© Alevi Haberler

Alevileri Diyanet’e yönlendiren Kaboğlu baroya aday oldu!

Tüm kentlerde baro yönetimleri seçimleri heyecanla sürerken, İstanbul Barosu seçimlerine Alevilerin yakından tanıdığı bir hukukçu da adaylığını açıkladı. Listesinde çok sayıda DEM Partili avukata yer vermesi ile eleştiri oklarını üstüne çeken Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nınkuruluş kararnamesinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuruda, Alevilerin Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan hizmet alması gerektiğini savunmuştu!

Türkiye’nin tüm illerinde baro seçimleri heyecanla sürerken, İstanbul Barosu’nda sürpriz bir aday ortaya çıktı. Prof. Dr. İbrahim Özden Kabaoğlu’nun adaylığını açıklaması ile, kendisine yönelik eleştiriler de yeniden gündeme geldi.

Daha önce CHP İstanbul Milletvekili olarak görev yapan, hazırladığı anayasa taslağı ile hem parti içinde ve hem de parti dışında büyük eleştiri alan Prof. Dr. İbrahim Özden Kabaoğlu’nu Aleviler, devletten alma hakları olan hizmetleri Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan almaları gerektiği görüşü ile tanıyor.

Alevi Bektaşi toplumunun son olarak “Alevi Çalıştayları” sürecinde Diyanet İşleri Başkanlığı çatısı altında hizmet almayı kabul etmediklerini açıkça ifade ettikleri ve AK Parti iktidarının da bu talebi onayladığı bilindiği halde, Prof. Dr. İbrahim Özden Kabaoğlu CHP İstanbul Milletvekili olarak TBMM’de görev yaptığı sürede Alevilerin hizmetlerinin Diyanet İşleri Başkanlığı eliyle yürütülmesi gerektiği görüşünü ifade etmişti.

Kabaoğlu, 2022 yılında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kurulan Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuruda da bu görüşünü yazılı olarak ifade etti.

135 CHP Milletvekilinin imzası ile Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuruda, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na “112 sayılı CBK, 22/6/1965 tarih ve 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunu’nda düzenlenmiş konularda düzenleme yapmaktadır” ifadeleri ile itiraz edilerek, kapatılması gerektiği şöyle gerekçelendiriliyordu:

“Anayasa'nın 136. Maddesi gereğince düzenlenen 633 sayılı Kanunun birinci maddesi Diyanet İşleri Başkanlığı'nın görevi tanımlanmıştır. Söz konusu maddeler şu şekildedir.

“Görev:

Madde 1 - İslam Dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet verlerini yönetmek üzere; Cumhurbaşkanlığına bağlı Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur.

Diyanet İşleri Başkanlığı ve Başkanlığın izin verdiği vakıf, kurum ve kuruluşlar dışında, diğer kurum ve kuruluşlar ile özel ve tüzel kişiler tarafından "Diyanet" kelimesi isim, unvan ve marka olarak kullanılamaz.

Görüldüğü üzere 633 sayılı Kanunun 1. Maddesinin birinci fıkrasında İslam dininin inançları ile ibadet yerlerinin yönetimi, bunlarla ilgili iş ve işlemleri yürütme ve din konusunda toplumu aydınlatma görevi Diyanet İşleri Başkanlığı’na verilmiştir.

Dolayısıyla, yukarıda da belirtildiği üzere bir dini inanç olan Alevilik ve ibadethane olarak tanımlanan cemevlerinin, bir kültür biçimine indirgenerek dini inanç hürriyeti dışında tanımlayan ve bu konuyu Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın görevleri arasına alınmasına ilişkin CBK düzenlemesi, konu açısından Anayasa'nın 104. Maddesinde tanımlanan sınırları aşan ve kanun ile düzenlenmiş ve Diyanet İşleri Başkanlığı’na anayasal olarak verilmiş olan yetkiye dayanarak düzenlenen kanununa da aykırılık taşımaktadır.”

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER