Soner Erdoğan yazdı: Cemevlerinde iş sağlığı ve güvenliği

Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı ile Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nin iş birliğiyle düzenlenen “Cemevleri: Dünü, Bugünü, Yarını Sempozyumu” kapsamında ilk olması nedeniyle dikkati çeken bir bildiriyi de İş Güvenliği Uzmanı Soner Erdoğan sundu. “Cemevlerinde İş Sağlığı ve Güvenliğinin (İSG) Önemi” başlıklı bildiri sunan Erdoğan’ın sempozyumu değerlendiren yazısını okurlarımıza sunuyoruz.
Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı ile Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nin iş birliğiyle düzenlenen “Cemevleri: Dünü, Bugünü, Yarını Sempozyumu”, Ankara’da büyük bir katılım ve zengin içerikle tamamlandı.
8-9 Nisan 2025 tarihlerinde Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Itrî Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen iki günlük sempozyumda, alanında uzman akademisyenler, kanaat önderleri ve bağımsız araştırmacı-yazarlarca toplam 82 bildiri sunuldu.
Sempozyumda cemevlerinin dünü ve bugünü masaya yatırılırken, geleceğe yönelik vizyoner bakış açıları sunuldu.
Toplumsal hafıza mekânları olarak görülen bu kurumların, kültürel mirası korumadaki önemi vurgulandı, modern ihtiyaçlara cevap verme ve toplumsal katkısı üzerinde duruldu. Cemevlerinin fiziki yeterliliği, erişilebilirliği ve sürdürülebilirliği gibi konularda da değerli öneriler tartışıldı.
“Cemevlerinde İş Sağlığı ve Güvenliğinin Önemi” başlığıyla katkı sunduğum sempozyumda, 1.1.2025 tarihi itibariyle cemevlerini da kapsayacak şekilde yürürlüğe giren 6331 saylı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun öngördüğü yasal yükümlülüklere dikkat çektim.
Bu kanun çalışma hayatına iki yeni kavram getirdi. Bunlardan birisi çalışan, diğeri ise işveren.
Kanuna göre daha önce işçi-memur olarak ifadesini bulan kavramların yerini “çalışan” kavramı alırken; patron, dernek başkanı, vakıf başkanı, kurum müdürü, cemevi yöneticisi gibi pozisyonlarda bulunanlar için ise “işveren” kavramı gelmiş oldu.
Bu kanun ve kanuna bağlı çıkarılan yönetmeliklerle İSG hizmetlerinin kapsamı ve uygulanış biçimi ayrıntılı olarak düzenlendi.
Mevzuatımızdaki düzenlemelerde iş yerleri yürüttükleri faaliyet koluna göre ‘çok tehlikeli’, ‘tehlikeli’ ve ‘az tehlikeli’ olmak üzere üç ana tehlike sınıfına ayrılmaktadır.
Her tehlike sınıfında bulunan iş yerlerinin kendi içerisinde yerine getirmesi gereken yasal yükümlülükleri bulunmaktadır.
Cemevleri “az tehlikeli” iş yeri sınıfında değerlendirmiştir. Az tehlikeli sınıfta değerlendirilmiş olması cemevlerinde İSG önlemlerinin alınmayacağı anlamına gelmemektedir.
Cemevleri, yalnızca ibadet ve kültürel etkinliklerin yapıldığı bir merkez değil, aynı zamanda çalışan istihdam eden, aşevi, morg, gasilhane gibi eklentileri bulunan mekânlar olarak ön plana çıkıyor. Bu yönüyle kalabalık insan topluluklarının bir araya geldiği bu alanlarda güvenlik, hem yasal bir zorunluluk hem de insan hayatını koruma açısından vazgeçilmez bir unsurdur.
Sunumumda, cemevlerinde yasal zorunluluk olan risk analizlerinin hazırlanması, acil durum planlarının oluşturulması, düzenli İSG eğitimlerin verilmesi ve sağlık kontrollerinin sağlanması gibi konulara vurgu yaptım.
Ancak sahada karşılaştığımız bir gerçek var: Birçok cemevi yöneticisi/işvereni, bu teknik konularda yeterli bilgiye ve deneyime sahip değil.
İşte tam bu noktada, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın daha aktif bir rol üstlenmesi gerektiğine işaret ettim.
Başkanlığın, talepte bulunan cemevlerine bakım onarım ve tefrişat çalışmalarını yaparken İSG önlemlerini öncelikleyen bir yaklaşım benimsemesini, gerekiyorsa iş güvenliği uzmanları ve iş yeri hekimleri ile iş birliği içerisinde güvenlik seviyesini artıracak hem de yasal yükümlülüklerin daha etkin bir şekilde yerine getirilmesini sağlayacak çalışmalar yapmasını önerdim.
Sempozyum bildirileri yakında yayınlanacak ve o zaman bu konulara ilişkin daha detaylı bilgilere ulaşmak mümkün olacak.
Düzenlenen sempozyum, benim için cemevlerinin geleceği adına somut adımlar atılabileceğini gösteren umut verici bir deneyim oldu.
Alevi-Bektaşi inanç ve kültürüne duyulan saygının, modern gerekliliklerle buluştuğu bu tür etkinlikler, hem geçmişe hem de yarına köprü kuruyor.
Umarım, bu tartışmalar sadece kağıt üzerinde kalmaz; sahada somut değişimlere dönüşür.
Son söz olarak, bu tür çabaların ve tartışmaların, sadece bireyler ve cemaatler için değil, tüm toplum için daha kapsayıcı ve sağlıklı bir gelecek inşa etme yolunda önemli bir adım olduğunu düşünüyorum.
Bu vesileyle emeği geçen herkesi kutluyorum.
Soner ERDOĞAN
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- Hozat’ta Alevi-Bektaşi ezgileri yankılandı
- Anadolu’nun Ezgileri “Hünkâr Senfonisi” ile Ankara’da evrenselleşti
- Ahmet Uğurlu Dede’ye Vefa Etkinliği Erzincan’da düzenleniyor
- Prof. Dr. Rençber: Sempozyum, Alevi-Bektaşi topluluğu ile bir buluşma alanı oldu
- Dr. İhsan Ünlü konuştu: Cemevleri için neler yapılabilir?
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.