İstanbul
22 Ekim, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2412.9
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66248.09$

ALEVİLER VE CUMHURİYET

31 Ekim 2023, Salı 23:10

Şurası bir gerçek ki, Türkiye toplumunda ülkemizin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’e en derin muhabbetle bağlı kesim Alevi inançlı vatandaşlarımızdır.

Peki, bu neden böyledir?

Öncelikle şunun altını çizmek gerekir ki, Alevi Bektaşi inanç topluluğu Büyük Liderin yabancısı olduğu bir topluluk değildi.

Yunanistan’ın en önemli Osmanlı tarihi uzmanı Christos Retoulas’a göre, “Kendisinin anne tarafı Yunanistan'ın Sarıgöl bölgesindendir ve orası tümüyle Bektaşi etkisindedir. Atatürk'ün aslen Kocacık'lı olan baba tarafının Bektaşilik/Alevilik ve Mevlevilik'le dini bağlantıları vardır.

Öte yandan Hüseyin Şekercioğlu’nun Atatürk’ün babasoyu üzerine yaptığı araştırmaya göre (Türk Kültürü dergisi, sayı: 245) ise, Ali Rıza Efendi, Anadolu’dan Rumeli’ye gönderilmiş “Kızılkocalı Türkmenleri” boyundadır.

Bu boyun anayurdu Tokat - Almus Tozanlı vadisidir. Bugün bu bölge Alevilerin yaşadığı bir yerleşim alanıdır.

Ayrıca, Mustafa Kemal’in babasının ismi olan Ali Rıza'nın, Ehl-i Beyt soyundan Sekizinci İmam’ın ismi olduğunu da dikkate almak gerekir.

Falih Rıfkı Atay, Çankaya adlı eserinde, Kılıçoğlu Hakkı’nın kendisine yazdığı bir mektubu kaynak göstererek, Mustafa Kemal’in tatilllerde Selanik’e geldiğinde Şeyh Rıfat Efendi’nin tekkesinde Bektaşi ayinlerine katıldığını belirtir: “dervişler halkasına katılarak, huu huu, diye kan ter içinde kalıncaya kadar döner, dururmuş.

Bunlara ek olarak belirtmek gerekir ki, Mim Kemal Öke'nin ortaya çıkardığı, 18 Mayıs 1911 tarihinde Atatürk'ün Abdülkerim Paşa'ya Gelibolu'dan gönderdiği bir mektupta Atatürk kendisini “Selanik Meydan dedesi, bu fakir Kemal” ve Abdülkerim Paşa'yı da “Kutb-ül Aktap” (Bektaşilikte en büyük veli) olarak adlandırmaktadır.

Yine, Dursun Gümüşoğlu Baba da, Mustafa Kemal'in daha yüzbaşı iken Selanik’te Deli Hurşit Baba'dan el alarak Bektaşiliğe girdiğini yazmıştı.

ALEVİ BEKTAŞİLERDE MUSTAFA KEMAL SEVGİSİ

Bütün bu verileri biraraya getirdiğimizde, Mustafa Kemal Atatürk’ün Alevilik Bektaşilik konusunda son derece bilgili olduğunu söylemekte sakınca yoktur.

Alevi Bektaşi topluluğunun Mustafa Kemal sevgisinin temelinde, onun aile tarafından ve kendisinin de Bektaşi intisabı olduğunu öne sürmek, konuyu oldukça basitleştirir.

Hayır, Alevi Bektaşilerin Mustafa Kemal sevgisi ve bağlılığının çok daha derin anlamları olmalıdır.

Alevi Bektaşi topluluğunun iki büyük mürşidi olan Cemalettin Efendi ve Salih Niyazi Dedebaba İstiklâl savaşımızın en başından itibaren Mustafa Kemal’in destekçisi oldular.

Onların Anadolu’ya gönderdikleri haberler, geniş Alevi Bektaşi kitlelerinin de desteklerini sağladı.

Mustafa Kemal’in hukuk düzeni kurarak eşit vatandaşlık sağlayacağı umudu ve İstiklâl savaşının ardından kurulan Cumhuriyet ile birlikte Alevi Bektaşi toplumunun derin sevgi ve bağlılığı perçinlenmiş oldu.

1826’da “Vaka-i Hayriye” olarak adlandırılan girişimle Alevi Bektaşi tekkelerinin kapatılması, dedelerin ve babaların idam ettirilmesi ve Alevi Bektaşi inançlı insanların kovuşturulma ve cezalandırılma ile karşı karşıya kalmalarının yarattığı travmaya karşın, Cumhuriyet’in hukuk ile teminat altına alınmış eşit yurttaşlık statüsü Alevi Bektaşi inançlı yurttaşlar arasında, Mustafa Kemal Atatürk'e yönelik büyük bir sevgi dairesi oluşturdu.

Prof. Dr. İbrahim Arslanoğlu’nun 1999 yılında, Cibali Ocağı mensuplarıyla yaptığı ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisinde yayımladığı görüşmede, Mustafa Kemal Atatürk hakkında yöneltilen sorulara verilen cevaplar, Alevi Bektaşilerin arasında genel kabul görmüş kanaatler olduğu için buraya almak istiyorum:

Alevilikte Atatürk'ün çok önemli bir yeri vardır. Öyle ki, Aleviler, Hz. Ali'nin temsili resminin yanında Atatürk'ün resminin olmamasını eksiklik kabul ederler. Aleviler laiklik ilkesinin benimsenmesi ile taassubun zorlama ve baskılarından kurtulmada Atatürk' ün kendilerine yandaş olduğunu bilirler. Aleviler aynen Atatürk'ün düşündüğü ve uyguladığı gibi, bilim ve çağdaşlaşma ile teknolojik yenilikler ve gelişmeden yanadırlar.

Aleviler, dinin Allah ile kul arasında olması, başkalarının buna müdahale etmemesi konusunda da Atatürk'le aynı düşüncededirler. Atatürk bir meclis konuşmasında şunları söylemiştir: “Ömer'in tesiri ile Ebubekir'e biad olundu. Görülüyor ki; halifelik seçiminde kamuoyunun tercihinden ziyade şahsi etki ve tesir rol oynamıştır. Emevi saltanatı, büyük istilalar yapmakla beraber baştan sona acı ve elim olayı (Kerbela) yarattığı için ancak 90 yıl iktidarda kalabilmiştir.

Sonuç olarak söyleyebiliriz ki, Alevi Bektaşiler Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin kendileri için ne anlama geldiğini çok iyi idrak etmişler ve yeni sistemin kendilerine sağladığı hukuk eşitliğini de kendileri için en faydalı şekilde kullanmışlardı.

İşte, Alevi Bektaşilerde sönmeyen Mustafa Kemal Atatürk sevgisinin asıl kaynağı, sosyal hayatta yaşanan bu büyük devrimdir.

SONSUZA DEK YAŞASIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ!

Yorumlar

  • yorum avatar
    İsmail Aydoğmuş
    02-11-2023 16:43

    Değerli Ali Rıza Özkan arkadaşGüzel araştırma yazınızdan dolayı sizi tebrik ederim. Selam sevgi ve saygılarımlaNice 100. yılara

  • yorum avatar
    Kazım Büklü
    01-11-2023 10:00

    Sayın hocam geçmişten günümüze Alevi ve bektaşilerin Atatürk'e bağlı olduğunu belirtmişsinizdir zaten Alevi ve bektaşiler Atatürk'ün Can olduğunu hep kendi aralarında konuşurlar Hatta bir ileri adım Hazreti Ali ve Hacı Bektaşi Veli ile inancını icra ettikleri cemevlerinde Hazreti Ali Hacı Bektaş Veli ve Mustafa Kemal Atatürk'ün resimleri yanyanadır onun için Alevi ve bektaşiler Atatürk'ün Türkiye'ye getirdiği laik Türkiye Cumhuriyeti'ne ilkelerine son derece bağlılar Saygılarımla

  • yorum avatar
    Haydar Kieselerde (Siliseri)
    01-11-2023 07:48

    Hayırlı Sabahlar Ali Rıza Hocam. Yazınızı okudum. Evet aynen katılıyorum. Ayrıca. Mustafa Kemalin Babası Ali Rıza Efendi. İyi bir arkadasi olan sevip saydığı dost bildiği güvenilir bir dostu olam Kazım beye. Birgun söyle konuşur. Bu konuşma Selanikde olur. Çünkü Ali Rıza Sefendi oraya Gümrük Memuru olarak gönderilmiştir. Ali Rıza - Kazım efendiye Şöyle der. Kazım dostum ne düşünüyorum bilirmisin der. Kazım da sorar. Hayırdır Rıza ne dusünürsun anlat der. Ali Rıza Efendi - Kazım gel Selanikde bir Dergah kuralım der. Bunun üzerine Kazım da sorar Rıza Ne dergah der. Ali Rıza Bektaşi Dergahi der. Kazım iyide Rıza İsmi ne olacak. Rıza der ki ya boş ver ismini çok önemlimi der. O zaman maden isim önemliyse dergah senin ismini verelim " KAZIM " Baba Dergah olsun der. Kazimda kabul eder ve orada Kazım baba dergahını kurarlar. Bu alenin Ale - Bektaşi soyundan geldiğini cihan i ALEM bilir. Fakat Mustafa Kemal bu inancin mensubu olduğunu her yönü ile kanitlarken o inanç üstü bir deha olarak Türk Milletinin Kalbina Taht Kurmuştur. Sevgilerimle. Tokatlı. Avrasya Alevi İslam Birliği.e.V. Genel Başkanı.Haydar Kieselerde (Siliseri)

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum