Mallarına el konulan Eylül Öztürk Mecidiye tekkesini kiralamıştı!
GÜNDEMDilan ve Engin Polat çiftinin ardından gündeme gelen Eylül Öztürk hakkında soruşturma yürütülürken, mal varlığına el konulduğu açıklandı. Eylül Öztürk, Fenerbahçe'de bulunan Mecidiye tekkesini Vakıflar Genel Müdürlüğü'nde kiralaması nedeniyle de Alevi ve Bektaşilerin tepkisini çekmişti.
Dilan ve Engin Polat çifti, kara para aklama, vergi kaçırma gibi iddialardan tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
Bu olaydan sonra gözler diğer fenomenlere çevrildi. Bu fenomenlerin başında ise Dilan Polat'a yakın isimler bulunuyordu.
Bu isimler arasında yer alanlardan biri de Eylül Öztürk idi.
Yurtdışı yasağı getirildiği açıklanan Eylül Öztürk'ün ise, ABD'de olduğu ortaya çıkmıştı.
Eylül Öztürk ve eşi Barış Kenan Özkan'ın Türkiye'den para kaçırdıkları iddiaları ortaya atıldı. Sosyal medya fenomeni ve eşinin 5 milyon dolarla ABD'ye kaçtıkları iddia edildi.
Çiftin, Amerika'ya giderken 144 milyon TL kaçırdığı ve 11 daireyi akrabaların üzerine geçirdiği iddiaları da sosyal medyada gündem oldu.
Engin ve Dilan Polat'ın tutuklanmasının ardından, hakkında soruşturma başlatılan fenomenler arasında yer alarak mal varlığına el konulan Eylül Öztürk'e ait güzellik salonları arasında bir de Bektaşi tekkesi bulunuyor.
HABERİMİZİ OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Fenerbahçe spor kulübünü “manevî himayesi altında” koruduğuna inanılan Bektaşî Babası, Yusuf Fâhir Ataer’in tekkesi olarak bilinen Mecidiye Tekkesi'nin Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Eylül Öztürk'e güzellik salonu olrak işletilmek üzere kiralandığını daha önce haber yapmıştık.
MECİDİYE TEKKESİ ASIL SAHİPLERİNE VERİLECEK Mİ?
Bir Bektaşi tekkesinin Vakıflar Genel Müsürlüğü tarafından asıl amaçlarının dışında bir güzellik salonuna kiralanması Alevi ve Bektaşi inançlı vatandaşlar arasında tepkilere eden olmuştu.
Kara para aklama ve diğer suçlarla hakkında soruşturma açılmasının ardından Eylül Öztürk adlı fenomenin mallarına da el konulmasıyla birlikte, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün kira sözleşmesini iptal etme hakkı doğuyor.
Bektaşiler, Mecidiye tekkesinin asıl amacına uygun olarak, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yeniden Bektaşilerin kullanımına verilmesini istiyorlar.
MECİDİYE TEKKESİ’NİN TARİHİ
Kadıköy, Kuşdili’nde, Hasırcıbaşı Hacı Halil’in eşi Ayşe Sıdıka Hanım 550 Osmanlı Lirası harcayarak bir tekke binası inşa ettirir. Adını da Mecidiye Tekkesi koyar.
Postnişin olarak ise, Hoca Tahsin Efendi’yi posta oturtur. Hoca Tahsin Efendi’nin ölümü üzerine, Bandırmalızâde Ahmet Münip Efendi şeyhlik makamına geçer.
Bandırmalızâde Ahmet Munip Efendi, 10 Nisan 1919’da Şeyühislam fermanı ile idam edilen Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’in cenaze töreni ve Hakk’a uğurlanması Sünni imamlar tarafından reddedilince, cenazeye sahip çıkmıştır.
Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’in cenazesi Mecidiye Tekkesi’nde “sırlanarak” Kuşdili mezarlığında defin işlemleri tamamlanmıştı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından ‘Milli Şehit’ ilan edilen Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’e İstanbul’un vatansever gençleri ve Bektaşîler sahip çıkmıştı.
Bandırmalızâde Ahmet Münip Efendi’nin ardından oğlu Yusuf Fâhir Baba tekkenin postnişini oldu.
Seyyid Yusuf Nizameddin Fâhir Baba (Ataer), Hazret-i Seyyid Safiyüddîn Erdebilî vasıtası ile otuz sekizinci batından Kâzımî seyyidlerinden olduğu bilinir.
Yusuf Fâhir Baba, küçük yaşlardan itibaren çok iyi eğitim almış, İstanbul Bektaşîlerinin kutbu olarak bilinen Mehmet Alî Hilmi Dedebaba’nın yanında yetişmiş ve Arapça, Farsça ve Fransızca’ya ileri derecede hâkim bir kişiydi.
Tasavvufla ilgili şiirler ve yazılar yazmış, öğrenciler yetiştirmiştir. Bektaşîliğe bağlıdır.
Yusuf Fâhir Baba Mecidiye Tekkesi’nin son postnişinidir.
İlginizi Çekebilir