Sultangazi Hz. Ali Cemevi ile Cem Vakfı yollarını ayırdı
GÜNDEMSultangazi'de faaliyetlerini sürdüren Hz. Ali İnanç ve Kültür Derneği bir süre önce Cem Vakfı ile başlattığı yol arkadaşlığını sonlandırma kararı aldı. Yeni başkan Deniz Bayar ile bu gelişmeyi ve nedenlerini konuştuk.
SORU: Deniz bey, Hz. Ali Cemevi’nin Sultangazi ilçesinde çok özel bir yeri var. Siz Hz. Ali Cemevi’nin Sultangazi ilçesindeki konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
DENİZ BAYAR: Hz. Ali Cemevi 14 yıl önce gençlerle birlikte kuruldu. Amacı Alevi inancını, geleneklerini ve kültürünü yaşamak ve gelecek nesle aktarmak idi. Sultangazi oldukça kalabalık bir yer. Cemaatler, tarikatlar, ilginç isimlerle kurulan Hristiyan unsurlar bile var. Ancak Aleviler bu kargaşa içinde asimile olmaya yüz tutuyordu. Gençler arayış içerisindeydi. Hatta asimile olmuş tarihini, inancını unutmuş gençler vardı. Derneğimizi kurduktan sonra inanılmaz bir yükseliş yaşadık. TV programlarında, radyolarda konuştuk. Geziler yaptık, Oniki Hizmet, Semah, Zâkirlik bunun yanısıra Türkçe Kur’an dersleri, matematik, İngilizce, Almanca, felsefe-mantık dersleri verildi. Hiçbir ücret alınmadı. Yüzlerce panel, konferans, anma, konser geceleri düzenledik. Bu genç ruh Sultangazi’de parlayan bir yıldız oldu. Bu dükkanı kiralayarak verdiğimiz mücadelede büyük işler başardık. Haklarını asla ödeyemeyiz; bu mekânın sahipleri bizlere inanılmaz olanaklar sundu ve destek oldu. Şimdi tekrar kurucu yönetimimizde yer alıyorlar.
SORU: Sultangazi ilçesi bildiğim kadarıyla yoğun bir Alevi Bektaşi nüfus barındırıyor. Bu konuda bilginiz var mı?
DENİZ BAYAR: Sultangazi’de Esentepe, 50. Yıl ve Gazi Mahallesi bize yakın semtler. Biz Esentepe’deyiz. Buralar Aleviler’in yoğun yaşadığı yerler. Ancak siyasi ideolojiler, diğer grupların din baskısı Aleviler üzerinde hissediliyor. Genelde Tokat, Amasya, Tunceli gibi illerden gelen yoğun nüfus var. Diğer illerinden de önceden göç almış Alevi canlar bulunmaktadır.
SORU: Hz. Ali Cemevi olarak birkaç yıl önce Cem Vakfı ile birleşme kararı almıştınız. Bu kararı almanızda etken nedenler ne idi?
DENİZ BAYAR: Açıkçası Cem Vakfı Türkiye’nin en önemli vakıflarından biri ve Prof. Dr. İzzettin Doğan’ı da Alevilik için hayatını ortaya koymuş, nadir bulunan bir değer olarak görüyoruz. İzzettin Doğan Aleviliği Türkiye’ye, hatta tüm dünyaya tanıttı. Bir dönemde Hayrettin Derun ve Hasan Sezgin Bey’ler vakfın yönetimindeydi. Hayrettin Derun ayrıca cemevimize büyük katkılar yapmıştı. Buradaki yapıyı ve Sultangazi’yi iyi tanıyordu. Gençliğimizi, kadın kollarımızı, yönetimimizi en iyi bilenlerdendi. Hoşgörülü, inancına bağlı, mücadeleci bir büyüğümüzdü. Ayrıca değerli dedemiz Hünkar Uğurlu Alevi İslam İnanç Hizmetleri Başkanlığı’nda uzun yıllar görev almıştı. Hem başkan yardımcılığı, hem başkan vekilliği gibi önemli makamlardaydı. Ayrıca o dönem Cem Vakfı Yenibosna Cemevi’nin dedeliğini de yapıyordu. O dönem karar aldık Cem Vakfı’na girmeye. Çok güvenmiştik. Cem Vakfı bizi daha ileri götürür, eksik ve noksanlıklarımızda yardımcı olur diye düşündük. Bu zor ilçede siyasi ideolojilerin, tarikat ve cemaatlerin büyük tepkilere rağmen, hatta hayatımızı hiçe sayarak Cem Vakfı’nın bayrağını ilk biz dalgalandırdık.
SORU: Cemevinin işleyişi, yönetim tarzı ile ilgili de sanıyorum, farklı düşünceleriniz var. Bize yönetim tarzınız hakkında bilgi verir misiniz?
DENİZ BAYAR: Hepimizi buranın halkıyız. Uzak yerlerden de sürekli gelenler var. Yönetimimiz yine buranın insanlarından oluşuyor. Bizdeki anlayışta yönetimin üstünde YOL vardır. Allah Muhammed Ali Yolu. Ne olursa olsun yönetimler gelip geçicidir. Biz çoğunun yaptığı gibi cemevi yönetimlerini protokol yapmak, siyasi bir yerlere gelmek, adımız ön plana çıksın diye kullanılmasına karşıyız. Bu hassasiyeti baştan beri taşıyoruz. Yönetim üstünde dede vardır. Bizim dedemiz kuruluşumuzda da yer alan, bizim bugünlere gelmemizde en önemli pay sahibi olan, yüzlerce insan yetiştiren, gençleri inanca kazandıran Hünkâr Uğurlu Dede’dir. Kendisinin akademik kimliği de vardır. Bize göre Cemevinin tek önderi vardır. Belli bir mertebeye gelen Ocakzâde Dede’dir. Tüm dedeler başımızın tacıdır.
SORU: Hz. Ali Cemevi’nin Cem Vakfı şubesi olması sonrasında yeniden bağımsız yürüme kararı almanıza yol açan nedenleri bizimle paylaşır mısınız?
DENİZ BAYAR: Kimseyi suçlamak niyetinde değiliz. Ancak Cem Vakfı’nın yeni gelen yönetimi Sultangazi’yi bilmiyor. Burada nelerle uğraştığımızın farkında değil. İsteklerimizi, görüşlerimizi, tavsiyelerimizi göz ardı ediyordu. Bir karar almak için 3 ay bekliyoruz. Dışarıdan insanları yönetimimize monte etmeye çalıştılar. Görüşlerimize saygı dahi duymuyorlar. Artık cemevimizin gidişatının kötüye gittiğinin farkına vardık. Halk olarak aldığımız karar neticesinde Cem Vakfı ile yola devam etmeme kararı aldık.
SORU: Hz. Ali Cemevi olarak bundan sonra neler yapmayı düşünüyorsunuz?
DENİZ BAYAR: Net cevap vereyim. Kaldığımız yerden devam edeceğiz. Biz bayrağına, devletine bağlı insanlarız. Bu devlet bizimdir. Bizim inançsal gereksinimleri karşılama yolunca büyük adımlar atmamız gerekir. Ancak müstakil bir Cemevi yeri almak en büyük mücadelemiz olacak.
SORU: Son olarak neler eklemek istersiniz?
DENİZ BAYAR: Yeni yönetim olarak 14 yıl önceki gibi aşk ve şevkle yola çıktık. Cemevimiz toplumsal barışı sağlamada öncü olacaktır. Hakk Muhammed Ali Yolu’na hizmet etmek ayrıcalıktır. Yüce Allah bu yolun yolcularına güç kuvvet versin. Kimsenin emeklerimizin üstüne oturmasına, bizi hiçe saymasına müsaade etmeyiz. Bizi dikkate almayanları biz de dikkate almayız. Konuşmama şu Kur’an ayetiyle son vereyim:
“Allah, güzel düşünüp, güzel işler sergileyenleri sever.”
Saygılarımızı sunarız.
İlginizi Çekebilir