Aleviyiz dediler, DEM Partili çıktılar!
Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı kaldırılsın diyerek İstanbul Bileşenleri adı altında 31 Mayıs’ta açıklanan bildiri DEM Parti Milletvekili Celal Fırat’ın konuşması çıktı!
31 Mayıs’ta Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı şubeleri, Alevi Kültür Dernekleri şubeleri ve bazı cemevlerini temsil ettiklerini iddia eden bir kısım insan Şahkulu Dergahı’nda bir araya gelerek Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın kaldırılmasını istedikleri bildiri 29 Mayıs 2024 tarihinde DEM Milletvekili Celal Fırat’ın TBMM’deki konuşmasının aynısı olduğu ortaya çıktı!
Şahkulu Dergahı’nı siyasi istismar ve Alevilere yönelik dezenformasyon merkezi haline getirmeye çalışan odakların bir skandalı daha ortaya çıktı.
Bilindiği gibi, 31 Mayıs’ta Şahkulu Dergahı’nda basına ve kamuoyuna duyurulan açıklamanın imzacısı olarak belirtilen çok sayıda cemevi, vakıf ve dergah rızalıkların alınmadığını, hatta haberlerinin dahi olmadığını açıklamışlardı.
Rızalıktan söz eden açıklamanı rızalıksız ve habersiz yayınlanmasının yarattığı skandalın ardından, açıklama metninin de, 29 Mayıs 2024 tarihinde DEM Milletvekili Celal Fırat’ın TBMM’de yaptığı konuşma ile cümle cümle benzerlik taşıması yeni bir skandalın habercisi oldu.
Şahkulu Dergahı’nda okunan bildiriyi kim yazmıştı?
DEM Parti Alevilerin içerisine bu kadar müdahale ederek neyi amaçlıyordu?
DEM Milletvekili Celal Fırat 29 Mayıs’ta yaptığı konuşmasının videosunu neden Şahkulu Dergahı’nda yapılan açıklamadan sonra yayınlamıştı?
İŞTE DEM PARTİ MİLLETVEKİLİ FIRAT’IN KONUŞMASI
29 Mayıs 2024 tarihinde yapılan TBMM görüşmelerinin 88. Birleşiminin 17:52’de açılan üçüncü oturumunda,Gelecek Partisi, DEM Parti, İYİ Parti ve CHP’li milletvekillerinin “Görüşülmekte olan 111 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 3’üncü maddesinin teklif metninden çıkarılması” önergesi hakkında konuşmak üzere söz alan DEM Milletvekili Celal Fırat, önerge hakkında bir cümle sarfettikten sonra şöyle diyordu:
“Alevi toplumunun tüm muhalefetine rağmen Kültür Bakanlığı bünyesinde kurulan Alevi-Bektaşi Daire Başkanlığı marifetiyle inancımız, tanımlanmaya, içi boşaltılmaya, yozlaştırılmaya, kültürel bir ögeye indirilmeye çalışılmaktadır. Bu kurumun, Alevileri birbirine düşürmeye, iktidarın bir aparatı hâline getirmeye çalıştığına hepimiz tanık oluyoruz. İktidarın bir aparatı konumunda olan bu kurum, cemevlerimize, kurumlarımıza, dergâhlarımıza, ocaklarımıza yönelik faaliyetleri yürüterek, iktidarın imkânlarını kullanarak kendisine bağlamaya çalışmaktadır.”
Tesadüfe bakın ki, bu görüşler Şahkulu Dergahı’nda okunan ve Alevi kuruluşlarının görüşlerini yansıttığı iddia edilen bildiride aynen şöyle yer alıyordu:
“Tüm muhalefetimize ve rızalığımızın olmamasına rağmen Kültür Bakanlığı bünyesinde kurulan ‘Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’ marifetiyle inancımız tanımlanmaya, içi boşaltılmaya, yozlaştırılmaya, kültürel bir öğeye indirgenmeye, toplumumuzu birbirine düşürmeye ve iktidarın bir aparatı haline getirilmeye çalışılmaktadır.
İktidarın bir aparatı konumunda olan bu kurum, Cemevlerimiz, kurumlarımız, dergahlarımız ve ocaklarımıza yönelik faaliyet yürüterek, iktidarın imkanlarını da sonuna kadar kullanarak kendisine bağlamaya, Türk-İslamcı ve milliyetçi bir çizgiye çekmeye çalışmaktadır.”
LAİKLİĞİ AYAKLAR ALTINA ALANLAR LAİKLİK İSTİYOR!
DEM Milletvekili Celal Fırat’ın konuşmasından devam edelim:
“Değerli milletvekilleri, Anayasa’da laiklik, din ve vicdan hürriyetiyle, 2014 yılının, AİHM’in… Cemevlerine ayrımcılık yapıldığı, cemevlerinin de diğer ibadethaneler gibi hukuki olarak tanınması gerektiği… Türkiye’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9’uncu maddesiyle bağlantılı olarak din özgürlüğünü garanti altına alan 14’üncü maddesini ihlal ettiğine dair oy birliğiyle alınan kararları hatırlatmak isterim. Kaldı ki bir inanca ilişkin herhangi bir yasaya ya da mahkemeye gerek yoktur.”
Alevi olduklarını iddia eden kuruluşların açıklamasında ise şöyle yer alıyor:
“Anayasadaki laiklik, din ve vicdan hürriyeti ile 2014 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin “Cemevlerine ayrımcılık yapıldığı ve Cemevlerinin de diğer ibadethaneler gibi hukuki olarak tanınması gerektiği” ve Türkiye’nin “AİHS sözleşmesinin 9. maddesiyle bağlantılı olarak din özgürlüğünü garanti alan 14. maddesinin ihlal edildiğine” dair oybirliği ile alınan kararlarını kamuoyuna tekrar hatırlatmak istiyoruz. Kaldı ki bir inanca ilişkin herhangi bir yasa ya da mahkeme kararına da gerek yoktur, ihtiyaçta yoktur.”
CÜMLE HATALARI BİLE AYNI!
Yine, DEM Milletvekili Celal Fırat’ın TBMM konuşmasına bakıyoruz:
“Hatırlatmakta yarar var: Bir yönetmelikle kendinize bağlamaya çalıştığınız bu cemevlerinin tümü Alevilerin binbir emekle, lokmalarıyla…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Fırat, lütfen tamamlayın.
CELAL FIRAT (Devamla) – …alın teriyle yarattıkları mekânlardır. Tarih boyunca yıkmaya, mühürlemeye çalıştığınız, Alevi isminin kullanımını yasakladığınız, “cümbüş evi” dediğiniz, “terör yuvası” dediğiniz ancak cemevleri biliniz ki ibadethanemizdir, cemevleri bizim için onurumuzdur.”
Şahkulu Dergahı’nda yapılan açıklamada bu bölüm şöyle yer alıyor:
“Hatırlatmakta yarar var; bir yönetmelikle kendinize bağlamaya çalıştığınız bu Cemevleri Alevilerin bin bir emekle, küçücük lokmalarıyla alın teriyle yarattığı kurumlardır. Yıkmaya, mühürlemeye çalıştınız, kuruluş aşamalarında ‘Alevi’ isminin kullanımını yasakladınız, Cemevlerine ‘cümbüş evi’ dediniz. Cemevleri bizimdir, Alevi toplumunundur, ibadethanemizdir. Cemevlerinin ibadethane olarak tanınması bizler için onur meselesidir.”
ŞAH KULU DERGAHI’NI DEMLENMEK İÇİN İSTİSMAR ETTİLER!
Öncelikle belirtelim ki, konuşma ve metindeki ifade bozuklukları, birinci çoğul şahıs ile başlayıp üçüncü çoğul şahıs ile biten ve benzeri hatalar tamamen kendilerine aittir.
Ancak, üzücü olan, yüzlerce yıl Alevi Bektaşilerin Hacıbektaş’ta bulunan “pirevi”den sonra, ikinci postnişin makamı işlevi görmüş olan Şahkulu Dergahı’nda biraraya gelerek bu tarihi mekanı istismar eden ve kimlerden oluştukları daha açıklamanın ilk saatinde tartışma yaratan bildiri DEM Millletvekili Celal Fırat’ın konuşması ile neredeyse “birebir” denilecek düzeyde benzerlikler taşımaktadır.
Celal Fırat’ın konuşmasının videosunu dahi iki gün sonra yapılan açıklamayı bekleyerek daha sonra paylaşması dikkate alındığında, her iki tarafın eşgüdüm halinde ve bir plan dahilinde hareket ettikleri açıktır.
DEM Parti’nin terör örgütü PKK ile iltisakı ve bağlantısı konusunda kamuoyunda süren tartışmalar bir yana, bu bildiriyi hazırlayanların Alevi Bektaşi toplumunu DEM Parti’nin yedeğinde göstermeye yönelik bu girişimleri tek başına bir skandaldır!
Bizler Alevi Bektaşi inanç mekanlarının ve yöneticilerinin siyasi söylemlerden, tarafgirlikten uzak durması gerektiğini, laiklik ilkesinin bunu gerektirdiğini dile getirdikçe, terör örgütü PKK ile bağlantıları kamuoyunda ciddi tartışmalara yol açan DEM Parti ile Alevi Bektaşiler yanyana gösterme gayretleri yoğunlaşmaktadır.
İmzacılar arasında, bildiri skandalından ders alarak, yapılan istismarın farkına varacaklar olacak mı, ilerleyen zamanda göreceğiz. Bu bildirinin DEM Parti oyunu olduğunu anlayarak, imzasını çekecek kuruluş ve isimlerin görüşlerini sitemizde yayınlayacağız.
Ancak, bu bildiriyi hazırladığını iddia edenlerin Alevi Bektaşileri temsil etme vasfının olmadığı, bir partinin kuklası haline dönüştüğü ve Alevi Bektaşi toplumuna sürü mantığı ile yaklaştıkları da açıkça ortaya çıkmıştır.
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.