İstanbul
21 Kasım, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2412.9
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66248.09$

ALEVİ BEKTAŞİLERİN 2024 YILINDAN BEKLENTİLERİ

04 Ocak 2024, Perşembe 10:25

Küresel savaşa dönüşme riski yüksek bir gerilimin içerisinde yaşıyoruz.

Dünya jandarması rolünü kaybetmek istemeyen ABD emperyalizmi, boyunduruğuna direnç gösteren tüm ülkeleri düşmanlaştırıyor ve “cebir ve hile ile” teslim olmaya zorluyor.

Avrupa ülkelerinin nasıl büyük bir tehlike içerisinde yaşadığını, Kuzey Akım boru hatlarının patlatılarak Almanya’ya gaz sevkiyatının engellenmesi ile apaçık biçimde gördük.

Leonard Cohen’in şarkısındaki gibi; “everybody knows that the captain lied” (Kaptanın yalan söylediğini herkes biliyor!).

ABD’ye tam teslimiyet dışında, kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmeyi düşünen ve planlayan hiçbir ülke güvende değildir!

EMPERYALİST TAHAKKÜM ZÜLMÜNDEN BİZE DÜŞEN PAY

Güzel ülkemiz de, emperyalizmin dayatmalarını kabul etmediği için, bu şiddetten payını alıyor.

Atalarımızın kan ve canlarını feda ederek kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’mizin

- Büyük Ortadoğu Planı çerçevesinde bölünmesine razı olmadığımız için,

- Kıbrıs’ta köleliği kabul etmediğimiz için,

- Azerbaycan’ın topraklarının işgal edilmesini sessizlikle karşılamadığımız için,

- Suriye’de emperyalizmin oyununu bozduğumuz için,

- Batı yönünde kurulan ve kurulacak enerji nakil hatlarında bize dayatılan bekçiliği reddettiğimiz için,

- Doğu Akdeniz’de bulunan yer altı kaynaklarından hakkımız olanı istediğimiz için...

Atlantik Emperyalizmi ülkemize karşı, adı konulmamış bir savaş açmış durumda.

Bunun da ötesinde; dayatmaları savuşturmak için, Rusya ve İran gibi, Batı emperyalizmi ile çatışma halindeki ülkelerle dayanışması, Türkiye’nin elini güçlendirirken, emperyalizmin ülkemize karşı kuşatma ve teslim alma operasyonlarının daha da şiddetlenmesine yol açıyor.

Kurucu liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “tam bağımsızlık” hedefine ulaşmak için Batı emperyalizmi ile çatışmak dışında bir seçenek yoktur.

Yine, büyük liderimizin sözlerine kulak verelim; “hangi istiklâl vardır ki, ecnebilerin nasîhatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir hâdiseyi kaydetmemiştir!

YENİ YILDA NELER OLACAK?

Ülke içerisinde karışıklık, kaos, yönetim zaafiyeti, güvenlik kaygısı, siyasi istikrarsızlık, ekonomik çöküntü ve sair tâhribatlar yaratarak ülkemizin teslim alınması ABD’nin uygulamaya koyduğu eylemlerdir.

Son olarak, Batı emperyalizminin Suriye’de amacına ulaşamaması ile birlikte, destekledikleri piyonların da silahlı kuvvetlerimizin açık düşman hedefi haline gelmesinden itibaren, “çevremizdeki sıcak savaşın ülkemize sıçratılması”nın yürürlükteki plan olduğu anlaşılıyor.

Dolayısıyla, millî birliğimizin bozulması, kimlik dejenerasyonu, çok katmanlı alt-kültür ve alt-kimlikler uydurarak kolektif aidiyet duygusunun çözülmesi, aile birliğinin çökertilmesi, “toplumsal kimlik” kavramıyla cinsiyet algısında diffuzite yaratılması gibi “sosyo-pisikolojik” saldırıların asıl gayesinin ABD’ye tam teslim olmuş bir devlet ve halk elde etmek olduğunu bilmek zorundayız.

Yeni yılda neler olacağını, işte bu kargaşa ve saldırılara karşı bizlerin ne yapacağı, nasıl tutum alacağı belirleyecektir.

Kimler, “bana ne, ben yoluma bakarım” diyerek ve hatta, ABD’nin hain planlarından menfaat elde etmek arayışına girip, pusuya yatacak?

Kimler, dilde “Ya istiklâl, ya ölüm” şiârıyla, tam bağımsız, demokratik ve sosyal bir hukuk devletinin yok edilmesini önlemek için, aynen atalarımız gibi, elini taşın altına koyacak?

ALEVÎ BEKTAŞÎLERİN YENİ YILDAN BEKLENTİLERİ

Alevî Bektaşî inanç toplumu 2022 yılında, toplumsal konumunu temelden değiştirecek bir gelişme yaşadı.

Esasen, hukuk önünde eşit vatandaşlar olarak, Alevî Bektaşîlerden onlarca yıldır esirgenen, MHP lideri Bahçeli’nin de özenle vurguladığı gibi, “analarımızın ak sütü gibi hakkımız olan hakların” teyidinden başka bir şey olmasa da, Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşundan ancak 100 yıl sonra kendisini meydana getiren en önemli ikinci büyük toplumsal/inançsal topluluğu hatırlamış ve tanımıştı!

Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere, Alevî Bektaşîlerin inanç hizmetleri alabilmeleri için yapılan tüm düzenlemelerin gerçekleşmesinde emeği geçen herkesten Allah bin kere râzı olsun.

Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın Alevî Bektaşîlerin inanç hizmetlerinde muhatap kurum olarak teşkil edilmesi de, son derece faydalı ve yerinde bir yapılanma olmuştur. Bu kurumun varlığı, inanç hizmetlerinde Alevî Bektaşîleri zaman zaman kurumlar arasında dilenci konumuna sokan zaafiyetlerin giderilmesinde tayin edici olacaktır.

Kaldı ki, kurumun kısa sürede benimsenmesi ve hizmet vermeye başlaması da, öngörümüzün doğruluğunu teyit etmektedir.

İNKÂRCILARIN “İSTEMEZÜK” CEPHESİ YIKILDI!

Öte yandan, 2022 yılında da vurguladığımız gibi, bu sadece bir başlangıçtır.

Alevî Bektaşî inanç toplumunun tam ve eşit olarak devletten hizmet almasının sağlanması, yine Alevilerin kendi taleplerini oluşturmaları ve gerçekleşmesi için gerekli çabayı göstermelerine bağlıdır.

Hatırlayalım ki;

-Yerel yönetimlerce cami, havra, kilise yanında cemevlerinin de inanç mabedi olarak şehir planlamasına eklenmesine,

-İmar yasasının değiştirilerek cami, havra ve kilise yanında cemevlerine de devletin arsa tahsisatı yapmasına,

-Büyükşehirlere ve belediyelere cemevi inşa etme yükümlülüğü getirilmesine,

-İl Özel İdaresi yasasına Alevî Bektaşîlere ait tarihi binaların onarılması, restore edilmesi görevinin verilmesine ve,

-Elektrik giderlerinin cami, havra ve kiliselerde olduğu gibi, cemevlerinde de devlet tarafından ödenmesi...

amacıyla yapılan yasal düzenlemelere Alevî Bektaşîler içerisinden karşı çıkanlar olmuştu.

O dönemde yaptıkları açıklamalarda sözünü ettiğimiz inkârcılar, yasal düzenlemelerin ve Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı'nın “bir dinsel topluluğun üyelerinin din ve vicdan hürriyetlerini kategorik şekilde inkâr ettiği”nden başlayarak, “mevcut kazanımların gasp edilmesi”, “özlemini çektiğimiz Rıza Şehri düsturuna ve Mürşit/Pir/Rehber/Talip yol-inanç ilişkisine aykırı” ve “Alevi kurumlarını kuşatmak ve Aleviliği asimile etmek amacıyla” hazırlanmış olduğu şeklinde çeşitli ipe sapa gelmez ve konuyla hiçbir bağı olmayan iddialar öne sürmüşlerdi.

ÂLEME VERİR TALKINI, KENDİ YUTAR SALKIMI!

Gerekçelerinin hiçbirinin herhangi bir maddi temeli olmayan, hazırlık sürecinde devletin kurumlarıyla görüşmeyi ve talepleri bildirmeyi dahi “yezitlik”, “Hınzır Paşanın yağlı pilavına kaşık sallamak” gibi en alçak hakaretlerle tekfir eden inkârcılar, şimdi Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’ndan randevu almak, hizmet taleplerini ulaştırmak içi birbirleriyle yarışa girmiş durumdalar.

Hatta, inkârcı cephenin iki uyanık liderinin, yeni hükümetin kurulmasını dahi beklemeden, o dönem kabinedeki en çok tekfir ettikleri üye olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile gizlice görüşerek, ayrı ayrı 2,5 ve 3 milyon TL destek aldıkları da ortaya çıktı!

Altını çizelim; yazımızda hizmet alınmasını eleştirmiyoruz. Bizim görüşümüze göre, devletimizden inanç hizmetleri için destek almak, Alevî Bektaşîler olarak, “analarımızın ak sütü gibi”, hakkımızdır.

Ancak, Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nı ve yeni yasal düzenlemeleri reddeden, devletle müzakere etmeyi dahi “yezitlik” gibi en ağır ithamlarla tekfir eden, sonra da herkesten önce ve gizlice, üstelik en çok hakarete uğrayan bakan aracılığı ile devletten destek alanların, gerçekte Alevi inanç toplumunun kazanımlarını düşünmediklerini, sadece kendi menfaatlerini elde edebilmek için Alevileri basamak olarak kullandıklarını da görmek zorundayız.

Buradaki, inançsal, ahlâkî ve mantıksal “asimilasyon”u inkârcılar kendi aralarında çözsünler, biz işimize bakalım!

İŞTE, YENİ YILDA BEKLENTİLERİMİZ!

Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yeniden seçilmesi dolayısıyla kutlarken, acil gündeme alınması gerektiğini düşündüğümüz 3 önemli talebimizi dile getirmiştik.

Bunlar; Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı'nın “varlığının yasa ile perçinlenmesi ve görev tanımının genişletilerek müstakil ve etkin bir Başkanlık” oluşturulması, “Alevî Bektaşî öğrencilerimizin inanç eğitimine yönelik seçeneklerin seçmeli dersler arasına alınması” ve “Alevî Bektaşî inançlı yurttaşlarımıza yönelik radyo ve TV kanallarını TRT tarafından yayına sokulması” talepleri idi.

Doğrudan Cumhurbaşkanlığı’na bağlı ve protokol düzeyinde Diyanet İşleri Başkanlığı ile eşit bir konumda olacak Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı için yasal düzenlemenin yapılması tüm Alevî ve Bektaşîlerin beklentisi haline dönüşmüştür.

Aynı şekilde, Alevî Bektaşî aile mensubu öğrencilerimizin inanç eğitiminde seçmeli ders seçeneklerinin oluşturulması da acil beklentilerimiz arasındadır.

Yeni yılda acil beklentilerimizden birisi de, TRT’nin Alevî Bektaşî inançlı vatandaşlarımıza yönelik tematik radyo ve TV yayınları ve kanalları oluşturmasıdır.

2024 yılının milletimize, Türk dünyasına, İslâm ülkelerine ve tüm insanlığa hayırlar, bereket ve barış getirmesini Hakk’tan niyaz ederim.

Yeni yılınız kutlu olsun.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum