AABK’dan yeni yasak: Bizden izinsiz kimseyi davet etmeyin!

Hüseyin Mat yine mat oldu!Haberi görüntüle

Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK)üyesi federasyon ve dernekleri yeni yasaklarla kontrol altında tutma girişimlerine bir yenisini ekledi.

Hüseyin Mat’ın başkanlığında daha önce, iki ayrı genelge ile önceden izin almadan sivil toplum kuruluşları ile görüşmeyi, daha sonra da Türkiye Cumhuriyeti temsilcilikleri ile görüşmeyi yasaklamıştı.

DİKKAT, ASİMİLASYON GELİYE!

AABK ve AABF Başkanı Mat’ın ekibinin her yasak kararının gerekçesi ise, “asimilasyon”!

Nitekim, bu gerekçe yeni yasak genelgesinde de şöyle ifade ediliyor: “asimilasyoncu anlayışlara karşı hep birlikte mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz”!

“Asimilasyon” Hüseyin Mat’ın ekibinin her zora düştüğünde kullanacağı sopanın gerekçesi olmuş durumda!

AABK İnanç, Yol ve Erkân Kurulu imzası ile yayınlanan açıklamada Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na karşı “bu zor süreçte, dirliğimizi, birliğimizi korumak hepimizin görevi olmalıdır” ifadelerine yer verilen açıklamada, “akademisyen, panelist, yazar-çizer, ana, dede vb hizmet sahiplerinin daha önceden ülke federasyonlarının yetkili organlarının, inanç kurullarının bilgisi ve onayı doğrultusunda, rızalığı alındıktan sonra davet edilmelerinin önemli olduğunu vurgulamak isteriz” deniyor.

ALEVİLİKTE RIZALIK UYGULAMASINI DA ÇARPITTILAR!

Alevilikte “rızalık” müessesi, Kur’an’da yer alan Tevbe suresinin 100. Ayetine uymakla ilgilidir.

İlgili ayette Yüce Allah şöyle seslenir: (İslâm’ın) … “yoluna en güzel bir şekilde uyanlar var ya, Allah onlardan râzı olmuş, onlar da Allah’tan râzı olmuşlardır.”

Yani, rızalık öncelikle iki yönlüdür. Yola uyanlardan Allah razı olmakla birlikte, “onlar” da razı olacak!

Dolayısıyla, Alevi Bektaşiler rızalığı karşılıklı bir gönülleşme, helalleşme olarak anlamış ve yüzlerce yıl uygulamışlardır.

Alevilikte çok önemli işlevi olan “rızalık” müessesini kendisinin ortaçağ zihniyetlerine kalkan yapan sözde “İnanç, Yol ve Erkân Kurulu” bu talimatları için toplumun rızasını almayı unutmuş olmalı ki, yasaklarını arka arkaya sıralıyor!

Federasyonların ve üye derneklerin rızasını almayı ”unutan” ve kendilerinden izin alınması şartını “rızalık” olarak yutturmaya kalkışan AABK İnanç, Yol ve Erkân Kurulu bu tutumunu da yine asimilasyona bağlıyor: “yol ve erkanlarımızın korunması, her türlü asimile edilmesinin önüne geçmek adına bu elzemdir”!

Üye federasyonlar ve dernekler üzerinde kontrollerini her geçen gün kaybeden, inanırlıkları ve samimiyetleri her gün daha güçlü bir şekilde sorgulanan AABK İnanç, Yol ve Erkân Kurulu “Gün; Birlik olma günüdür” sözleri ile “içeriden-dışarıdan gelen ve gelecek saldırılar karşısında, gönüllerimizi, tarihten gelen mirasımız ile birlemeye çağırıyoruz” ifadelerine yer veriyor.

İşte açıklamanın tamamı:

“Değerli Canlar,

Aleviliğin asimilasyonu politikalarının bir ürünü olarak kurulan Alevi-Bektaşi Kültür Cemevi Başkanlığını kabul etmiyoruz.
Bu kurumla işbirliği içinde olan ve Aleviliğin asimile edilmesine hizmet eden sözde dede, özellikle gri pasaportlu dedelerin Avrupa’daki Cemevlerimizde herhangi bir organizasyon (panel, konferans, erkan) adı altında gelip, kurumlarımıza girmelerine izin vermeyeceğiz. Alevi-Bektaşi-Kızılbaş inanç, yol ve erkanlarımızın korunması, her türlü asimile edilmesinin önüne geçmek adına bu elzemdir.
Bu bağlamda; inancımız ve öğretimizle ile ilgili etkinliklerde yer alacak; akademisyen, panelist, yazar-çizer, ana, dede vb hizmet sahiplerinin daha önceden ülke federasyonlarının yetkili organlarının, inanç kurullarının bilgisi ve onayı doğrultusunda, rızalığı alındıktan sonra davet edilmelerinin önemli olduğunu vurgulamak isteriz. İnanç yol ve erkanlarımızın özünü korumak, değerlerimizi yaşatmak, inanç ve kurumsal birlikteliğimizi güçlendirmek, bu zor süreçte, dirliğimizi, birliğimizi korumak hepimizin görevi olmalıdır. İnanç, Yol ve Erkan kurulu olarak; Canlarımızı yolumuzun özüne sahip çıkmaya, asimilasyoncu anlayışlara karşı hep birlikte mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.
Birlikte yürütülecek her türlü çalışmada, Alevi inancının özüne ve inancımızın derinliğine, farklılıklarımıza, yol bir sürek bin bir düsturu ile saygı gösterilmesi gerektiğinin altını çiziyor ve tüm canları zalimin karşısında, dayanışmaya ve birlikte hareket etmeye davet ediyoruz. İçeriden-dışarıdan gelen ve gelecek saldırılar karşısında, gönüllerimizi, tarihten gelen mirasımız ile birlemeye çağırıyoruz. Gün; Birlik olma günüdür.
Kapı kullarına, güçlüden yana, zalimin yanında saf tutanlara, yolumuza ihanet edenlere karşı durma ve mücadele etme günüdür.”