İstanbul
12 Mart, 2025, Çarşamba
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2412.9
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66248.09$

ASYA’DA BEŞ BEKTAŞİ

08 Şubat 2025, Cumartesi 10:19

Kitabın gerçek adı Asya’da Beş Türk ve hatırat türünde kaleme alınmış bir kitap. Bu kitabın yazarı Osmanlı Subayı Adil Hikmet Bey’dir.

Tariki Bektaşi’ye mensup olduklarını hatıratın içeriğinden anladığımız bu beş Türk Osmanlı’nın son dönemlerinde, Teşkilat-ı Mahsusa (Osmanlı İstihbarat Teşkilatı - İttihâd ve Terakkî'nin Gizli Örgütü) tarafından Orta Asya’daki Türk topluluklarını bilinçlendirmek üzere görevlendirilmiş ve  bu  beş kişiyi bizzat Enver Paşa seçmiştir.

  • Adil Hikmet Bey

  • Selim Sami Bey (Kuşçubaşı Eşref’in kardeşi)

  • Hüseyin Emrullah Bey

  • Tatar Hüseyin Bey

  • Bursalı İbrahim Bey

Bu özel görevi icra ederken hatıratta açıkça yazdıkları şekliyle kendilerine Bektaşi tarikatı üzere namlar takmışlardır.

Selim Sami Bey Mihman Evi Babası, Hüseyin Emrullah Bey Meydan Evi Babası, Bursalı İbrahim Bey At Evi Babası, Tatar Hüseyin Bey Ekmek Evi Babası ve hatıratın yazarı ve ekibin de başı olan Adil Hikmet Bey ‘de hazreti Pir’in açtığı tarikatın postnişini olarak konumlanmıştı ve hatıratta aktarıldığı üzere bu zorlu görevde Bektaşi Nefesleri okuyarak manevi kuvvet buluyorlardı.

Hülasa Milli Mücadele’de Atatürk’e verdikleri desteği defaten anlattığımız ileri görüşlü Bektaşiler Osmanlı yıkılmadan önce imparatorluğu yaşatmak için ellerinden geleni yapmışlar, Adil Hikmet Bey ve arkadaşları, beş kişi yola çıkmış ve bölge halkından oluşturdukları 5000 kişilik bir orduyu yöneterek Çarlık Rusyası’nın çöküşüne katkıda bulunmuş, İngilizlerin müttefiki olan Rusları saf dışı bırakmış ve belki de Osmanlı’nın yıkılması halinde Asya’da bir Türk Devleti kurma mücadelesine girmişlerdir. 

Tehlikeli Bir Görev: Gizli Bir Misyonun Başlangıcı

Temmuz 1914’te yola çıkan bu beş kişilik istihbarat ekibi, tüccar kılığına girerek Hindistan’ın Bombay şehrine ulaşmıştır. İngiliz gizli servisi tarafından takip edilseler de bir şekilde izlerini kaybettirmeyi başarmışlardır. O dönem İngiltere’nin işgali altındaki Hindistan’da Müslümanlarla temas kurmuş, İslam Cemiyeti’nin de desteğiyle zorlu bir yolculuğun ardından Peşaver üzerinden Türkistan’a ulaşmışlardır. Kaşgar’da bir süre kalarak bölgenin kanaat önderleriyle görüşmüş, okulları ziyaret etmiş ve bölgenin genel durumunu analiz etmişlerdir.

Bu sırada I. Dünya Savaşı başlamış ve Osmanlı, Almanya’nın yanında savaşa girmiştir. Bu durum, Osmanlı’nın gönderdiği ekibi İngilizler, Ruslar ve Fransızlar için bir hedef haline getirmiştir. Doğu Türkistan bölgesi her ne kadar Çin yönetiminde olsa da, Çin’in zayıf idaresi nedeniyle İngilizler ve Ruslar burada rahatça hareket edebiliyordu. Adil Hikmet Bey ve ekibi, Osmanlı’ya destek vermek için Afganistan üzerinden Orta Asya içlerine ilerleme kararı almışlardır. Ancak sınırı geçerken ihanete uğrayarak Ruslara esir düşmüşlerdir. Ellerinde yeterli silah ve mühimmat olmaması nedeniyle kendilerini savunamamışlardır.

Ruslar, ekibi idam etmeye karar vererek Taşkent’e götürmüşlerdir. Ancak Osmanlı subaylarının esir alındığını duyan Uygur Türkleri ayaklanmış, Çin hükümetini ve Alman büyükelçiliğini uyarmışlardır. Kırgızlar ve Özbekler de devreye girerek Ruslara şu mesajı vermiştir:
"Onlar bizim soydaşımız, eğer onlara bir zarar verirseniz burada tutunamazsınız."

Bu baskılar üzerine Ruslar idam kararından vazgeçmiş, ancak ekibi Kazakistan’ın ücra bir bölgesine sürgüne göndermişlerdir.

Yedisu İsyanı ve Rus Ordusuna Büyük Darbe

Yaklaşık bir yıl sonra beş Osmanlı subayı sürgünden firar etmeyi başarmış ve Kırgız süvarilerden oluşan bir ordunun başına geçmiştir. Tarihe “Yedisu İsyanı” olarak geçen bu ayaklanmada Çarlık Rusya’sına ağır kayıplar verdirmişlerdir. Tam yedi ay boyunca Rus askeri birliklerine ve yerleşimlerine saldırılar düzenleyerek düşmanı büyük ölçüde yıpratmışlardır.

Bunun üzerine Rus Çarı, Osmanlı ile savaşan birliklerinden bir kısmını bölgeye kaydırarak ünlü komutan Kuropatkin’i görevlendirmiştir. Ancak tüm bu çabalara rağmen isyanı bastıramayan Ruslar, bölgedeki sivil halkı katletmeye başlamıştır. Bu dönemde Bolşevik Devrimi gerçekleşmiş ve Rusya savaş alanından çekilmek zorunda kalmıştır. Yeni Bolşevik yönetimi, Osmanlı subaylarıyla barış anlaşması yaparak çatışmaları sonlandırmıştır.

Beş Kahramanın Sonu

Adil Hikmet Bey ve arkadaşları, 5000 kişilik bir orduyu yöneterek Çarlık Rusyası’nın çöküşüne katkıda bulunmuş, İngilizlerin müttefiki olan Rusları saf dışı bırakmıştır. Bu durum, İngilizleri fazlasıyla rahatsız etmiş ve beş Osmanlı subayının öldürülmesi ya da ele geçirilmesi için emir verilmiştir.

Doğu Türkistan’a geri dönen ekip, burada kahraman gibi karşılanmıştır. Ancak bu defa Çin yönetimi onları tehdit olarak görerek tutuklamak istemiştir. Fakat iyi silahlanmış ve savaş tecrübesine sahip Osmanlı subaylarını basit Çin birlikleri esir alamazdı. Üstelik Uygur ve Kırgız halkı da her an ayaklanmaya hazırdı. Durumu fark eden Alman büyükelçiliği devreye girerek beş Osmanlı subayının güvenli bir şekilde Şanghay’a ulaşmasını sağlamıştır.

İki yıl Şanghay’da kalan ekip daha sonra iki gruba ayrılmıştır:

  • Kuşçubaşı Selim Sami ve ekibi Azerbaycan’a geçmiştir.

  • Adil Hikmet Bey ve Hüseyin Bey ise bir Japon gemisiyle Almanya’ya gitmiştir.

Ancak savaş sona ermiş, Almanya işgal altına girmiştir. İngilizler hala bu Osmanlı subaylarını ele geçirmek istiyordu. Adil Hikmet Bey, Hamburg’da Almanlar tarafından korunmuş ve sahte bir İtalyan pasaportuyla işgal altındaki İstanbul’a dönebilmiştir.

1914’te başlayan ve 1921’de sona eren bu altı yıllık istihbarat görevinde, beş Osmanlı subayı binlerce kilometre yürümüş, Taklamakan Çölü’nü aşmış, Pamir Dağları’nı kış şartlarında geçmiş ve Ruslara, İngilizlere büyük kayıplar verdirmiştir. Hindistan, Pakistan, Tacikistan, Kırgızistan, Özbekistan, Kazakistan, Afganistan, Moğolistan, Çin ve Rusya topraklarında Osmanlı için savaşmışlardır.

Üç dil bilen, üstün yeteneklere sahip bu kahramanlar, Türk Devleti  için yaptıkları onca fedakârlığın ardından sonraki nesillerce isimleri unutulmuş ve mezarları dahi bilinmez hale gelmiştir.

Hatırlatmak istedik …

Hakka yürüyen ruhları mutlu ve sevinçli olsun ! 

Yorumlar

  • yorum avatar
    Nurettin Gedikoğlu
    08-02-2025 11:36

    Muhteşem bir hikaye. Ne çekeceklerini bilemeyen sinemacılar okusun.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum