© Alevi Haberler

Ulusoy: Ali'sizlere geçit vermeyeceğiz!

Hacı Bektaş Veli'nin kurduğu dergâh tüm Aleviler üzerinde etkili olmakla birlikte, Hacı Bektaş'ın soyunu devam ettiren Çelebiler ailesi de Aleviler üzerinde otorite sahibi. Böyle olunca, Dergâh Postnişinlerinden birisi olan Veliyettin H. Ulusoy'un geçen hafta bir haber sitesinde yayınlanan ancak sonradan silinen demeci Aleviler arasında büyük tartışma yarattı. Alevihaberler.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Ali Rıza Özkan, tartışılan konuları yine Hacı Bektaş Veli evlatlarından olan Hüseyin Hürrem Ulusoy ile konuştu.

SORU: Sayın Hüseyin Hürrem Ulusoy, öncelikle röportaj talebimi kabul ettiğiniz için size çok teşekkür ediyorum. İlk sorum size şöyle, Alevi olmayan okurlarımızın da tartışmayı anlamaları için soruyorum. Ulusoy'un açıklamaları öncesinde veya geçmiş yüzyıllarda Aleviler arasında Arapça dua okunması/okunmaması yönünde veya Fatiha suresinin cenaze töreninde okunması/okunmaması gibi bir tartışma var mıydı?

HÜSEYİN HÜRREM ULUSOY: Bu sorunuza önce Fatiha suresi açısından cevap vereceğim. Fatiha suresi ile ilgili olarak bugüne kadar herhangi bir tartışma olmamıştır. Ben 68 yaşındayım. Sayısını hatırlayamadığım kadar cenaze törenine iştirak ettim. Cenaze namazı kılınmadan veya Fatiha suresi okunmadan bir cenaze kaldırıldığını görmedim, bugüne kadar.

Alevi-Bektaşi cemaati içerisinde Fatiha suresi ile böyle bir tartışma olmamıştır. Fatiha yalnızca cenaze törenlerinde değil, cemlerde de okunmuştur. Fatiha konusunda önce kendi yaşamımdan başlayarak söze girdim. Hacı Bektaş’ta eskinde Alevi-Bektaşi toplumundan yetişmiş Alevi hocalarımız vardı. Bunlar cenazeyi kaldırırlardı. Edip hoca gibi, Vahit hoca gibi, benim hatırlayabildiklerim.

Amcamın, babamın, abimin diğer büyüklerimizin cenazeleri Alevi hocalar veya dedeler tarafından kaldırıldı. Bugüne kadar Fatiha konusunda herhangi bir tartışma yaşanmadı.

Büyüklerimizden Hamdullah Çelebi, Kırşehir mahkemesinde yargılanırken, müftü Kuran’ı inkar ettiğiniz anlaşılmıştır. Bu suçlamaya nasıl cevap veriyorsunuz, sorusuna “Efendim müftü hazretleri, bizler salat-ı daimdeyiz. Daima Allah’la beraberiz. Salatı inkar etmeyiz. Cem toplantısında Türkçe dua okunduğu doğrudur. Bazı Kuran’dan da ayetler okuruz. Mesela Fatiha gibi” diye cevap veriyor.

Demek ki, Fatiha suresi sadece cenaze törenlerinde değil, cemlerde de okunmuştur. Ne Kuran, ne de Fatiha suresi ile ilgili olarak ne cenaze törenlerinde ne de cemlerde ayetlerin Arapça okunması ile ilgili de herhangi bir tartışma olmamıştır.

SORU: Siz de, Postnişin Veliyettin H. Ulusoy gibi Hacı Bektaş Velî evlatları olan Çelebi ailesindensiniz. Hacı Bektaş Velî evlatları Postnişin tarafından yapılan açıklamaları reddediyor mu, yoksa hem fikir mi?

HÜSEYİN HÜRREM ULUSOY: Ailede, küskünlük, bölünme olmasın, birlik-beraberlik görüntüsü bozulmasın diye, uzun süre sessiz kalındı. Artık durum o noktaya geldi ki, Çelebiler de tepkilerini ortaya koymaya başladılar. Büyük bir çoğunluğun ifade edilenlere katılmadığını düşünüyorum.

Netice olarak, bu tepki giderek daha da artacaktır. Bunun ilk belirtileri ortaya çıkmaya başlamıştır.

SORU: Sizin daha önce Alevilikte tek bir erkân vardır, başlıklı açıklamanızı da düşünerek sormak istiyorum. Sizce, yeni yeni erkân üretme çabaları ile birlikte Postnişin'in Alevi erkânlarında Arapça dualar olmaz, açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

HÜSEYİN HÜRREM ULUSOY: Bu açıklamalar, bizim büyüklerimizin bizlere öğütleri, vasiyetleri ve tavsiyeleri ile çelişiyor.

Örnekleri ecdadımızdan büyüklerimizden vermeye çalışıyorum. Örneğin Feyzullah Çelebi bir tevhid yazmış. Şöyle diyor:

Dedi Mürsel bunlar size emânet

Biri Kur’ân, biri evlat temâmet

Seveni yarlıgarım yevmil kıyâmet

Kâzım Musa Rıza hakkı bağışla

Gönderilenlerin en büyüğü olan Hazreti Peygamber bize iki emanet bırakmıştır. Birisi Kuran’ı Kerim, diğeri Ehlibeyt’tir. Yine feyzullah Çelebi’nin bir dörtlüğü:

Kabul et bu canı kurbân senindir

Dört kitap içinde Kurân senindir

Nerde bir cem olsa irfân senindir

Feyziyâ kelâmın kaleme gelmez

Yani, Kur’an bizimdir. Hamdullah Çelebi diyor ki, “Biz Kuran’ı öğrenmek için okuyoruz, Kuran’da yazılanları tekrar Allah’a göndermek için değil.” Öğrenmek için de kendi dilimizle anlatıyoruz. Bu noktada bizim Sünni kardeşlerimizle farklılığımız oluşuyor.

SORU: Yüzlerce yıl, Aleviler arasında İslâm ile, Kur'an ile ilgili herhangi bir tartışma/çatışma olmadığı halde, son yıllarda Aleviler arasında İslâm düşmanlığı propagandası yapılmasını siz nasıl açıklıyorsunuz?

HÜSEYİN HÜRREM ULUSOY: Alisizlik veya haricilik olarak adlandırılan akım yurtdışında başladı, özellikle de Almanya’da.

Komplo teorilerine fazla itibar etmiyoruz ama, Almanya’da büyük bir Alevi-Bektaşi kitlesi var. Geleneklerinden, inançlarından kopmuş toplumun entegrasyonu daha kolay olacaktır.

Almanya’da protestanlık yaygındır, bu mezhebin kurucusu Martin Luther Kuran’ı Hz. Muhammed’in yazdığı şer ürünü bir kitap olarak değerlendiriyor ve İslam’a ve Hz. Muhammed’e karşı çok olumsuz düşünceler besliyor.

Bizim Aleviler içerisindekilere gelince, onların amacı, Aleviliği ayrı bir inanç gibi gösterip devlettenkaynak sağlamak. Aleviliği kullanara siyasete atılmak istiyorlar ki, bunun örnekleri de var. Bunların amacı yeni bir din kurmak değil. Yeni bir din kurmaya güçleri yetmez Aralarında yeni bir din kuracak bir kişi mevcut değil, mevcut da olmayacak, ama Aleviliği inancından, Kuran’dan uzaklaştırmak, Peygamberi, Ali’yi, Ehlibeyt’i itibarsızlaştırmak... bunun gayreti içerisindeler.

SORU: Hem Hacı Bektaş Velî evlatlarının ve hem de Alevi inanç kurumları olan Ocakların çoğunluğunun Postnişin Veliyettin Hürrem Ulusoy'un açıklamalarına karşı büyük tepki göstermelerinin Alevi toplumuna etkisi konusunda değerlendirmeniz ne olur?

HÜSEYİN HÜRREM ULUSOY: Artık bıçak kemiğe dayandı. Alevi önderlerinin, toplum artık sabredecek gücü kalmadı. Kişiyi öyle konuşturuyorlar ki, Alevi-Bektaşiliğe, yolumuza verdiği zararın yanında, ailemize de çok büyük zararı dokunmaya başladı. Ailemiz de son derece yara aldı ve yıpranmaya başladı. Ocakzadeler şiddetli bir tepki gösterdiler ve örgütlendiler. Bu örgütlenmeye şimdi Çelebiler de dahil olmaya başladı. Genç Çelebiler de bu gidişe dur deme, gereğini hissettiler. Bu tepki giderek daha da güç kazanacaktır.

Zaman içerisinde bunu göreceğiz. Ocakzadeler Meclisi’nin, Vakfımızın, inançlı genç Hacı Bektaş evlatlarının dik duruşu, kararlılığı, daha bir cesaretle ileri atılmaları daha etkin, daha olumlu sonuçlar getirecektir, diye düşünüyorum.

ALİ RIZA ÖZKAN: Sayın Ulusoy, sorularıma verdiğiniz cevaplar için çok teşekkür ederim.

Röportajın tamamını, linki tıklayarak izleyebilirsiniz.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER