İstanbul
21 Kasım, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2412.9
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66248.09$

BİR YIL SONRA...

19 Kasım 2023, Pazar 21:33

9 Kasım 2022 tarih ve 32008 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 112 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı kuruldu.

Alevî inançlı vatandaşlarımızın devlet nezdinde resmi olarak muhatap alınacağı ilk kuruluşun ilan edildiği Kararname’ye giden süreç epeyi çetin geçmişti.

1936 sonlarında kurucu liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün Denizli Milletvekili Hüseyin Mazlum Bababalım’a verdiği, Alevî Bektaşîlerin meşru teşkilatlanmaları için yasa tasarısı hazırlama görevi, neredeyse yüz yıl sonra ancak hayata geçebilmişti.

Önce, Diyanet İşleri Başkanlığı’na verilen Alevîlere yönelik inanç hizmetleri konusunda yapısal tasarılar hazırlama görevi, bu yöntemin başarılı olamayacağı anlaşılınca İçişleri Bakanlığı’na devredildi.

İçişleri Bakanlığı, daha önce 7 yıl CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Sünni tarikatlarla (FETÖ ile de) bağlantılarını sağlayan diş hekimi Ali Arif Özzeybek’i Alevî inanç toplumunun durumunu, şikayet ve taleplerini sahadan öğrenmek üzere görevlendirdi.

Sürecin sonunda ise, 9 Ağustos 2022 tarihinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan Ankara’da bulunan Hüseyin Gazi Türbesi’ni ziyaret ederek, yeni atılımların başlangıcını ilan etmiş oluyordu.

Ancak, girişim daha baştan bir skandala sahne oluyordu.

Çünkü, türbenin cem yapılan ve Erdoğan’ın da ağırlandığı kısmında her zaman bulunan Hz. Ali, Hz. Bektaş Velî ve Atatürk resimleri kaldırılmıştı!

İşin gerçeği, Erdoğan’ın oturacağı yeri belirleyen ve tam üstüne geleceği için resimleri oradan kaldırtan da Ali Arif Özzeybek’ten başkası değildi!

Bu durum, doğal olarak özellikle de Alevîler arasında tartışmaya neden oldu.

Resimlerin kaldırılması, konudan hiçbir şekilde haberi olmayan Cumhurbaşkanı’nın “hazımsızlığı” olarak yorumlandı.

Ancak, kimse “suçu” üstlenmedi.

Tersine “suç ortağı” bir sözde dede piyasaya sürülerek dezenformasyon yapıldı!

Bu ziyaretin ardından, 7 Ekim 2022 tarihinde ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kez İstanbul’da, Hacı Bektaş Dergâhı’ndan sonra Alevî Bektaşîlerin ikinci en önemli asitanesi olan Şah Kulu Sultan Dergâhı’ndan seslenerek, Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın kurulacağını ilan etti.

Erdoğan’ın Şah Kulu Sultan Dergâhı’ndaki konuşması da yeni tartışmalara yol açmıştı.

Çünkü, Erdoğan konuşmasında kurulacak başkanlık Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde oluşturulacaktır, diyerek ekliyordu: “cemevlerinin tamamının yönetimini yürütecektir.

Daha 2011 yılında yapılan çalıştaylarda her kesimden Alevî temsilcilerin yeni kurulacak yapının Diyanet’e bağlı olmamasını belirterek rapora yazdırdıkları, son süreçte İçişleri Bakanlığı bünyesinde kurulması konusunda tüm taraflardan görüş alındığı ve herkesin olumsuz yaklaştığı, öte yandan bizzat Hacı Bektaş Velî Postnişinlerinden Veliyettin Ulusoy’un Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ilgili olumlu görüş belirttiği halde, kurumlaşmaya giden süreci baltalamaya, akamete uğratmaya çalışan, olumlu yaklaşan Alevîleri ise “düşkün”, “Hınzır Paşa’nın yağlı pilavına kaşık sallayanlar” gibi hakaretlerle tekfir eden “inkar cephesi” bu kez de “Alevîlik kültür değil, inançtır” gerekçesiyle protesto eylemleri düzenlediler.

Kamuoyunda çıkan kafa karışıklığını gidermek amacıyla, konuya partisinin bir sonraki grup konuşmasında değinen MHP lideri Devlet Bahçeli ise, şöyle diyordu: “Şayet Alevî kardeşlerimiz cemevini ibadethane görüyorsa ki öyledir, bize düşen buna saygı duymak ve peşin hükümlerin ambargosundan kurtularak yapıcı ve destekleyici bir tavır almaktır.

Ve ekliyordu: “Bu reform mahiyetli demokratik, kültürel ve inanç bazlı adımların Alevî kardeşlerimize bir lütuf değil, gecikmiş haklarının önemli bir kısmının verilmesiyle ilgili karar olduğunu ifade etmek de boynumuzun borcudur.

Kuruluşundan ve İçişleri Bakanı Danışmanı Ali Arif Özzeybek’in 3 Şubat’a başkan olarak resmen atanmasından sonra, Alevî inançlı vatandaşlarımızda büyük bir beklenti oluşmasına rağmen, Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı ancak 13 Mart 2023 tarihinde binasında açılışını yaparak çalışmalarına başlayabildi.

Fakat, Başkanlık’tan hizmet almak isteyen cemevi yöneticileri ve dedeler muhataplarına ulaşmakta sıkıntı yaşıyorlardı.

Başkanlığın telefonları açılmıyor, doğrudan başkanı ulaşmak isteyenler mesajlarına cevap alamıyorlar, sorunlarını ve taleplerini iletebilecekleri “makam” bulamıyorlardı!

Önceleri, dile getirilen iletişim sorunları “kadrosuzluk” ile gerekçelendirildi.

Ancak, şunu ifade etmeliyim ki, onlarca doğrudan bana aktarılan bu yöndeki şikayetler başkanlığın başındaki kişinin son gününe kadar devam etti.

Bu arada atamalar da açıklanmaya başlamıştı ve fakat acı tebessümle öğrenmek zorunda kalıyorduk ki, Alevîler arasında devlet memuratına lâyık en zeki, en başarılı kişiler meğer Ankara’nın Karaşar köyünden çıkarmış!

Dakka bir, gol bir!” demeden, ne yazık ki, ülkemizin en önemli sorunlarından birisi olan nepotizmin (adam kayırmacılık) Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na da sirayet ettiğini acı ile tecrübe ettik!

Karaşar’ın neresi olduğunu bilenler bilmeyenlere anlata dursun, öğreniyorduk ki, sayın Başkan’ın asıl gönlünde yatan makam milletvekilliği imiş!

Dolayısıyı ile, zaten “hayatının geri kalan süresini milletvekili olarak geçirecek” kişinin çalışmalarında verimlilik beklememek gerekir.

Neyse ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan bu durumdan haberi olduğunda, “makamların geçici sıçrama tahtaları olmadığı hususu” galebe çalıyordu!

Kararname’de belirtilmesine rağmen danışma kurulunun oluşturulamayışı da çeşitli dedikodulara neden oluyordu.

İnkar Cephesi” akademisyeninin Başkanlık bünyesinde, hem de yetkili bir göreve atanması şaşkınlıkla karşılanırken, yine aynı kesimden kurula alınacak kişiler isim isim konuşuluyordu!

Nitekim, başkan da Cem TV’de bu kesimle çok yakın görüşmeler yürüttüğünü açıklıyordu.

Avrupa’daki konfederasyonun başı ile kahve içildiği dedikoduları Almanya’da yayılırken, Türkiye’de de başkanlığın kuruluşuna karşı çıkan ve kurumu destekleyen Alevîleri tekfir edenlerin başında gelen iki örgütün yöneticilerine başkan aracılığı ile İçişleri Bakanı Soylu tarafından 2,5 ve 3 milyon TL olmak üzere destek sağlandığı dedikoduları konuşulmaya başlanmıştı.

Üstelik, iddialara konu olan bu kişilerden birisi şimdi HEDEP milletvekili!

Cumhuriyet ilkelerine bağlı, Mustafa Kemal Atatürk’e olan sevgi ve verdikleri kıymeti, onun resimlerini Hz. Ali ve Hacı Bektaş Velî ile birlikte cemevlerine asarak gösteren Alevîlerin şaşkınlığı bununla da son bulmadı!

Muharrem yası gelmişti ve Başkanlık tarafından İstanbul'da düzenlenen oruç açma etkinliğine davet edilen onca ocak dedesinden hiçbirisi Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte oturmaya lâyık görülmemişti!

Protokol imtiyazı sadece Bektaşîlere tanınıyordu!

Bunun organizasyon hatası olduğunu sananlar, Hacı Bektaş Velî anma etkinliğini görünce, bu davranışın ocak dedelerini dışlamaya yönelik bir tavır olduğunu anladılar:

Yine protokol sırasında ihtilaflı iki Bektaşi postnişin temsilcileri ile birlikte Arnavut Bektaşileri bile temsil edildiği halde, Alevîlerin en önemli ocaklarından hiçbirisine yer verilmemişti!

Sonuç olarak, bir yıllık tecrübe ile anlaşıldı ki, kuruluşun başına atanan şahıs Alevîleri birleştirmek şöyle dursun, bölecek ve kendisi bir sorun haline dönüşecek.

Tam bu sırada, ilginçtir ki, Alman devlet kanalı Deutsche Welle'nin Türkçe haber sitesi bir haber yaptı.

Habere göre, kurumun başındaki şahsın çalışmaları bir bakan yardımcısı tarafından “partizanca” engellenmekteydi!

Buna karşılık, aynı dönemde bana gelen iddialara göre, başkanın görevden alınmamasını sağlamak amaçlı olarak çeşitli etkili kişiler devreye sokulmuş, Alevi dedelerinden bakanlığa başkanı destekleyen mesajlar göndermeleri istenmiş, hatta MHP’ye gidilerek AK Parti şikayet edilmişti!

Heyhat! Bu girişimler sonuç vermedi.

Başkanın görevden alınması ve yeni atamanın yapılmasının hemen ardından Deutsche Welle sitesi bir haber daha yaptı ki, özünde “haberde fikri takip” açısından örnek gösterilmelidir:

Site, bakan yardımcısını eski başkanın görevden alınmasının arkasındaki isim olmakla ve ülkücü bir ismi başkanlığın başına atamakla suçluyordu!

Alman devletinin kanalı Deutsche Welle işini iyi yapıyor!

Peki, atama sonrasında neler değişti?

Yeni başkanın telefonu her zaman açık. Kim ararsa çıkıyor.

Randevu almak isteyen herkes kabul görüyor.

Özellikle de ocak dedeleri muhatap alındıkları bir makamın varlığını hissediyorlar.

Şimdiye kadar, başkanlıktaki yeniliği öven, yeni başkana dua eden onlarca telefon aldığımı da, bu vesile ile belirteyim.

Ülkenin pek çok yerinde cemevlerinin sorunları çözülüyor.

Bundan sonra ne olacak?

Başkanlık kurulurken bunun sadece bir başlangıç olduğunu belirtmiştim.

Daha alacağımız çok uzun yol var.

Ama, her şeyden önemlisi, biz bu yolu devlet ile birlikte yürüyeceğiz.

Tartışacağız, istişare edeceğiz, müzakere edeceğiz, ama; birlikte yürüyeceğiz.

Kaldı ki, Alevilerin talepleri bellidir.

Ülkemizde tüm inançlarla eşit muamele görmek, eşit hizmet almak istiyoruz.

Ne eksik, ne fazla...

Hepsi bu!

Yorumlar

  • yorum avatar
    Kasım ışık
    20-11-2023 10:50

    Bu örgütlenme toplumumuza hayırlı olsun.Ayrımcılıgı ortadan kaldıran örgütlenmeler desdeklenmelidir.Sayın Alirıza özkan bey.Bende bşr öcakzade evladı olarak çalışmalarınızı yakından takip ediyorum.Ülkemizin bekası için her zaman hep bşrlikte hareket etmek durumundayız.Çalışmalarınızda başarılı olmanızı dilerim.Kasım Işık.

  • yorum avatar
    Nurettin gedikoğlu
    20-11-2023 08:49

    Çok yerinde bir yazı değerli dostum ayrıca yolu erkanı Alevi insncını çok iyi bilen ve yaşayan alirza beyinde başkan olarak atanması bşzleri sevindirdi başarılar diliyoruz

  • yorum avatar
    Mehmet Kurnaz.
    20-11-2023 00:12

    Baştan Alevi Bektaşi Cemevi başkanlığının kurulmasına kadar emeği geçen bütün canlara Ağuiçen ocağı mensubu olarak teşekkür ederim.Uzun yıllar Alevi kurumlarında çeşitli görevlerde görevler üstlendim, gelen eleştirilerin çoğu biz bu devlete karşı görevlerimizi eksiksiz yerine getirdik ancak Devlet bizim inanç ve ibadet yerimiz olan Cemevlerimizi tanımıyor eminimki bir çok eleştirinin yanında öne çıkan şikayet konusu Cemevlerinin tanınması, diğer Cami, Kilise vs gibi inanç kurumlarına tanınan imtiyaz ve ihtiyaçlarının karşılanması bir merkezden yönetilmesiydi, sonunda verilen mücadele ve emek olumlu sonuç verdi yüzlerce yıl yok sayılan milyonlarca kitle bazı eksiklerine rağmen sonunda taleplerine kavuştu, ben bunu bir devrim olarak kabul ettim, dedimya bazı eksiklerine rağmen bu eksikleride süreç içinde daha ileri düzeye Allahın izniyle getireceğiz.Bundan rahatsız olanlarıda biliyoruz düne kadar devlet bizim haklarımızı vemiyor diye haklı eleştiri yapanlar ağız değiştirdi Devletin Alevisi olmayacağız kampanyasına giriştiler, maalesef Batı Emperyalistleri ve işbirlikçi devşirmeleri Alevilerin içindede bozguncu yıkıcıların olduğunu mücadele içerisinde görmüş olduk, yezitle mücadele eder gibi ne acıdırki bunlarlada mücadele edeceğiz selamlar.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum