretler vardır.

ARAF SURESİ: 2. Ayet: “Ey Muhammed! Bu kitap insanları onunla uyarman ve inananlara öğüt vermen için sana indirildi.

Ayetlerden de anlaşılacağı gibi, Kur’an, insanları uyarıp, ders çıkarmaları için öğütler vermektedir.

Kur’an, Hicaz bölgesindeki Araplara konuşup, anladıkları dilde indirildi. Bu ayetlerde de belirtilmektedir.

Kur’an’da bunun gerekçesi şöyle açıklanmaktadır:

FUSSİLET SURESİ: 44. Ayet: “Biz bu Kur’an’ı yabancı bir dille meydana koysaydık, “Ayetlerin açıklanması gerekmez miydi? Bir Arap’a yabancı bir dille söylenir mi”​​​​​​​ diyeceklerdi.

İBRAHİM SURESİ: 4. Ayet: “Her peygamberi apaçık anlatabilmesi için kendi milletinin diliyle gönderdik.

YUSUF SURESİ: 2. Ayet: “Biz onu anlayasınız diye Arapça okunmak üzere gönderdik.

Ayetlerden de anlaşıldığı gibi, Hicaz bölgesinde yaşayan Arapların Kur’an’ı anlayabilmeleri için konuştukları dil olan Arapça ile indirilmişti. Bilmedikleri bir dille indirilmiş olsaydı anlayamayacaklardı.

Buradan şu anlam çıkmaktadır; insanlar Kur’an’ı kendi dillerinde okurlarsa, anlayabilirler. Aksi taktirde, yazılanları ve okunanları anlayamazlar. O halde, Arapça bilmeyen toplumların Kur’an’ı kendi dillerinde okumalarının doğru olduğu ortaya çıkmaktadır.

Yani, Türkçe bilenlerin Kur’an’ı Türkçe, Farsça bilenlerin Farsça, İngilizce bilenlerin de İngilizce okumaları gerekir ki, anlayabilsinler. İşte Türkiye’deki Aleviler de bunu yapmaktadır. İbadetlerinde duaları-sureleri bildikleri dil olan Türkçe ile okumaktadırlar. Dolayısıyla Kur’an’a uygundur.

Ünlü hadis yazarı Sahih-i Buhari de Kur’an ayetlerinin daha iyi anlaşılması için, Arabistan yarımadasında altı farklı lehçede okunduğunu belirtmektedir. 

Buhari şöyle yazmaktadır:

Ceziretül Arap hayatına göre halk arasında köle ve cariyeler mühim bir yekün oluşturuyordu. Bunların her biri ayrı kabilelere mensuptu. Kendi lehçelerinin dışında Kur’an’ı öğrenmeleri çok zordu. …Bunun için müşfik peygamberimiz Kur’an’ı Kerim’in yalnız Kureyş lügatı ile değil, her fasih (güzel-iyi) lügati Arabiye ile de nazil olmasını ve okunabilmesini arzu ediyorlardı… Bu lehçeler Hevazin, Sekif, Tay, Yemen, Hüzeyl ve Temim kabilelerinin lügatları idi.” (Sahih-i Buhari, Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi, yedinci cilt, Sayfa, 316, 317, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, sekizinci baskı)

Sahih-i Buhari’nin aktardığı bu hadis ve Peygamber efendimizin Mekke dönemindeki ibadet şekli de bizim bu görüşümüzü doğrulamaktadır. 

Sonuç olarak; Alevilikteki Türkçe ibadet Kur’an’a uygundur.

*Kur’an’daki ayetler, Milliyet gazetesinin 1982 yılında dil ve din uzmanlarından oluşan bir kurul tarafından hazırlanan Kur’an’ı Kerim'in Türkçe çevirisinden alınmıştır.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum