Hasan Klavuz’u en yakınları dahi savunmadı!

Mersin Cemevi Başkanı Hasan Klavuz’un HÜDA-PAR Mersin il örgütü yöneticileri ile görüşmesine Alevi Bektaşi toplumunda büyük tepki oluştu. Klavuz’u sadece kızı savundu.
Mersin Cemevi Başkanı ve Türkiye’de “Ali’siz Alevilik” fitnesinin tellalbaşı Hasan Klavuz geçtiğimiz günlerde HÜDA-PAR Mersin il örgütü yöneticileri ile bir görüşme yaptı.
HÜDA-PAR Mersin il başkanı Tahirhan Uysal ziyareti “İl yönetimimizle birlikte Mersin Cem evi Derneği Başkanı sayın Hasan Klavuz ve Alevi Dedelerini Cem evinde ziyaret ettik. Ziyaretimizde Alevilerin sorunları, temsiliyet sorunlarını, Cumhuriyetten itibaren görülen zulümleri ve HÜDA PAR'ın her etnik grup ve dini inanç kurum ve değerlerle iletişim halinde politika üretiğimizi hasbihal ettik.
İlgi, Alaka ve teveccühlerinden dolayı kıymetli Başkan ve yönetimine şükranlarımızı sunarız.” ifadeleri ile paylaştı.
Alevi Bektaşi toplumundan gizlenen görüşme, alevihaberler.com.tr haber sitesinin haberi ile duyuldu ve büyük tepki yarattı. Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı yayınladığı bir bildiri ile HÜDA-PAR ile görüşen Hasan Klavuz ve Mersin Cemevi yöneticilerini protesto etti.
Öte yandan, Alevi Bektaşiler arasında fitne yaymakla görevli haber sitesi ve TV kanalı ise, herkesin konuştuğu ve tartıştığı bu konuda haber yapmamayı, deyim yerindeyse “ölü tilki taklidi” yapmayı seçti.
Almanya’nın Bochum şehrinde Dersim Kültür ve Tarih Merkezi adında bir fonlama kuruluşunun başında olan Hasan Klavuz’un kızı Deniz Karakaş babasını savunmada tek başına kaldı.
Karakaş, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “kızı olduğum için değil, onun onurlu duruşuna ve korkusuzca dile getirdiği hakikatlere inandığım için yanındayım” ifadelerini kullandı.
Avrupa’dan fonlanıp Dersim mağduriyetini istismar eden Hasan Klavuz’un kızı Deniz Karakaş babasını savunmak için ilginç bir yol izledi.
KARAKAŞ, HÜDA-PAR YÖNETİCİLERİNİ SUÇLADI
Karakaş, babasının neredeyse “davetsiz misafir” şeklinde kapılarına kadar geldiği için geri çeviremedikleri misafirlerine içeride konuşulanları gizledikleri ithamında bulundu.
Hasan Klavuz için, “kapılarına gelen herkesi —siyasi görüş ayırt etmeksizin— misafir olarak ağırladıkları gibi, Hüda Par temsilcilerini de Mersin Cemevi’ni ziyaret ettiklerinde ağırlamıştır” ifadelerini kullanan Karakaş, babasının misafirlerine “Hizbullah’ın domuz bağıyla katlettiği Konca Kuriş gibi isimler üzerinden yapılan kadın düşmanı cinayetleri ve geçmişte işlenmiş tüm karanlıkları yüzlerine açıkça” söylediğini ama, HÜDA-PAR’ın paylaşımında “kendilerine söylenen bu hakikatleri” paylaşmadığını iddia etti.
KARAKAŞ ALEVİ-BEKTAŞİ KÜLTÜR VE CEMEVİ BAŞKANLIĞI’NA SALDIRDI
Hasan Klavuz’un kızı Deniz Karakaş, HÜSA-PAR’lı yöneticileri suçlamasının da yetmeyeceğini düşünmüş olmalı ki, açıklamasında hedefine Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nı da koydu.
Devletin Hasan Klavuz’un “ayağını kaydırmak” istediğini öne süren Karakaş, “Bunun birçok örneğini görmek istiyorsanız, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığına ve onları ziyaret edenlere bakmanız yeterlidir. Bu oyuna alet olanlar, farkında olarak ya da olmayarak devlete yardım ve yataklık etmektedir” ifadelerini kullandı.
Karakaş’a göre, babasını eleştirenler “devlete yardım ve yataklık etmekteydi”!
KARAKAŞ: ABF SEÇİMİ ÖNCESİ RANT KAVGASI YAPILIYOR
Hasan Klavuz’un kızı Deniz Karakaş, hızını alamamış olacak ki, babasını eleştirenleri bir de ABF seçimlerinde rant kavgası yapmakla suçladı.
Karakaş açıklamasında şöyle diyor: “ABF seçimi öncesi rant kavgasına düşmüş, rol kapmaya çalışan bazı şahıslar bilinçli olarak bu durumu kendi lehlerine çevirmek için provoke ediyorlar.”
Babasını savunmak için eleştirilere en üst perdeden hakaret, iftira ve suçlamalarla cevap yetiştirmeye çalışan Karakaş’a göre devletin polisiyle, valisiyle, Diyanet İşleri Başkanı’yla, bakanıyla, istihbaratçısıyla görüşen Hasan Klavuz “sıradan birisi değil”.
Ama, Klavuz’un söylemleri ile davranışları arasındaki tutarsızlığa dikkat çekenler, eleştirenler “ajan, AK Partili, devlete yardım ve yataklık yapıyor, rantçı” vb.
Karakaş’ı ve babasını Allah’a havale ediyor ve açıklamasını olduğu gibi yayınlıyoruz:
Hasan Kılavuz’a Dair Eleştirilere Cevabımdır
Son günlerde babam Hasan Kılavuz’a yönelik basında çıkan haberler ve sosyal medyada paylaşılan nahoş yorumlar var. Bu eleştiriler ve eleştiri sınırını aşan karalamalar ve hakaretler yeni değil; bunlara defalarca şahit olduk. Bu haksız ve insafsız eleştirilere, hakaretlere karşı sadece kızı olarak değil, adalet terazisini her zaman doğrudan yana koymuş bir insan olarak sessiz kalmak istemedim.
Hasan Kılavuz, yıllardır onurluca yürüttüğü bu görevde kendi için hiçbir çıkar gözetmeden, gelen milletvekilliği tekliflerini elinin tersiyle kenara iterek yola yakışır bir şekilde görevini gerçekleştirdi. Hasan Kılavuz bugüne dek kimsenin ayağına gitmedi, kimseye biat etmedi. Binlerce katılımcının yer aldığı etkinliklerde ya da katıldığı her toplantıda, devlet görevlilerine korkusuzca düşüncelerini ifade etmekten kaçınmadı.
Hasan Kılavuz dün ne söylediyse, bugün de aynısını söylüyor. Hakkın ve hakikatin sesi olarak, kimin karşısında durması gerekiyorsa onun karşısında büyük bir cesaretle sözünü esirgemeden duruyor. Ne milletvekilliği, ne koltuk, ne de herhangi bir çıkar gözetiyor. Kimseye yaranmak gibi bir derdi yok. Onun tek derdi, hakikati dile getirmektir.
Kapısına gelen kim olursa olsun, gerçekleri cesurca yüzlerine söylemesi; taviz ya da yumuşama değildir. Bunu öyle göstermek isteyenler açıkça çarpıtma yapmaktadır. Yalan üzerine yalan ekleyerek Hasan Kılavuz’u hedef göstermektedirler.
Hasan Kılavuz, Mersin Cemevi Başkanı olarak yönetim kurulu ile birlikte kapılarına gelen herkesi —siyasi görüş ayırt etmeksizin— misafir olarak ağırladıkları gibi, Hüda Par temsilcilerini de Mersin Cemevi’ni ziyaret ettiklerinde ağırlamıştır. Görüşme gizli kapaklı değil, Cemevi’nde gerçekleşmiştir. Bu buluşmada Hasan Kılavuz ve Cemevi yönetimi; Alevi toplumunun yaşadığı haksızlıkları, katliamları, inkârı, baskıyı, Hizbullah’ın domuz bağıyla katlettiği Konca Kuriş gibi isimler üzerinden yapılan kadın düşmanı cinayetleri ve geçmişte işlenmiş tüm karanlıkları yüzlerine açıkça söylemiştir.
Elbette Hüda Par, basınla paylaştığı bir kare fotoğrafta, kendilerine söylenen bu hakikatleri yansıtmayacaktır. O kareye bakıp, içeriği bilmeden yorum yapanlar; geçmişte Diyanet ziyaretinde olduğu gibi yine aynı hataya düşmektedir.
Fotoğraflar üzerinden algı yaratmaya çalışanlara hatırlatmak isterim: Söze, içeriğe, cesarete ve tutarlılığa bakın. Gerisi sadece manipülasyondur.
Mersin Cemevi ve Hasan Kılavuz’un başarılı çalışmalarını görmeyenler, tek bir haberini bile paylaşmayanlar, fırsatını bulunca saldırmaya çalışıyor çünkü mesele üzüm yemek değil, bağcıyı dövmektir.
Devletin istediği de tam olarak budur: Hasan Kılavuz’un ayağını kaydırmak ve yerine Alevi toplumunu istedikleri gibi şekillendirecek birini getirmek. Bunun birçok örneğini görmek istiyorsanız, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığına ve onları ziyaret edenlere bakmanız yeterlidir. Bu oyuna alet olanlar, farkında olarak ya da olmayarak devlete yardım ve yataklık etmektedir.
Eleştirenlerin kim olduğuna baktığımızda, kapalı kapılar ardında AKP ve Süleyman Soylu ile görüşüp, bugün çıkıp Hasan Kılavuz’un istifasını isteyenler var.
Bir yanda, yıllarca bir vakfın başında bulunmasına rağmen o kurumu adeta emen, işlevsiz hale getiren bir başkan; Erdoğan güzellemesi yapan AKP’li köylüsü ile poz verip siyasi partilerin kapılarında yer edinmeye çalışan bir kişi, bugün Kılavuz hakkında konuşuyor. Bu tam anlamıyla trajikomiktir.
ABF seçimi öncesi rant kavgasına düşmüş, rol kapmaya çalışan bazı şahıslar bilinçli olarak bu durumu kendi lehlerine çevirmek için provoke ediyorlar.
Şunu unutmasınlar: Hasan Kılavuz sıradan biri değildir. O, Alevi inancının saygın bir temsilcisidir. Hasan Kılavuz, Seyit Sabun Ocağı’nın bir evladı olarak ailesinden aldığı terbiye ile kimi nasıl ağırlayacağını ve nerede ne diyeceğini çok iyi bilmektedir. Amcası 1938’de idam edilmiş, babası yıllarca cezaevinde yatmış bir ailenin mensubudur. O, Dersimlilerin, Alevilerin ve 72 milletin sevgisini ve saygısını kazanmış ve 72 millete aynı nazarla bakan değerli bir kişidir.
Ama unutmayın: Hz. İsa’nın dediği gibi, “İçinizde kim günahsızsa, ilk taşı o atsın.”
Bugün onu linç edenlerin çoğu, geçmişte bazı örgütlerin sivillere yönelik şiddet eylemlerine göz yuman, hatta üstünü örten yapılara tek kelime etmemiştir. Dersim’de sivillere yönelik yapılan saldırılara, Ovacık’ta sokak ortasında yaşlıların yaralandığı bombalama olaylarına, insan kaçırma ve suçsuz yere herkesi “ajan” ilan edip infaz etmelerine karşı sessiz kalanlar, bugün çıkıp Hasan Kılavuz’u hedef alıyor.
Seyit Rıza’nın adını her yerde ağızlarından düşürmeyenler, onu bayraklaştıranlar, sözlerini sloganvari kullananlar; torunları katledildiğinde tek kelime etmediler. O suskunluk hâlâ tazeyken, bugün Hasan Kılavuz’u hedef alarak ahlak ve vicdan dersi vermeye kalkmaları inandırıcılıktan çok uzaktır.
Madem ki Alevi örgütleri ve temsilcileri iddialı, o zaman Dersim’de Kureşan Ocağı’nın 400 yılı aşkın süredir hizmetkârlığını yapan Kızılkan ailesine misafir olup, sofrasına oturup yemek yiyen ve ardından bu ocağın hizmetkârı İmam Hüseyin Kızılkan’ı hunharca katledenleri eleştirsinler.
Eleştirmek bir yana, bu katleden zihniyetin temsilcilerini örgütlerde görevlendirdiler, konuşmacı olarak davet ettiler.
Bugün Hasan Kılavuz’u hedef alanların birçoğu; Dersim 1938’le, Koçgiri’yle yüzleşmeyen, Ermeni Soykırımı’na sessiz kalan, Muhsin Yazıcıoğlu’nu ve Topal Osman’ı övenlere tek kelime etmeyenlerdir. 80’lerin, 90’ların karanlık figürlerine sahip çıkanlara ses çıkarmayıp onların partilerine oy verenlerdir, onların kapılarını aşındıranlardır.
Bu çifte standartla ahlaki üstünlük taslamaya çalışmak, en hafif tabiriyle abestir.
Adalet gerçekten herkes içinse anlamlıdır. Zulüm kimden gelirse gelsin, ona karşı çıkmak onurlu bir duruştur.
Bazıları ideolojik hesaplarına göre tepki veriyor, bazıları susmayı tercih ediyor. Ama Hasan Kılavuz ne susar, ne eğilir. Bu topraklarda hakikati söyleyen insanlar kolay kolay yetişmiyor. Onlara sahip çıkmak hepimizin görevidir.
Hasan Kılavuz, bir Alevi dedesi olarak halkının yanında durdu, bedel ödemekten korkmadı. Bugün yaptığı da tam olarak budur: Ziyareti fırsata çevirip yüzleşme yaşatmıştır. Bu yüzleşme cesaret ister.
Hasan Kılavuz’un kızı olduğum için değil, onun onurlu duruşuna ve korkusuzca dile getirdiği hakikatlere inandığım için yanındayım.
Pir’in dediği gibi…
Koyun beni hak aşkına yanayım
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Yolumdan dönüp mahrum mu kalayım
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Benim pirim gayet ulu kişidir
Yediler ulusu, kırklar eşidir
On iki imamın server başıdır
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Kadılar müftüler fetva yazarsa
İşte kemend, işte boynum asarsa
İşte hançer, işte kellem keserse
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Ulu mahşer günü olur divan kurulur
Suçlu, suçsuz gelir orada dirilir
Piri olmayanlar anda bilinir
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Pir Sultan'ım arşa çıkar ünümüz
O da bizim ulumuzdur pirimiz
Hakka teslim olsun garip canımız
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Aşk ile…
Deniz Karakaş
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.