İbrahim Afatoğlu yazdı: Yunus Emre'nin mürşidi Tapduk Emre
KONUK YAZARAraştırmacı yazar İbrahim Afatoğlu, Yunus Emre'nin mürşidi Tapduk Emre'nin türbesini ve köyünü ziyaret ederek izlenimlerini yazdı.
Horasan erenlerinden olan ve Moğol baskısı döneminde Anadolu’ya gelen Tapduk Emre, XIII. yüzyılda Orta Anadolu'da Aksaray ve çevresinde yaşamıştır.
Hacı Bektaş-ı Veli'nin halifelerinden olan Tapduk Emre, büyük Türk-İslam Mutasavvıfı Yunus Emre'nin mürşididir.
Hacı Bektâş-ı Velî ve Mevlâna ile aynı çağda yaşamış olan Tapduk Emre, kaynaklarda Sarı Saltuk ve Barak Baba'nın müridleri arasında da gösterilir.
Tapduk Emre'nin talebesi Yûnus Emre, kapısında kırk yıl boyunca hizmet ettiği hocasından öğrendiklerini geniş bir coğrafya'ya yaymış, “Vardığımız ellere, şol safâ gönüllere - Halka Tapduk mânisin, saçtık elhamdülillâh” diyerek, ondan övgüyle bahsetmiştir.
Osmanlı arşiv belgelerinde Aksaray Sancağı, Eyübeli (Ortaköy) Kazası, Oflagu (Tapduk) Karyesinde gösterilen Tapduk Emre Türbesi, Aksaray’a 26 km mesafede bulunmaktadır.
Tapduk Emre, Hacı Bektaş Veli ile aynı çağda yaşamış ve o Ulu Hünkâr ile ilişkiler geliştirmiştir.
Hacı Bektaş Veli Anadolu’ya geldikten sonra Anadolu’da bulunan bütün Rum (Anadolu) erenleri, Hacı Bektaş Veli’ye, “Hoş geldiniz Hünkar Hacı Bektaş Veli” demeye giderken Emre’ye “Haydi sen de bizimle gel”, dediler. Emre, çok güçlü bir erdi. “Dost divanında erenlere nasip veren Hacı Bektaş adında bir er görmedik”, dedi ve Hacı Bektaş’a gitmedi. Emre’nin sözünü Hünkâr’a ilettiler.
Hünkâr, Sulucakarahöyük’te Kadıncık Ana’nın evine yerleşince, çeşitli bölgelerden gelen muhipler, müritler Hacı Bektaş Veli’nin serçeşme (mürşit) olduğu kabul edilmeye başlandı.
Bu arada Hünkâr, Saru İsmail Sultan’ı gönderip Emre’yi çağırttı. Emre yanına gelince Hacı Bektaş, “Siz, dost divanında erenlere nasip veren Hacı Bektaş adında bir kimse görmedik demişsiniz, siz o nasip veren elin bir nişanesi/işareti olduğunu da bilir misiniz?”, diye sordu.
Emre, “O divanda bir yeşil perde vardı, onun ardından bir el çıktı, bize nasip verdi. O elin avucunda güzel, yeşil bir ben vardı, şimdi bile görsem tanırım”, dedi.
Bunun üzerine Hacı Bektaş elini açtı. Emre, Hacı Bektaş’ın avucunda o güzelim yeşil beni görür görmez üç kez “tapduk Hünkârım”, “tapduk Hünkârım”, “tapduk Hünkârım”, dedi.
Bundan sonrada adı, Tapduk Emre kaldı.
Yunus Emre’nin mürşidi Tapduk Emre’nin bir mezarı da Aksaray vilayeti, Merkez ilçeye bağlı Tapdukemre köyünde cami, müze, kütüphane, hazire ve türbeden oluşan güzel ve temiz bir külliyesi bulunmaktadır.
Ziyaretçisinin de çok olduğu görülmektedir.
Aksaray’a giderseniz, Türk bilgesi ve Türkmen Dedesi Tapduk Emre Külliye ve Türbesini ziyaret etmeyi unutmayın derim.
Tapduğun tapusunda,
Kul olduk kapısında,
Yunus miskin çiğ idik,
Piştik elhamdülillah.
İlginizi Çekebilir