© Alevi Haberler

Kandil nedir, kimler kandil kutlar?

Kandil günlerinde en çok sorulardan birisi de bu ibadetlerin ve kutlamaların ne zaman ortaya çıktığı ve zorunlu olup olmadığı. Öte yandan, Alevilerin kandilleri kutlayıp kutlamadıkları da çok merak edilen konular arasında.

İslam'da Mevlid kandili,Regaip Kandili, Miraç Kandili, Berat Kandili ve Kadir Gecesi olmak üzere beş tane kandil vardır.

Mevlid kandili Hz. Peygamber’in doğumu münasebetiyle kutlanır. Mevlid kutlamalarını ilk başlatan kişinin Hicrî 604 yılında, Selahaddin Eyyubî’nin eniştesi ve Erbil atabeği Melik Muzafferüddin Gökbörü (ö. 630/1233) olduğu kabul edilir.

Üç ayların ilk cuma gecesine rağbet gösterip ihya etmeye başlanmasıyla, bu gecenin Regaib diye adlandırılmasında Hz. Peygamber’e izâfe edilen, fakat hadis âlimlerince mevzû olarak değerlendirilen rivayetin de etkisi olmuştur.

Receb ayında kutlanan diğer bir gece de Mi‘rac gecesidir. Mi‘rac müslümanlar için bir bayram, kutlanmaya lâyık bir olay haline gelmiştir.

Berat gecesi adını Allah’ın günahkârları affetmesinden alır (berâet). IX. yüzyılda yaşayan Fâkihî Mekke’de Berat gecesinin kutlanmasıyla ilgili bilgi vermektedir. Buna göre Mekke halkı Mescid-i Harâm’da namaz kılmak, Kâbe’yi tavaf etmek ve Kur’an okumak suretiyle geceyi ihya ederdi.

Kandille kutlanan mübarek gecelerin en önemlisi Kadir gecesidir. Aynı adı taşıyan sûrede (97/23) Kur’an’ın inmeye başladığı bu gecenin bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilmektedir.

OSMANLI DEVLETİNDE KANDİL KUTLAMALARI

Kandil geceleri, İslam'ın ilk zamanlarında var olan bir âdet olmayıp, Osmanlı Padişahı II. Selim döneminde (1566-1574) camiler aydınlatılıp minarelerde kandiller yakılarak kutlandığı için bu gecelere kandil geceleri denilmiştir. II. Selim Kanûnî Sultan Süleyman’ın Hürrem Sultan’dan doğan oğludur.

Kandil gecelerinin kutlanma tarihleri kamerî takvime göre şu şekilde belirlenmiştir: Mevlid kandili rebîülevvel ayının on ikinci, Regaib receb ayının ilk cuma, Mi‘rac aynı ayın yirmi yedinci, Berat şâban ayının on beşinci, Kadir ise ramazan ayının yirmi yedinci gecesidir.

Kandil gecelerinde, sarayda düzenlenen törenlerin yanı sıra, önceleri Ayasofya Camii’nde, sonraları Sultan Ahmed Camii’nde yapılan merasimlere devlet erkânıyla birlikte halk da katılırdı.

Bu merasimlerde, Kur’an-ı Kerîm tilaveti, vaaz ve mevlid okunması icra edilirdi. Tarih içerisinde farklı dillerde birçok mevlid yazılmasına rağmen, zamanla Süleyman Çelebi’nin 1409 yılında yazdığı Vesiletü’n-Necât isimli mevlidinin okunması âdet haline gelmiştir.

Kimi Sünni âlimler İslâm Peygamberi Hz. Muhammed’in dünyaya gelmesi sebebi ile sevinmenin, bu güne hayır amaçlı olarak muhtaçlara yardım etmenin ve Peygamberimize mevlid gibi şiirler okumanın güzel birer amel olduğunu söyleyerek, mevlid kutlamalarının “bid’at-ı hasene” sayılması gerektiğini ifade ederken, diğer bazı Sünni âlimler de mevlid kutlamalarına “bid’at-i seyyie” gözüyle bakmış ve buna şiddetle karşı çıkmıştır.

Sünni ve Şii mezheplerinde mevlidler ve kandiller konusunda bir fikir birliği olmadığı açıktır, ancak iyi niyetle yapılan bir uygulama olduğu değerlendirilerek hoşgörü gösterilmesi eğilimi ağırlıktadır.

ALEVİLER VE KANDİL KUTLAMALARI

Türkmen Aleviler, İslâm açısından önemli mir’aç, Hz. Muhammed’in doğumu gibi önemli günlere inançlarında yer vermekle birlikte, kandil kutlaması yapmazlar.

Kendilerine seçtikleri tanımlama dolayısıyla özellikle Hz. Ali ile özdeşleştirilen ve Kerbala katliamında tutulan yastan dolayı da Hz. Hüseyin ve Ehl-i Beyt’e bağlılığı bilinen Alevilerin İslâm Peygamberi Hz. Muhammed’i Allah’ın Resulu olarak kabul ve iman ettiklerine dair şüphe yoktur.

Aleviler her ibadetlerine Allah’a, resuluna ve velîsine salavat ile başlarlar.

Türkmen Alevi inancı ve kültüründe Hz. Muhammed’in müstesna bir yeri vardır. Aleviliğin ortaya çıkışından 21. yüzyıla kadar geçen sürede erenlerin ve halk ozanlarının Alevilerin Hz. Muhammed’e bağlılığını ifade eden binlerce yüksek vasıflı edebiyat eseri çıkmıştır.

Mir’aç, Alevilerin menkıbevî bir anlatımla çok önemsedikleri ve inancın temellerin gösterildiği bir olaydır.

Kırklar Meclisi, Sırr-ı Ali, Allah’ın Aslanı, Velayet, paylaşım, bereket, bezm-i elest, mürşid, pîr ve rehber düzeni gibi daha pek çok Alevi inancının temel kural ve anlayışları mir’aç içerisinde şekillendirilmiştir.

Alevi ozanlar da “miraçlama” adı altında cem ibadetlerinde okunmasına özel önem verilen nefesler yazmışlardır.

Öyle ki, mir’aç Alevi inancının temel sütunlarından birisi haline gelmiştir, diyebiliriz.

Ancak, bütün bu gerçeklere rağmen, Alevilerin söz konusu gün ve gecelerde kutlama töreni düzenleme gelenekleri olmadığı da açıktır. Öte yandan, gelenekte olmamasına rağmen, son dönemde kentlerde kimi cemevlerinin bu tür günlerde cem ibadeti töreni düzenlediği de görülmektedir.

Esasen, kandiller önce Osmanlı sarayında başlatılıp, sonradan halk arasında yaygınlaşan bir etkinlik olduğu için, Türkmen Alevi inanç ritüelleri arasına girmemiş olması da şaşırtıcı değildir.

Öte yandan, Arap Alevileri (Nusayriler) ise, yukarıda sözünü ettiğimiz 5 kandil kutlamasını da yerine getirirler.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER