ALEVİLİĞE “BATIL” DİYEN TARİKATÇILARA CEVABIMDIR
12 Mart 2024, Salı 16:50Aleviliğe karşı öyle yoğun bir propaganda var ki, birine cevap vermeden diğeri saldırıya geçiyor.
Ancak hepsinin birleştiği ortak nokta; Alevilik “İslam dışıdır” ya da Alevilik “Batıl”dır. İslam dışı diyen çevrelerden ayrı bir din olarak gören var, yüzlerce yıl önce Anadolu’da yaşayan “Luviler”’in inancı diyen de var. Bunlara önceki makalelerimizde cevap vermiştik.
Bugünkü makalemizde Aleviliğe “Batıldır” diyenlere cevap vereceğiz.
Önce “Batıl” kelimesinin nereden geldiği ve ne anlam içerdiğine bakalım. Batıl kelimesi Arapça kökenli olup, Türkçe sözlükte “doğru olmayan, çürük, temelsiz, dinde yeri olmayan, boş inanç” olarak tanımlanmaktadır.
Bu tanımlama üzerinden devam edecek olursak, Aleviliğe “batıl” diyenlere şu soruları hemen sormamız gerekiyor.
1-Benim inancımı sorgulama hakkını nereden alıyorsunuz?
2-Sizin inancınız için de bir başkası aynı şeyleri söylerse ne diyeceksiniz?
3-Siz hala orta çağda mı yaşıyorsunuz? Yirmi birinci yüzyılda yaşadığımızdan haberiniz yok mu?
4-Siz kendinizi “dindar” veya “iyi bir Müslüman” olarak görüyorsanız başka inançlara hakaret etmeyi ya da küçük görmeyi inancınızın neresine koyuyorsunuz?
5-Sizin elinizde başkasının inancını ölçen, tartan bir mekanizma ya da bir terazi mi var?
6-Hz. Peygamberin başka inançlara gösterdiği saygı ve hoşgörüyü siz neden göstermiyorsunuz?
Buna benzer soruları daha da çoğaltabiliriz. Ancak bu tarikatçıların beslendikleri alanlar hep iktidar destekli olduğu için kendilerini “Muktedir” başkalarını “hakir” görme alışkanlıkları bulunmaktadır. Başkasının inancına müdahale etme ya da küçük görme yetkisini de buradan almaktadırlar. Çünkü bin yıldır bulundukları konumu ve mevkilerini savundukları ve destekledikleri hanedanlara ve iktidarlara borçludurlar. Hep güçlüden, hep iktidardan yana olmuşlardır.
Ezilenin, yoksulun ve haksızlığa uğramışların da karşısında yer almışlardır. Dini argümanlar kullanarak halkın dikkatini hep “manevi” dünyaya çevirmişlerdir. Ancak, bu dünyanın tüm maddi imkanlarını yani lüksü, safahatı ve zevki de kendilerine bir hak olarak görmüşlerdir. Tarikatçıların Şeyh ve Şıhlarına baktığınızda bunları rahatlıkla görebilirsiniz. Hepsi birer holding sahibidir. Özellikle ticarette en önde gelen firmaların bu tarikat ve cemaatlere ait olduğunu görürsünüz. Sömürü düzenlerini din istismarı üzerine kurmuşlardır. Kurdukları bu düzen, insanları oyalama, kandırma ve sömürmek üzerinedir. Çarkları böyle dönmektedir. Aleviliğe “batıl” diyen de yine bu çevrelerdir. Çünkü hedef göstereceği bir inanç ya da inançlar olmalı ki kendi yaşamlarını devam ettirebilsinler. Söyledikleri de inandırıcı görünmeli ki; dini kendilerine maske olarak kullanabilsinler.
Bu tarikat ve cemaatlerin Alevilere yönelttikleri en önemli iddiaları “Namaz kılmazlar”, “Oruç tutmazlar”, dolayısıyla, “Alevilik batıl bir inançtır” diyorlar.
Bu tarikat ve cemaatlerin iddialarını teolojik açıdan ele alalım:
1-Namaz ve oruç ibadeti hem Musevilikte hem Hristiyanlıkta hem de Zerdüştlük inancında bulunmaktadır. Hatta, Zerdüştlük'de namaz beş vakit olarak kılınmaktadır.
2-Mekke’deki “Müşrikler” de namaz kılıyor, oruç tutuyor, Kabe’yi tavaf ediyorlardı. Kur’an’da yer alan MAUN suresinde, namaz kılan Müslümanlara değil, namaz kılan Müşriklere hitap ediliyor. Bilmiyorsanız, bir bilene sorabilirsiniz.
3-İbadetler imanın esası sayılmaz. Öyle olsaydı; Müşrikler de Müslüman sayılırdı.
4-Dinin esası iman ve itikattır.
5-İslam dininin özü iyi ahlak, adalet, yoksula ve yetime yardım etmektir. Bunu söyleyen de Hz. Muhammed’dir. (Hadis)
6-Aleviler, hem Hızır orucunu (üç gün) hem Muharrem ayında on iki gün oruç tutarlar.
7-Aleviler Cem ibadetinde, namaz kılarlar. Yani, kıyam, rükû ve secde ederler. Kur’an’dan sureler okurlar.
8-Aleviler Allah’ın birliğine, kutsal kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe ve meleklere inanırlar. İmanın esasları da bunlardır. Gerisi Allah ile kul arasındadır. Onu kimse bilemez ve müdahale edemez.
Yukarıdaki açıklamalarımızdan da anlaşılacağı gibi tarikat ve cemaatlerin Alevilik hakkında ileri sürdükleri iddialar temelsiz ve asılsızdır. Dolayısıyla amaç başkadır. Amaç, Alevilere ibadetler üzerinden suçlamalar yönelterek, onları VAHABİLEŞTİRMEK ve ASİMİLE ETMEKTİR.
Ey, Aleviliğe "Batıl" diyen tarikatçılar! Boşuna uğraşmayın. Aleviler bin yıldır bu topraklarda tüm saldırılara göğüs germiş bir halktır. Onları asimile edemezsiniz. Çünkü onların çok sağlam bir kültürleri, gelenekleri ve inançları bulunmaktadır. Onları asimile edebilmeniz için; onlardan daha üstün bir kültüre sahip olmanız gerekiyor.
Tarikat ve Cemaatlerin peşinden giden halkımıza da buradan bir uyarıda bulunmak istiyorum. Tarikat ve cemaatlerin neyi amaçladığını ve neler yaptığını yakın bir zamanda gördük ve yaşadık. Lütfen tarikat ve cemaat Şeyhlerine inanmayın ve kanmayın. İslam dinini öğrenmek istiyorsanız; Türkçe ile yazılmış tüm kaynaklar mevcuttur. Okuma yazması olan herkes araştırıp, dinini öğrenebilir. Lütfen başkasının aklını kullanmayın. Kendi aklınızla hareket edin. Zira, Allah aklı insanlara kullanmak için vermiştir.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum