© Alevi Haberler

Akaras: İdeal düşüncemiz inanç devletten bağımsız olsun

Alevihaberler.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Ali Rıza Özkan, son günlerde Aleviler için kurulacağı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ilan edilen Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı kurumu ekseninde, Ehl-i Beyt Âlimleri Derneği Genel Başkanı Kadir Akaras ile Ceferilerin de taleplerini görüştü.

Muharrem ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ankara’da Hüseyin Gazi Cemevi’ni ziyaret etmesi ve hemen ardından Hacı Bektaş Velî anma etkinliklerine katılması ülkemizdeki inanç atmosferini yumuşattı.

Erdoğan’ın kısa bir süre sonra, bu kez İstanbul’da bulunan, Alevilerin Hacı Bektaş Dergâhı’ndan sonra ikinci en önemli mekanı Şahkulu Dergâhı’nda hem bazı cemevlerini açılışı ve temel atma törenine katılması ve burada Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı kurulacağını ilan etmesi Cumhuriyet’in kuruluşundan beri çözülemeyen bir sorun olarak duran Alevi ibadethanelerinin yasal ve meşru bir zemine taşınması açısından sevinçle karşılandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın toplumsal barışı pekiştirecek bu girişimleri nedeniyle, ülkemizde Aleviler dışındaki 2 büyük inanç grubu olan Caferiler ve Nusayrileri de dikkate sunmak istedim. Bu amaçla, ilk olarak Ehli Beyt Alimleri Derneği Genel Başkanı Kadir Akaras ile görüştüm.

Görüşmemizi sağlayan ve video kayıt için teknik olanaklarını kullanmamıza izin veren Kanal 14 yetkililerine teşekkürlerimi okurlarımız aracılığı ile sunuyorum.

Sayın Akaras, bize Caferiliği anlatması ricamıza şöyle cevap verdi:

Kadir AKARAS: Caferilik ve Alevilik inanç bakımından aynı. Yani, Peygamberimize ve 12 İmamların imametine inanıyoruz. Eski tarihlere gittiğimiz zaman, Ehl-i Beyt taraftarlarının tamamına Alevi deniyordu. Caferi toplumu tevhide inanır, nübüvvete inanır, Hz. Perygamber’den soınra da, Müslümanların imamlığı, Gadir Hum hadisi gereği ve Kuran’daki velayet ayetleri doğrultusunda 12 İmama intikal ettiğini düşünür.

Caferlerin Türkiye’deki sayısı konusundaki sorumuza Akaras şöyle cevap verdi:

Kadir AKARAS: Elimizde böyle bir istatistik olmadığı için, kesin bir sayı söyleyemeyiz. 1 ile 3 milyon arasında değişen rakamlar var.

Caferilerin genellikle Azerbaycan ve İran sınır bölgelerimizde yaşadığını doğrulatmak amacıyla yönelttiğimiz soruyu ise, Akaras doğruladı. Kars, Iğdır gibi illerimizde Caferilerin yoğunlukla yaşadığını belirtti.

Akaras, gündemde olan Alevilerle ilgili düzenleme girişimini Caferiler açısından değerlendirmesi istemimize ise şöyle cevap verdi:

Kadir AKARAS: Türkiye’de genel olarak bir vatandaşlık sorunu var. Hanefilik Diyanet İşleri Başkanlığı çerçevesinde belli bir mesafe kat etmiştir. Aleviler de sayı ve örgütlenme gücü nedeniyle belirli bir mesafe kat edebilmiştir. Zaman zaman Caferilik ile ilgili konular da gündeme gelmiştir.

Bizim ideal düşüncemiz şu: Diyoruz ki, inanç devletten bağımsız olsun. Bütün inanç grupları bağımsız olsun. Din ilahi bir yapıdır ve bu ilahi yapının gönüllülük esasına dayalı olması gerekir.

İdeal olan, Ehl-i Sünnet camiası kendi camilerini kendileri yapsınlar, hocalarının maaşlarını kendi cemaati versin, caminin giderlerini kendileri karşılasın. Aleviler kendi giderlerini karşılasın. Devletin ayırmış olduğu bütçe toplumun refahı için kullanılsın.

Bu mümkün olmadığı için, Aleviler de, Caferiler de aynı hakları istiyor.

Diyanet’e bağlı olmayan 10 bin civarında cami vardı.

Caferilerin devletten isteği, siyasetin din üzerinde egemenlik kurmaması, dinin özgür alanını koruma altına alması. Devlet zaten İçişleri Bakanlığı aracılığı ile camilerin, cemevlerinin derneklerini, vakıflarını denetliyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde Alevi, Caferi Masası olabilir. Veya Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı şeklinde olabilir. Özü itibariyle sorun değil. Ama hangi yöntemlerle yönetileceği, asıl sorun bu. Toplumu da endişelendiren, bizi de endişelendiren konu budur.

Caferi camilerinin Diyanet’e bağlı olmadığını vurgulayan Akaras, sorumuz üzerine, Türkiye genelinde 300’e yakın Caferi camisi olduğunu belirtti.

Ehl-i Beyt Alimleri Genel Başkanı Kadir Akaras, Caferi camilerin bağımsızlığının korunması, hukuki meşruiyet zemini ve şeffaflık olarak 3 temel noktada taleplerini dile getirdi.

Din adamlarının maaşlı devlet memurlarına dönüşmesine kesinlikle karşı olduklarını vurgulayan Akaras, devletin diğer alanlara yapacağım maddi yardıma itiraz etmeyeceklerini belirtti.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER