BEKTAŞİ DEVLETİ GEREKLİ Mİ?
30 Eylül 2024, Pazartesi 21:49Arnavutluk başbakanı Edi Rama Amerika gezisi sırasında yapmış olduğu açıklamada Arnavutluk toprakları içinde bir Bektaşi Devleti kuracaklarını açıkladı. Edi Rama'nın bu açıklaması Türkiye'de ilgiyle karşılandı. Alevi-Bektaşi kurumlarından bu oluşumun destekleneceğine dair bir açıklama gelmedi. Ancak böyle bir devletin oluşumuna karşı olduklarını açıklayan bireysel ve kurumsal görüşler oldu.
Daha önce yazdığımız makalelerde Hacı Bektaş Veli'nin Avrupa'da tanıtılması gerektiğini, zira İslam dininin Avrupa'da Selefi ve Vahabilikle temsil edilemeyeceğini, İslam dininin hoşgörü ve sevgiye dayandığını, bunun da ancak Alevi-Bektaşi İslam anlayışı ile olabileceğini yazmıştık. Çünkü Avrupa kamuoyunun İslam coğrafyasına hakim olan İslam anlayışına olumsuz baktığını, bu algının yıkılması için Hacı Bektaş Veli gibi dini önderlerin öne çıkartılması gerektiğini belirtmiştik. Buna gerekçe olarak Hacı Bektaş Veli'nin dil, din, renk ayırmadan bütün milletlere eşit baktığını, kadın-erkek ayırımı yapmadığını, dinde akıl ve bilimi savunduğunu ifade etmiştik.
Avrupa'da bugünkü İslam algısı İŞİD, EL KAİDE ve TALİBAN gibi adı terörle anılan örgütlerle eşitlenmiştir. Bu terör örgütlerini kuran ve destekleyenler elbette ki; emperyalistler ve onların işbirlikçileridir. Ancak, Alevi-Bektaşi İslam anlayışından bir El Kaide, bir İşid, bir Taliban çıkmaz. Buna hem inancı hem felsefesi hem de tabanı onay vermez. Yani herhangi bir dış güç Alevi-Bektaşileri inanç yönüyle manipüle edemez, şiddet eylemlerine yönlendiremez. Dolayısıyla emperyalistlerin kullanabileceği bir aparat olamaz. O halde, Arnavutluk'ta kurulması düşünülen Bektaşi devletine nasıl bakmalıyız? Bize göre, bir devlet değil de kurumsal bir Bektaşi oluşumuna kavuşması yararlı olacaktır. Ancak bu kurumsal yapı Balkan ülkelerindeki Bektaşileri temsil etmekle sınırlı olmalıdır. Zira Balkanlardaki Alevi-Bektaşilerin inançlarını yerine getirebilmek için kurumsal bir yapıya ihtiyacı bulunmaktadır. Onların sorunlarını ve taleplerini ilgili ülkelerde savunmak bu kurumsal merkezin görevleri arasında olmalıdır.
Türkiye'deki Alevi-Bektaşilere gelince; bu kitlenin dini önderleri bulunmaktadır. Bektaşilerin hem Babaları hem Çelebileri, Ocakzade Alevilerin ise, Dedeleri bulunmaktadır. Burada yapılması gereken ülkemizdeki bütün Alevi-Bektaşileri kapsayacak kurumsal bir yapının inşa edilmesidir. İki yüz yıldır devlet tarafından hakları verilmeyen bu kitlenin sorunlarını bir daire başkanlığı ile çözmek mümkün değildir. "Devletin dini olmaz" "Devlet Laiktir" deniliyor. Ancak pratikte devletin din politikası Sünni mezheplerin, son dönemlerde de Selefi-Vahabilerin inançları doğrultusunda evrilmeye başlandı. Alevi-Bektaşiler tabi ki bu gidişe olumlu bakmazlar. Eğer siz kendi halkınızın sorunlarına çözüm getirmezseniz dış güçlerin bu konuda politika üretmelerine engel olamazsınız. O nedenle, devleti yönetenlere diyoruz ki; adaletli olun, din, mezhep ve siyasi görüş ayırımı yapmayın. Devletin kurumlarında liyakatı esas alın. İnsanları şekilci ibadetlere değil, önce dinlerin özü olan ahlaklı ve adaletli olmaya yönlendirin.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum