İstanbul
26 Aralık, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2412.9
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66248.09$

ATATÜRK'ÜN AYDIN DİN ADAMLARI

29 Kasım 2024, Cuma 00:06

Mustafa Kemal, kurtuluş mücadelesini başlatmaya karar verdiğinde, kendisini destekleyenlerin başında mensubu olduğu silahlı kuvvetlerin subayları geliyordu. Sivil kesimde ise, aydın din adamları bulunuyordu. İl ve ilçelerde kurulan Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerin büyük çoğunluğunun kurucu başkanları Müftüler ve imamlardan oluşuyordu. Düşman işgaline karşı halkı aydınlatma ve örgütleme görevini müftüler ve imamlar üstlenmişti. Zira toplumun okur-yazar ve en bilinçli kesimini bunlar oluşturuyordu. Müftü ve din adamlarının çok az bir kısmı işgalcilerin talep ve isteklerini yerine getiren Damat Ferit Paşa hükümetinin yanında yer almıştı. Büyük çoğunluğu Milli mücadeleyi desteklemişti.

Din adamları sadece düşman işgaline karşı değil, gerici isyanlara ve emperyalistlerin örgütlediği gayri Müslüm (Ermeni-Rum) silahlı çetelere karşı da mücadele ettiler. Örgütledikleri milis güçlerle sivil halkın korumasını da üstlendiler. İşbirlikçi İstanbul hükümetinin örgütlediği ve para desteği verdiği gerici isyanların bastırılmasında Kuvayi Milliye güçlerine hem maddi olarak hem de silahlı milis güçlerle destek verdiler. Onların katkısı ile asker-sivil halkın bağlantısı sağlandı. Bu aydın ve vatansever din adamları, geniş halk kitlelerin milli mücadeleye destek vermelerinde etkin rol oynadılar.

Bugünkü makalemizde işte bu aydın din adamlarından öne çıkan üç şahsiyetten örnekler vereceğiz. Birincisi cumhuriyetin ilk Diyanet İşleri Başkanı olan Ankara Müftüsü Börekçi Mehmet Rıfat Efendi, ikincisi Amasya Müftüsü Hacı Tevfik Efendi ve üçüncüsü Bektaşilerin (Alevilerin) inanç önderi olan Çelebi Cemalettin Efendi.

Börekçi Mehmet Rıfat Efendi, emperyalist işgale ilk tepki veren müftülerden biriydi. İstanbul hükümetinin işgalcilere teslimiyetçi bir politika izlediğini görünce hiç düşünmeden Mustafa Kemal ve arkadaşlarının başlattığı kurtuluş mücadelesinden yana tavır aldı. Ankara’da Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin kuruluşunda yer aldı ve ilk başkanı oldu. Hakkında İstanbul hükümetinin Şeyhülislamı olan Dürrizade Abdullah Efendinin vermiş olduğu idam fetvası bulunuyordu. Mustafa Kemal 27 Aralık 1919’da Ankara’ya geldiğinde büyük bir halk kitlesi tarafından karşılanmasına önderlik etti. Mustafa Kemal ile birlikte Ankara’ya gelen Heyeti Temsili’ye üyelerine kalacak yer sağladı. Onların yiyecek ve içecek ihtiyaçlarını karşıladı. Halktan ve çevresinden topladığı paraları Heyeti Temsiliye üyelerine teslim etti. Hatta kendisinin ve eşi Saniye hanımın kefen parasını ve cenaze masrafları için biriktirdiği parayı bile Kuvayi Milliye’ye bağışladı. Börekçi Mehmet Rıfat Efendi böyle bir şahsiyetti. Kurtuluş mücadelesi başarıya ulaşıp, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda, Mustafa Kemal tarafından Diyanet İşleri Başkanlığına getirildi. Atatürk’ün bütün devrimlerine destek verdi.1941’de vefat edene kadar bu görevini başarıyla yerine getirdi. 

Ruhu şad, mekanı ebedi cennet olsun.

İkinci örneğimiz Amasya müftüsü Hacı Tevfik Efendidir. Mustafa Kemal’in Amasya’yı ziyaret etmek isteği iletildiğinde, ilk olumlu tepki verenlerin başında Amasya müftüsü Hacı Tevfik Efendi geliyordu. Mustafa Kemal ve arkadaşları 12 Haziran 1919 ‘da Amasya’ya geldiğinde askeri ve sivil heyetin başında Hacı Tevfik Efendi bulunuyordu. Bu heyetin içinde askerler, sivil memurlar ve her kesimden geniş bir halk kitlesi bulunuyordu. Tarihçi Cemal Kutay’ın verdiği bilgiye göre, bunların arasında Hacı Bektaş’taki Dergahın postnişini olan Çelebi Cemalettin Efendi de yer almıştı.

Amasya müftüsü Hacı Tevfik Efendi, Mustafa Kemal ve arkadaşlarını büyük bir kalabalık kitleyle şehrin dışında karşıladı. Kalabalığın coşkusunu gören Mustafa Kemal bu durumdan oldukça memnun kalmıştı. Müftü Hacı Tevfik Efendi Mustafa Kemal’e “Hoş geldiniz paşam” dedikten sonra; bütün heyetin duyacağı gür bir sesle:

“Paşam, bütün Amasya emrinizdedir. Gazanız mübarek olsun”

Müftünün bu sözleri Mustafa Kemal'i rahatlatmış ve umutlarını daha da artırmıştı.

Mustafa Kemal ve beraberindeki heyet Amasya’da kaldıkları müddetçe Amasya Müftüsü tarafından sıkça ziyaret edilerek bütün ihtiyaçları karşılandı. Halktan toplanan paralarla mali yardımda bulunuldu. Kötü günler için biriktirdiği parasını dahi Mustafa Kemal’in yaverine teslim etti.

Müftü Hacı Tevfik Efendi Amasya’da kurulan Anadolu Mudafaa-i Hukuk Cemiyetinin başkanı oldu. Hacı Tevfik Efendi, asayişin sağlanmasında jandarma ve polis güçlerine destek verdi. Sivil halktan oluşturduğu silahlı milislerle hem halkın güvenliğini sağladı hem de çevredeki gerici isyanların bastırılmasında etkin rol oynadı. Bunlardan en önemlisi Zile isyanıydı.

Müftü Hacı Tevfik Efendi yakalandığı Zatürre hastalığı nedeniyle 1921 yılının Kasım ayında elli beş yaşında vefat etti. Ruhu Şad, mekanı ebedi cennet olsun.

Üçüncü şahsiyet Hacıbektaş Dergahın postnişini olan Çelebi Cemalettin Efendidir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, Mustafa Kemal’i 12 Haziran 1919 da Amasya’da karşılayanlar arasında bulunuyordu. Milli Mücadeleye ilk destek açıklayanlardandı. Hacıbektaş ilçesindeki Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin kurucusu ve başkanlığını yaptı. Mustafa Kemal 22 Aralık 1919’da Hacıbektaş dergahına geldiğinde, onları ilçe girişinde bir heyetle karşıladı. Karşılayan heyetin içinde Hacıbektaş Dergahın Dede postunda bulunan Niyazi Salih Baba da vardı. Çelebi Cemalettin Efendi ile birlikte Heyeti Temsiliye üyelerini İçtenlikle karşıladılar. Mustafa Kemal ile yaptıkları görüşmeden kurtuluş mücadelesine bütün imkanları ile destek vereceklerini ifade ettiler. Bu taahhütlerini de kurtuluş mücadelesi boyunca yerine getirdiler. Hem maddi hem manevi hem de insan kaynakları olarak taraftarlarını milli mücadelenin içinde yer almalarını teşvik ettiler.

Çelebi Cemalettin Efendinin de içinde bulunduğu Türkiye Büyük Millet Meclisinin 23 Nisan 1920’deki açılışına, Dergahın Dede postunda bulunan Salih Niyazi Baba şöyle bir telgraf çekmişti:

“Meclisin açılış günü olan Cuma günü, Dergah-ı Şerif Camii’nde kasaba ve köy ahalisi toplanarak Mevlit ve Hatim-i Şerif kıraat ettirilerek (Kur’an okutularak) şekerler, şerbetler dağıtılmıştır. Cenab-ı Allah, Milli çalışmaları birleştirme ve mukaddes vatanımızın düşman ellerinden kurtarılması uğrunda geceli-gündüzlü çalışan Heyet-i Muhteremenizi her bir işinde muvaffak eylesin. Davete icabet eden umum Babalar ve muhiban-ı dervişan (Bektaşi toplumu) namına arz eylerim.”

Türkiye Büyük Millet Meclisinde Başkan vekilliği görevinde de bulunan Çelebi Cemalettin Efendi rahatsızlığı nedeniyle 1921 yılında vefat etti. Ruhu şad, mekanı ebedi cennet olsun.

İşte Atatürk’ün aydın din adamları böyle bir kişiliğe sahiptiler. Boyunlarında idam fetvaları bulunduğu halde, hiçbir çıkar gütmeden, korkmadan ülkemizin bağımsızlığı ve özgürlüğü için canla başla mücadele ettiler. Bu güzel vatanı bizlere emanet bıraktılar. Günümüzdeki din adamlarına örnek olması dileğiyle…

Kaynaklar:

--Hüseyin Menç, Milli mücadele yıllarında Amasya, Amasya Belediyesi Yayınları.

--Prof.dr. Ali Sarıkoyuncu, Mustafa Kemal ve Milli Mücadelede Din Adamları.

--Recep Çelik, Milli Mücadelede Din Adamlarının Rolü, Doktora Tezi.

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum