İstanbul
04 Aralık, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2412.9
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66248.09$

AABF BAŞKANLARINA AÇIK ÇAĞRI

29 Kasım 2024, Cuma 22:07

Tüm okurlarımdan, Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu’na üye derneklerin kıymetli başkanlarına yazdığım bu mesajımı kendilerine iletmelerini özellikle rica ediyorum.

Değerli Canlar,

Değerli Başkanlar,

AABF Genel Başkanı Hüseyin Mat 30 Kasım günü, Köln’de toplanmak üzere, sizleri davet etti.

Sizlere öncelikli önerim; o toplantıya mutlaka katılınız.

19-20 Ekim tarihinde yapılan 16. Olağan Genel Kurul’a sunulan Denetim Kurulu raporuna göre, “AABF’ye bağlı toplamda 161 Cemevi, 26.973 üye, 489 delege bulunmaktadır.

Aldığım bilgilere göre, çok sayıda dernek başkanı bu toplantıya çeşitli gerekçeler göstererek katılmamayı planlıyor.

Halbuki, yapılması gereken, oraya gidip Hüseyin Mat’a sorulan ve bugüne kadar cevaplamaktan kaçındığı soruları yüzüne karşı sorup, cevapları istemektir.

Bu “davet” sizler için de tarihi bir fırsattır.

Bu fırsatı lütfen, Hakk Muhammed Ali yoluna bağlılığınız için, iyi ile kötünün “ka’lu bala”dan bu yana sonsuz kavgası için, Ey Ehl-i beyt! Allah kusurlarınızı giderip sizi tertemiz yapmak ister” (el-Ahzâb 33/33) ayetinde bildirilen emri uygulamak için, Seyyid-i Saadet Evlad-ı Resul yolumuzun mürşitlerine bağlılığımızı göstermek için kullanmalısınız.

***

Değerli Başkanlar,

Değerli Canlar,

Benim ne Hüseyin Mat ile ve ne de bir başkası ile kişisel bir husumetim yoktur. Benim, AABF veya başka bir kuruluşta hiçbir iddiam, kariyer planım vs. de yoktur.

Buna rağmen, bana karşı en alçakça iftiralar, yalanlar, hakaretler yapmalarının nedeni, suçlarını gözler önüne sermemdir.

Hakk Muhammed Ali yolunun hırsızlık, irtikap, kişisel menfaat yolu haline getirilmesine itiraz etmemdir.

Sadece bana değil, 16. Olağan Genel Kurul’da da kendi kulaklarınızla duyduğunuz gibi, AABF içerisinde karşılarına çıkan adaylara da alçakça iftiralar atabildiler.

AABF’ye yıllarca emek vermiş insanları bir çırpıda “Ebu Suud’un çocukları” diye yaftalayabildiler.

Bu yaklaşım Alevi Bektaşi yolunun ahlakı, terbiyesi değildir.

Bu yaklaşım, iktidarı vermemek için her hileyi, her numarayı, her oyunu kurmaya hazır, yağmacı “Saray zihniyeti”dir.

Bu zihniyeti AABF’den söküp atmak zorundasınız!

Alevi Bektaşi ahlakını, terbiyesini ve üslubunu titizlikle korumak ve savunmak zorundasınız.

Bunu size ben değil, YOL emrediyor.

Haksızlık karşısında susan, “dilsiz şeytan”dır!

***

Kıymetli Başkanlar,

Değerli Canlar,

16. Olağan Genel Kurul’a Denetim Kurulu bir rapor sundu. Bu rapor içeriği genel kurul tarafından ONAYLANMIŞTIR!

Öncelikle şunu bilmelisiniz: Başkanlar genel kurulda kabul edilmiş Denetim Kurulu raporuna karşı herhangi bir karar alamazlar.

Alırlar ise, bu kararın hiçbir hükmü yoktur.

Hatta, Denetim Kurulu raporundan yola çıkılarak bir dava açılırsa ki, Köln Savcılığı şu anda böyle bir araştırma yürütüyor, bütün başkanlar da hukuksuz alınan kararlarından sorumlu olacaklardır.

Hüseyin Mat’ın son taktiği, sizleri de kendisi ile birlikte kanunsuz bir alana sürüklemektir.

Lütfen, bu oyuna gelmeyin.

Bu oyuna katılmanız demek, onlarca yıllık emeğin, fedakarlığın, kazanımın ürünü olan AABF’nin kanun karşısında yok edilmesi demektir.

AABF tüzüğünde dernek başkanlarının temsil edildiği veya karar alma yetkisinin belirlendiği herhangi bir “organ” yoktur!

AABF’nin karar alabilecek tek ve en yüksek yetkili organı, 489 delegenin temsil edildiği genel kuruludur.

Genel kurulda örgüt delegeler tarafından temsil edilir, başkanlar tarafından değil!

Dolayısıyla, Denetim Kurulu raporuna karşı sadece toplanacak yeni bir olağanüstü genel kurul karar alabilir.

Hüseyin Mat’ın sizi yasa dışı kararlar almaya zorlamasına izin vermeyin.

***

AABF içerisinde herkesin bildiği bir sır var: Hüseyin Mat ve Ufuk Çakır’ın aldıkları süper maaşlar!

Lütfen, her ikisinden de geçimlerini nereden temin ettiklerini belgelerle kanıtlamalarını talep ediniz.

Ben de biliyorum, her ikisi de AABF’den “tek kuruş” maaş almıyorlar!

Peki, geçimlerini nereden sağlıyorlar?

Nereden maaş alıyorlar?

Maaşların kaynağını ve miktarını bilmek tüm AABF üyelerinin hakkıdır.

Örneğin, Federal Meclis’te bir milletvekili 11.227,20 Avro aylık maaş alıyor.

Eyalet meclislerinde ise daha da az.

Örneğin, bir eyalet milletvekilinin maaşı Hamburg’da 4.448, Bremen’de 6.177, Saarland’da 6.238,  Avro!

Hüseyin Mat ve Ufuk Çakır’ın neden milletvekillerinden daha fazla maaş aldıklarını açıklayacakları gerekçelerini kendi ağızlarından duymak hepinizin hakkıdır!

***

2023 Şubat ayında Türkiye’nin 11 ilinde büyük yıkıma sebep olan deprem sonrasında dünyada az görülür bir dayanışma sergilendi.

Yoksul veya zengin herkes deprem mağdurlarına yardıma koştu.

Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımız da sınırlarını zorlayarak yardım ettiler.

Yüzlerce TIR yardım malzemesi toplandı.

Hiçbirinin akıbetini bilmiyoruz! Ne oldu bu TIR’lar? Bu toplanan malzemeler kime ulaştırıldı?

Yine, AABF tarafından milyonlarca Avro nakit toplandı.

Bu nakdi bağışların da gerçekten depremzedelere ulaşıp ulaşmadığını bilmiyoruz.

Bu belirsizliklerin usulünce, yasalara uygun olarak açıklanmasını talep edince, hakarete, iftiraya uğruyoruz!

***

Örneğin, konteynerler!

AABF grafiğinde “konteyner ve nakliyat” kalemi olarak tam 830.885,63 Avro harcama gösterilmiş!

Bugünkü kurla bu 30.435.340,62 TL yapıyor. Yine bugün alınsa, bu parayla tam 677 konteyner alınır, nakliyat dahil!

Ama, örneğin 2023 Mayıs ayını baz alırsak, aynı para 17.884.813,18 TL yapardı. Fakat o dönemde konteyner fiyatları daha 20.000 TL civarındaydı.

Dolayısıyla, aynı parayla o dönemde 895 konteyner alınabilirdi!

Fiyat farkının nedeni, enflasyonun döviz kurundan daha fazla artması. Fiyatlar daha hızlı artarken döviz enflasyona kıyasla daha yavaş yükseliyor.

İyi bir pazarlıkla, o dönemde 1.000 konteyner de alınabilirdi.

Peki, şimdi asıl soruyu soralım: AABF’nin kaç konteyneri, hangi fiyattan aldığını ve kime kaç konteyner “bağışladığını” bilen var mı?

Hayır, kimse bilmiyor!

Ne hangi fiyata ve kaç adet konteyner alındığı ve ne de hangi cemevine kaçar adet verildiğini kimse bilmiyor!

Daha da vahimi şudur: İşlevi biten konteynerler nerede?

Peki, bu konularda aydınlatıcı bilgi ve belge isteyenlere neden Hüseyin Mat ve arkadaşları ağza alınmayacak hakaretlerle karşılık veriyor?

Dernek başkanlarının bunu sorgulaması gerekmiyor mu?

***

Okul çantaları konusunda adet verildiği için, hesap yapabiliyoruz.

Bir okul çantası Hüseyin Mat ekibinin bildirimine göre 53,18 Avro bedelle satın alınmış!

Bu mümkün değil!

Türkiye’de şu anda, Adidas, Benetton, Slazenger, Puma gibi ünlü markaların orijinal okul çantaları bile bu fiyatın yarısından daha az fiyata satılıyor!

O halde, hangi marka okul çantalarının alındığını belgeleriyle görmek istemek her AABF üyesinin hakkı değil midir?

Burada daha enteresan bir konu şudur: Konteyner dağıtımlarında da, okul çantalarının dağıtımlarında da ellerinde internet haber siteleri, başta YOL TV olmak üzere pek çok TV kanalı vs olmasına rağmen, kamuoyu AABFnin yardımları yerine ulaştırdığına dair haber ve görüntülere tanıklık edemedi.

Neden?

Sosyal medyada paylaşılan, Abbas Tan’ın içinde olduğu bir videoda ise, çantalardan söz ediliyor ama tek çanta görünmüyor!

Hem bu fahiş fiyata hangi okul çantasının alındığını ve hem de nerelerde kaçar adet dağıtıldığını öğrenmek AABF üyelerinin hakkı değil midir?

***

Abbas Tan’ın verdiği bir makbuzdan söz ediliyor.

Büyük ihtimalle başkanlar bu makbuzu görme şansına erişecekler.

Değerli Başkanlar,

Kıymetli Canlar,

Makbuzla ödeme kanıtlanır mı?

Biraz hak-hukuk bilen birisi, makbuza itibar edilemeyeceğini, kalem kalem adet/fiyat ve dağıtım birimlerinin fatura ve onaylarıyla kanıtlanması gerektiğini bilir.

Ağam, bizim aklımızla oynir!

Hatırlayınız; eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan da bir kağıdın üzerine yazıp, milyonluk saati rüşvet olarak almadığını kanıtlamaya kalkışmıştı!

Abbas Tan’ın makbuzu ile Zafer Çağlayan’ın makbuzu arasında ne fark var?

***

Değerli Başkanlar,

Kıymetli Canlar,

Fatura ticaret gerçekleştiği anda ve bekletilmeksizin oluşturulmak zorundadır.

Belki, sizlere bazı faturalar gösterilecek.

Denetim Kurulu üyelerine gösterilmeyen faturaların nasıl olup da şimdi sizlerle paylaşıldığı sorgulanmak zorundadır.

Öncelikle, o faturaların birer fotoğrafını lütfen çekiniz!

Çünkü, Türkiye’de zamanından sonra veya gerçekleşmeyen bir ticaret için fatura düzenlemek suçtur.

Hem hapis cezası ve hem de büyük para cezaları söz konusudur!

Her faturayı tek tek inceleyeceğiz.

Eğer, yasa dışı fatura düzenlenmiş ise, bu yapanların Türkiye’de en ağır cezayı alacağına şimdiden emin olabilirsiniz.

Yüzbinlerce vatandaşımızın masum yardım etme duygusunu istismar edenlere dünyayı dar edeceğiz.

***

Aynı durum, Bağcılar Cemevi ve Alevi Dernekler Federasyonu Başkanı Zeynel Abidin Koç tarafından verildiği iddia edilen belge için de geçerlidir.

Beyaz kağıdın üzerine bir rakam yazıp, “aldım” diye imza atınca, insanların buna inanacağını beklemek, bu kadar yardımsever insanın aklıyla dalga geçmek demektir.

Türkiye’de sivil toplum kuruluşları gelir ve giderleri ile ilgili olarak resmi kurumlara yıllık ve aylık beyanname verirler.

Bağcılar Cemevi aldıysa, AABF’den aldığı yardımların resmi olarak beyannamesini vermiş ve kayda girmiş midir?

Bağcılar Cemevi, kendisine emanet edilen miktarın nerelere, hangi malzemelerden, hangi fiyattan ve kaçar adet dağıtıldığını belgeleyebilmekte midir?

Bu belgeler var idiyse, AABF’nin resmi bir organı olan Denetim Kurulu’nun üyeleri ile neden paylaşılmadı?

Paraların aktarıldığı iddia edilen diğer kuruluşlar için de aynı prosedür geçerlidir.

***

Kıymetli Başkanlar,

Değerli Canlar,

Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir şirkette dahi, tek bir kişiye tek başına harcama yapma yetkisi verilmez!

Almanca çok güzel bir deyiş var; hepiniz bilirsiniz: “Vertrauen ist gut, aber Kontrolle ist besser!” (Güven iyidir, ama kontrol daha iyidir.)

Hüseyin Mat’a tek başına harcama yetkisi verenlerin şimdi bu sorumluluğu nasıl paylaşacağını merak ediyorum.

Bu yapılan işlem ve sonrasında WhatsApp mesajları ile harcama talimatı vermek suçtur!

Ancak, bu suç tek başına Hüseyin Mat’ın suçu değildir.

Almanya’da bu konuda yerleşmiş bir hukuk vardır: Sorumluluk yetkisi olanlar yetkisini kullanmasa da suçludur.

Çünkü, engelleme ve denetleme hakkı varken bunu da kullanmamıştır!

***

Madımak Belgeseli konusu artık herkesin bildiği bir konu.

Türkiye’de harcanması imkansız bir bedele, 500 bin Avroya 30 yıl önce çekilmiş görüntülerin yeni röportajlarla desteklenmesiyle bir belgesel yapılabileceğini iddia etmek, insanların aklıyla dalga geçmektir.

Belgesel ile ilgili belgeleri de lütfen, sorunuz.

***

Değerli Başkanlar,

Kıymetli Canlar,

Gelin, sorumluluk alalım.

Hep birlikte, AABF’yi çürümüşlükten, Hakk Muhammed Ali yolundan sapmaktan, bir takım çıkarcıların elinde istismar edilmekten kurtaralım.

Alevi Bektaşi olmak yüksek ahlak, fazilet ve feraset demektir.

Bizim köpeklerimiz bile haram yemez”, diyen Pir Sultan Abdal’ın yolundan mı gideceğiz?

Yoksa, “benim Alevim işini bilir” ahlaksızlığına mı teslim olacağız?

En doğrusunu yapacağınıza inanıyorum.

Yorumlar

  • yorum avatar
    Taki Akkuş
    30-11-2024 01:06

    Ali Rıza Özkan Can, para herkesi köle yapmız. Biz hırsızlarla uğraşirken, meğer bizdekiler neler neler yapıyorlar anlattıkların. Bıraksın gitsinler. Muhammet Ali yolunu kirli emellerine alet etmesinler. Aşk ile erenler

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum