ALEVİLERİ KİMLER KANDIRIYOR?
05 Temmuz 2023, Çarşamba 13:19Kıymetli Okurlarım;
Aleviler üzerinden oy devşirmeyi kendilerine meslek haline getirmiş kimi siyasi partiler, inanç toplumumuzu oy deposu olarak garantiye almak amacıyla içimize sürekli korku salmayı gelenek haline getirdi.
Alevileri siyasi amaçları için istismar etmek üzere salınan korkunun temeli ise “şeriat korkusu”dur.
Türkiye’nin devlet ve toplum enerjisinin şeriat devletine kesinlikle ve hiçbir zaman yol vermeyeceğini çok iyi bilen bu “canbazlar”, Alevileri bu yolla kolay avlanacak seçmen olarak gördüklerini de itiraf etmiş oluyorlar.
“ÇANTADA KEKLİK” SEÇMEN OLARAK ALEVİLER
HDP’den milletvekili seçilen Celal Fırat’la yola çıkan, ancak 15 gün gibi kısa bir süre içerisinde kamuoyuna açıklamadığı bir nedenle oradan ayrılarak yeni bir federasyon kuran Nurtepe Cemevi Başkanı Zeynel Şahan’ın başkanlığını yaptığı Anadolu Canlar Federasyonu, 8 Temmuz günü Prof. Dr. İbrahim Kabaoğlu, Prof. Dr. Didem Yılmaz ve Prof. Dr. Ali Yaman’ın katılacağı bir çalıştay düzenleyeceklerini duyurdu.
Hem Ehl-i Beyt ailesine mensubiyeti ve hem de uzun yıllardır Alevilik konusunda başarılı çalışmaları olan Prof. Dr. Ali Yaman dışında, diğer iki katılımcıdan Aleviler ne öğrenecekler, bilemedim!
O nedenle, diğer iki hukuk profesörünün durumunu aktararak, Alevi inanç toplumuna katkıları konusunda şüphelerimi sizlerle de paylaşmak istiyorum.
Önce, CHP’nin “ağır topu”, Anayasa Profesörü İbrahim Ö. Kabaoğlu hakkındaki sorularımı paylaşayım:
ALEVİLERİ DİYANET’İN KAPISINA MAHKUM EDEN HUKUKÇU
CHP’nin şu yazıyı yazdığım ana kadar, Alevilerin devlet ve toplum önünde statüsünü belirlemeye yönelik herhangi bir girişimi veya programı veya açıklanmış talebi olmadığını biliyoruz.
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde açıklanan “meşhur” Millet İttifakı Bildirgesi’nde de Alevilerle ilgili herhangi bir eylem planları olmadığını açıkça gördük.
Ama, konu burada kapanmıyor.
Çünkü, CHP’nin Alevilere açıkça söylemediği ama, İbrahim Kabaoğlu üzerinden “zımnen” açıkladığı gerçek programı, Alevileri Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlamaktır.
Evet, CHP’nin Aleviler hakkındaki gerçek niyeti budur!
Şimdi, bu konuyu açıklayayım:
TBMM Genel Kurulunda, cemevlerine yönelik düzenlemeleri de içeren Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin tümü üzerindeki görüşmeler 8 Kasım’da tamamlandı.
Meclis tutanaklarına göre, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ve CHP Grubu adına konuşan İstanbul Milletvekili Emine Gülizar Emecan cemevleri ile ilgili düzenlemelerin Anayasa’ya aykırı olduğunu iddia ettiler.
Her iki milletvekilinin görüşlerine temel olan açıklamayı TBMM Anayasa Komisyonu CHP Grup Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili İbrahim Kabaoğlu daha önce ifade etmişti.
Kabaoğlu, 13 Ekim 2022 tarihinde BirGün gazetesin yayımlanan köşe yazısında da, Alevilerin “tanımak, ayrımcılığa tabi olmamak ve eşit işleme tabi olmak” taleplerinin Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde karşılanabileceğini açıkça ifade etmişti.
Kabaoğlu dahil, her iki milletvekilinin itirazının temelinde, devletin din işleri görevini Diyanet İşleri Başkanlığına vermesi düşüncesi vardır. Bu düşünceyi Milletvekil Emecan, konuşmasında “Diyanet İşleri Başkanlığınca yapılması gereken düzenlemeler maalesef Kültür ve Turizm Bakanlığı çatısı altında yapılıyor.” diyerek aslında, itiraf da etmişti!
Yani, daha açık bir ifade ile, CHP aslında Alevilerin ayrı bir kurum altında örgütlenmesini Anayasa’ya aykırı bulmakta, dolayısıyla Anayasa 136. madde ve 633 sayılı DİB yasasını öne sürerek Alevilerin Diyanet İşleri Başkanlığı altında temsil edilmelerini istemektedir.
Ama, CHP’nin kuyruğuna takılmış kimi Alevi tabelalı örgütlerin liderleri, belki de kişisel ikbal beklentileriyle, bu gerçeği suskunlukla geçiştirdiler, gizlediler ve Alevilere anlatmadılar!
CHP İstanbul Milletvekili ve Anayasa Profesörü İbrahim Kabaoğlu, söz konusu karara karşı Anayasa Mahkemesi’ne gidileceğini belirterek “Anayasa Mahkemesi reddetse de ona karşı değil de bu yasanın uygulanmasından kaynaklanan ihlallere karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidilebilir” şeklinde konuşmuştu.
Yani, Kabaoğlu, Alevilerin DİB çatısı altında temsil edilmesi ve hizmet alması konusunda o kadar kararlıydı ki, eğer Anayasa Mahkemesi başvurularına olumlu cevap vermezse, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidecekti!
Ne için?
Alevilerin DİB içerisinde temsil edilmesi ve hizmetlerini de DİB’den alması için!
İşte, CHP’nin Aleviler hakkındaki gerçek düşünce ve programı budur.
Anlamayana veya anlamak istemeyene ne söylesem, kâr etmez!
CHP’NİN SEÇİM SÜRECİNDE ALEVİLERE ATTIĞI OLTA: ANAYASA MAHKEMESİ
Ancak, ne CHP, ne HDP ve ne de Milletvekili İbrahim Kabaoğlu Anayasa Mahkemesi’ne gitmedi!
İnsanın aklına iki ihtimal geliyor:
Ya CHP ve Kabaoğlu konuyu Anayasa Mahkemesi’ne götürmeyi daha en baştan düşünmüyorlardı.
Alevi seçmenlere şirin görünmek için böyle bir “hamle” yaptılar.
Ya da, yapılan yasal düzenlemeleri Anayasa Mahkemesi’ne götürmenin faydasızlığını sonradan anladılar ve bu fikirlerinden vaz geçtiler.
Şimdi sorum şu: Sayın İbrahim Kabaoğlu, 8 Temmuz’da Alevi dinleyicilerine neden Anayasa Mahkemesi’ne başvurmadıklarını açık yüreklilikle anlatacak mı?
Başka bir ifade ile, Alevileri “oy uğruna” kimlerin kandırdığını hepimiz öğrenebilecek miyiz?
Kabaoğlu’na bir soru daha:
Eğer, Anayasa ve yasalarda Alevilerin kullanabileceği hakları var ise, ki, siz 136. ve diğer Anayasa maddeleri ile birlikte 633 sayılı DİB yasasına atıf yaparken, hukuksal zeminin varlığını da belirtmiş ve teyit etmiş oluyorsunuz, o halde, neden Aleviler için “Eşit Yurttaşlık Hakkı” denilen ve herkesin kendine göre başka bir şekilde yorumladığı talep/sloganı öne sürüyorsunuz?
Hangisi doğru?
Alevilerin hizmet alacağı kurum DİB mi?
Yoksa, Alevilerin hizmet alacağı yasal dayanak yok mu?
Lütfen, karar verin ve Alevilere de açık açık söyleyin!
Ya da, bu fikri ortaya atarken tek amacınızın Alevi oylarını partinize yönlendirmek olduğunu, aslında Anayasa Mahkemesi’ne gitmeyi hiçbir zaman düşünmediğinizi itiraf edin!
HDP’NİN MİLİTAN PROFESÖRÜ DİDEM YILMAZ
Bahçeşehir Üniversitesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Didem Yılmaz ise, milletvekili olmadığı halde, siyasete olan “aşırı iştahı” ile dikkati çeken bir akademisyen.
28 Mayıs’ta yapılan 2. Tur Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde, Yılmaz’ın “Recep Tayyip Erdoğan’a oy verenler, duygu ve düşüncelerini aşağıdaki gibi yazıp, oy pusulasıyla birlikte zarfa koyup kendisine göndersinler.” şeklindeki paylaşımı, zekası ve siyaset iştihası hakkında bir fikir verecektir.
Bahçeşehir Üniversitesi de, yanlarında çalışan akademisyenin bu çirkin ve zeka özürlü paylaşımından rahatsız olmuş ki, yapılan açıklamada “Üniversitemiz bünyesinde Anayasa hukuku Anabilim dalı Öğretim üyesi olarak görev yapan Prof. Dr. Didem Yılmaz'ın kişisel sosyal medya hesabı üzerinden 27 Mayıs 2023 günü yaptığı ve 28 Mayıs 2023 günü yapılacak Cumhurbaşkanlığı 2.Tur seçimlerinde oy kullanacak vatandaşlara hitaben hukuka ve yürürlükteki seçim mevzuatına aykırı olan söz konusu paylaşıma ilişkin olarak üniversitemiz tarafından ilgili akademik personelimiz hakkında gerekli idari soruşturma başlatılmıştır. Kamuoyunun bilgisine sunarız” ifadeleri kullanıldı.
Prof. Dr. Didem Yılmaz Anayasa uzmanı olarak bilindiği ve hatta Prof. Dr. Süheyl Batum’un himmetini bir süre üzerinde hissetmiş olsa da, medyada kendisinden sıklıkla söz ettirdiği alan “Olağanüstü Hal Rejimi”.
Hatta, Sayın Prof. Dr. Didem Yılmaz’ın asıl “meşguliyet” alanı PKK ile iltisaklı kimi belediyelere kayyum atanmasına karşı mücadele etmek, dersek abartmış olmayız.
Öyle ki, Sayın Yılmaz, Zafer Partisi lideri Özdağ ile CHP lider Kılıçdaroğlu arasında ikinci turda imzalanan mutabakat metnini dahi, PKK ile iltisakları nedeniyle el çektirilen belediye başkanları açısından değerlendirmiş.
Açıklamasında “Mutabakat metninde her ne kadar 'kesinleşmiş yargı kararı' ifadesi olsa dahi bunun hukuki olduğunu söyleyemeyiz” diyen Prof. Dr. Yılmaz, metni “kayyum uygulamasını kesin bir dille reddetmeye imkan vermiyor” sözleriyle eleştirmişti!
Buraya kadar aktardıklarımdan, Sayın Yılmaz’ın Alevilerle ilgili ne konuda konuşacağını merak ediyor olabilirsiniz.
İnanın ki, ben de çok merak ediyorum!
Şuraya tahmin bırakayım: Olağanüstü Hal Rejimi, PKK ile iltisaklı belediyelere atanan kayyumlar hukuksuzdur, AK Partili seçmene yaptığı öneri. Ve elbette, HDP/PKK politikasının temeli olan “eşit yurttaşlık hakkı”!
ALEVİLER HAKKINDA KONUŞMAK HAKKINA SAHİP BİR PROFESÖR
Hıdır Abdal Ocağı evladı Prof. Dr. Ali Yaman uzun yıllar Alevilerin hakları için mücadele eden, ayrıca Alevilik alanında akademik çalışmaları ile de tanınan bir isim.
Diğer iki ismin tersine siyasete karışmayan, inanç ile siyasi çalışmaları titizlikle birbirinden ayıran Prof. Dr. Ali Yaman’ın Alevi inanç toplumuna pek çok katkısını sayabiliriz.
Ancak, akademik alandan epeyi uzaklaşmış, Alevilere herhangi bir katkılarının olmadığı, tersine Kabaoğlu örneğinde gördüğümüz gibi zararı olan ve aşırı siyasallaşmış diğer iki akademisyen yer aldığı bir çalıştaya katılmaktan ne fayda umduğunu anlayamadığımı açıkça ifade etmeliyim.
8 Temmuz’u bekleyelim, ama, inşallah “ben demiştim” demek zorunda kalmam.
Son Not: Alevileri “sol gösterip” kandıran siyasetçiler konusunda devam edeceğimi, Alevileri kolay lokma gören bu çirkin siyaset tarzından kurtarmak için çalışmalarımı sürdüreceğimi de ilan edeyim.
“Şeriata geçit yok”, “Türkiye laiktir, laik kalacak” gibi sloganların arkasına gizlenerek Alevilere her türlü kötülüğü yapma devri kapanmıştır.
Duyanlara, duymayanlara...
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Rüştü Durna
05-07-2023 22:32Alibey temsilde hata olmasın, Ayıya sormuşlar ensen niye kalın diye,cevabı kendi işimi kendim görüyorum diye cevap vermış, Benim düşünücem bize kimseden hayır yok biz kendı partimizi KURMALIYIZ.